"İlber Ortaylı'yla bir dizide oynamak isterim!"

-Küçük yaşlardayken oyuncu olacağınızı düşünüyor muydunuz?

Çocukken aynanın karşısında şarkılar söyleyip, fırçalarla mikrofon yapan cinsten bir çocuk değildim. Eğer sınavları kazanamasaydım şu an bu durumda olmayacaktım. Ama başka bir meslekte de mutlu olacakmışım gibi geliyor bana. Çünkü her şeyi çocukluğunuzda hissedemeyebiliyorsunuz. Ben hikaye dinlemeyi her zaman çok sevdim. İnsanlar benim için masal uydururlardı. Çünkü dinlemeyi severdim. Hala seviyorum. Sonra herhalde bir zaman geldi bende hikaye anlatmak istediğim için oyuncu olmaya karar verdim.

Ben matematik bölümü mezunuyum. Bence matematik sanatla çok ilgili. Her şeyin bir matematiği var. Oyunculuğunda bir matematiği var. Müziğin daha gözle görülür bir matematiği var.

-Dizilerde aldığınız roller gerçek hayatınıza etki ediyor mu, kendinizi rolünüze kaptırdığınız oluyor mu?

Sadece dizilerde yaşamıyorum. Bir hayatım var. Eğer buna kendimi kaptırırsam psikoloğa görünmem lazım. İnsanlar pek görmek istemese de benimde bir karakterim var. Dizilerdeki karakterlerimden farklıyım. Ben hem tiyatroda çalışmalarıma devam ediyorum hem de ailem var çocuğumla ilgileniyorum. Bu kadar şeyin arasında dizideki karakterin beni etkilemesine izin vermemek zorundayım.

-Kendinizi televizyonda izliyor musunuz?

Bir dönem seslendirme de yaptığımız için ses nasıl olmuş diye izliyordum. Ama şimdi sesli çektiğimiz için diziyi yakalayabilirseniz anca olabilir. Baştan sona izlediğim tek dizim "Gönül İşleri" oldu. Çünkü kızım çok seviyordu diziyi. Haftanın altı günü çekim yapıp sonra oturup kızımla birlikte diziyi izliyorduk.

-Kızınızla beraber bir dizide rol almak ister miydiniz?

Tabii ki anne-kız bir projede yer almak isteriz ama onun için henüz erken. O benim bir ufaklık halimi oynadı "Yaprak Dökümü"nde. Bir sahnelik bir işti. Bir anı kalsın diye oynadı. O da belli konularda ilerlemek isteyen bir insan. Onları yerine getirebilirse bende ona eşlik etmek isterim.

-En son ne zaman daha önce yapmadığınız bir şey denediniz?

Uzun zamandır eski objelerle ilgilenmiyordum. Bir objeyi taktım kafama. Dün onu aldım. Ve uzun bir süre onu temizledim. Eski objeleri seviyorum.

-Mutfakta olmayı sever misiniz?

Hem eşim, hem de çocuğum dahil olmak üzere ikisi de gurme. Gurmelere bir şeyleri beğendirmek zor oluyor. Ama benimde kendime uygun, denediğim yemeklerim var. Bütün değişik mutfakları deneme arzusundayım.

-Annelik kadının emekli olmayacağı tek meslek midir sizce?

Emekli olamıyorum, görüyorum.

-Set anınız var mı?

"Süper Baba" da çekimde merdivenli bir yerde çekim yapıyorduk. Arkamda olması gereken oyuncu o sırada orada olmuyor, ben prova yaptığımızı sanıyordum. Arkaya doğru düşme sahnesi var, arkamda olması gereken kişi de tutacak beni. Ben düşmeyi yaparken kameramanın gözünden arkamda kimse olmadığını anlayıp, havadayken kendimi kilitleyip popo üstü yere düştüm. İlk defa popomun büyük olması işime yaradı.

-Nasıl bir süper gücünüz olmasını isterdiniz?

Duvarların içinden geçebilmek.

-Doğal ortamın neresi olmasını isterdiniz?

Suyun altı benim çok dikkatimi çekiyor. Ama karada ve yeşilliğin içinde olmayı tercih ederim. Beton değil, yeşillik istiyorum.

-Biri size vurdu, sizin tepkiniz ne olurdu?

Daha fazla darbe almamak için elimden geleni yapardım.

-Hangi dizide, kimle yer almak isterdiniz?

İlber Ortaylı. En azından güzel sohbet ederiz, ben tarih severim.

-Gençlere ne tavsiye ederdiniz?

%25 oranındaymış işsizlik şimdi gençler arasında. Korkunç rakamlar dönüyor. Sanatı takip edebilmek, tiyatroya gitmek, çeşitli etkinlikleri izlemek.. Bunlarla insan hayata daha çok tutunuyor. Bu gibi özelliklerini kaybetmesinler. Bu gibi ortamlarda bulunun, bu kendinizle yüzleşme fırsatı. Bir yanından bir şekilde sanata bulaşmanın insana hiçbir zaman kötü gelmediğine inanan bir insan olarak bunu şiddetle tavsiye ediyorum. Ne olursa olsun, dünya belki bizim için iyiye doğru gitmeyebilir ama umutlarımızı kaybetmeden, kendi isteğimize yakın olanakları sağlayacağımız günleri beklemek ve bunun için çalışmanın gerektiğine inanıyorum ben.

Haber: Buse Yılmaz