Sosyal medya hayatımızı nasıl etkiliyor?
Hayatımızın bir parçası oldu sosyal medya uygulamaları. Onlardan uzak kaldığımız her an adeta ‘yoksunluk’ hissediyorum. Peki, düşünüz mü hiç sosyal medya hayatınızı nasıl etki ediyor? Molatik olduğumuz konu sosyal medya ve hayatımıza olan etkileri.
Son 10 yıldır insanlık çok başka yere gitti. Önce Facebook girdi hayatımıza. Sonra ardılları Twitter ve Instagram yerini aldı. Bizler de önce bir garipsedik ancak kısa sürede kabullendik. Neden kabullenmeyelim ki? Sonuçta birilerine ‘hava’ atma aracı olarak kullanabilecektik.
Yine mi fotoğraf paylaşmış?
Önce Instagram’dan başlayalım. Yapılan araştırmalara göre Instagram insanlarda özgüven eksikliği yaratıyormuş. Düşününce doğru bir araştırma olduğu ortaya çıkıyor. Instagram’a girdiğimizde insanların mutlulukları göze çarpıyor. Herkes eğleniyor, herkes kıskanılıyor… Haliyle bunları gören başka insanlar özgüven eksikliği yaşıyor. “Bende neden yok böyle bir hayat” diyebiliyor. İnsan nefsi, gayet normal bir tepki, ulaşamadığı şey kendisinde eksiklik yaratıyor. Bunun yanı sıra kıskançlık da ekstra olarak insanlarda ortaya çıkabiliyor.
Bir yandan narsizmi de körüklüyor Instagram. Başkalarından daha iyi olduğunu göstermek için paylaşımlar yapılıyor. “Benim sevgilim 10 numara”, “Hepinizden güzelim/yakışıklıyım”, “Sizin arabanız benimkini geçemez” şeklinde paylaşım görmeden uygulamada dolaşmak imkansız neredeyse. Haliyle sürekli bir yarış, sürekli bir birilerini aşağı görme hevesi oluşuyor.
Twitter: Ağlama duvarı
Twitter ise adeta Instagram’ın tam tersi bir yer oldu. Instagram’da ne kadar eğlenceli, keyifli ise Twitter’da o kadar bohem bir hayat yaşıyoruz. Sürekli bir dram sürekli bir acındırma içinde insanlar. “Acaba acımla ne kadar ilgi çekebilirim?” amacı içerisinde insanlar.
Ortalama bir hayat sürmemize izin vermiyor sanırım sosyal medya. Soren Kierkegaard ne güzel söylemiş: "Karşılaştırma eylemi mutluluğun terki ve memnuniyetsizliğin başlangıcıdır."
