14 Şubat ve 90'larda sevgili olmak
"Yıllara göre aşk değişmez" demek isterdim. Maalesef değişiyor. Peki aşkın değiştiğinin göstergesi nedir? 1990’lara gidelim... 90’larda aşık olmanın neyi farklıydı? Dinlediğimiz müzikler, aşkın saflığına inanışımız ve duygularımızı yansıtma biçimlerimiz farklıydı sanki...
"Yıllara göre aşk değişmez" demek isterdim. Maalesef değişiyor. Peki aşkın değiştiğinin göstergesi nedir? 90’larda aşık olmanın neyi farklıydı? Evet, müzik her yılda aşkı anlatıyor. 90’lı yıllarda “O beni seviyor” diyebilmenin kanıtlarından biri büyük bir heyecanla hazırlanan karışık kasetlerdi. Karışık kaset yoksa sana aşık değildi. Yüzlerce kasetin de vardı. Büyük müzik setlerini kısık sesle dinlerdin. Ama onun hazırladığı kaset bambaşka olurdu. Nasıl acılı nasıl derinden yaralı gözyaşların sel olurdu.
İki kere çaldırınca...
Arkadaşlarınla bir tıkla oluşturduğun toplu Facebook etkinlikleri yoktu. Sessiz bir şekilde en fazla ev telefonundan nefes alıp vererek dinlerdin o “Alo” sesini ve bir daha aramaya cesaret edemezdin. Telefon sapığı modülüne geçerdin. Randevulaşmak tamamen o evdeki ahizeli makineye bağlıydı. Belki de paran gitmesin ya da kimse farkvetmesin diye takoz cep telefonunu çaldırırdın. İki kere çaldırınca "Seni seviyorum" demiş olurdun.
İnanırdın! "Oradaydım" derse, evet, inanırdın. Onun söylediklerini teyit edecek Skype ya da görüntülü konuşma teknolojileri yoktu. Eski sevgiline bir saniye içinde sahte hesaplar açarak ulaşamazdın. Evet bir şeyleri yapamazdın. Ama derler ya bazen yapamamak iyidir. O zamanlar ilişki bittiyse biterdi. Geri dönüş sokaklarda yatmana bağlıydı ya da sevdiğinin kardeşi varsa şanslıydın. Kız kardeş nazını çeker buluştururdu. Şimdi herkes farklı odalarda kulaklık takıyor.
Bir de Mirc, Yonja gibi platformlar patladı. 'ASL' diye bir kavram vardı. 'MRB' girdi hayatımıza ve sonrası tam bir çorap söküğü, eve giren iyice incelen ve küçülmüş bilgisayarlar ve elimizden düşürmediğimiz telefonlar… Onlar da akıllıydı. Onlar akıllandıkça bazı şeyler aptallaştı mı ya da bizim hislerimiz mi hafifleşti?
Belki de nostalji zamanıdır!
Etraflıca düşünerek yazılan mesajlar ya da online casusluklar yoktu. Aşkın başlaması ya da bitmesi Instagram hikâyelerine bağlı değildi. Sayfanda fotoğraf paylaşıp paylaşmamakla ölçülmezdi aşkının kıymeti. Ne yazık ki aşklar yeni versiyonuna geçti. Sanki kötü bir şey oldu. Ama iyi yönlerinden biri Kovid-19 kasırgasına dayanma gücünü vermesi oldu. Bu kadar ihtiyaç haline geleceğini bilemedik. Anlamadık o teknolojiyi ve belki de duyguları içine koyup ikisini de hunharca kullandık. Şu an tam da kullanma vaktidir.
Bu 14 Şubat günü belki de nostalji yaşatmalısınız. Artık teknolojiyi lehinize çevirmek sizin elinizde. Fotoğraf ya da videolardan bir kesit yapabilirsiniz. Herkes edit yapıyor, herkes yönetmen ve herkes kendi sevdasının oyuncusu olabiliyor. Ah o akıllı telefonlarda hayal edemeyeceğiniz uygulamalar var. Bence bu özel bir gün ve büyük bir araştırmayı hak ediyor.
Mükemmel yanı o zamanların 3 ayda bitmezdi ilişkiler ve sonu çoğunlukla evlilik ile taçlandırdı. Sevgi ve bazen bir ömür arasanız da bulamayacağınız aşk eğer avucunuzda ise kıymetini bilin... Sevgililer Günü’nüz kutlu olsun!