Vagonların arasından geçmeye çalışmak 'çocukluk' değildir
Osmaniye'de vagonların arasından geçerken trenin hareket etmesi sonucu ezilerek korkunç bir şekilde yaşamını yitiren henüz 12 yaşındaki Muhammet Mehmet Gelebek'in başına gelenler canınızı hiç mi yakmadı? Sormak istiyorum bunu sizlere, çünkü hiç de dümdüz bir olay değil. 12 yaşında bir çocuk vagonların arasından geçerken canından oluyor. 12 yıllık bir ömür bu şekilde mi sonlanacaktı?
Edith Nesbit'in 'Demiryolu Çocukları'nı okumadınız mı?
Tren istasyonu çevresinde geçen hikaye sayesinde sevdik banliyö çevrelerini.
Suç kimsede değil aslında.
Ya da suç herkesin mi desek?
Ama şu bir kesin, "Muhammet Mehmet'in de o vagonların arasında ne işi varmış ya" diyemezsiniz.
Çocuk bu.
18 yaşından küçük.
Ortaokula giden, öğle yemeği için okuldan çıkıp eve doğru giden fakat bu esnada vagonların arasından geçmek isterken canından olan bir çocuk.
Canı vagonların arasından geçmek isteyemez mi?
Yahu çocuğu geçtim, bizim de canımız çekmiyor mu kenardan köşeden fıldır fıldır yürümek?
Hatta hayata da geçiriyoruz.
Bunu bir çocuk yapınca 'Haaa işte çocuk, o yüzden...' diyorsunuz.
Bunun çocuk olmakla alakası yok.
Meraktır.
Keşfetmektir.
Yaşamın tadını çıkartmaktır.
Çocuk oradan geçmek istemiş.
O esnada tren hareket etmiş.
Dikkatsizlik, ihmal, ne derseniz deyin.
Ama Muhammet Mehmet'e 'çocukluğunun kurbanı oldu' filan denilemez.