Molatik Gündem: Bu hafta nelere Molatik olduk? (22 Ekim 2021)
Molatik Gündem yine sizlerle. Hafta boyunca kafamız bazı şeyler takıldı. Haliyle Molatik olduk olaylara. Sizlerin de okumasını istedik. O zaman ne duruyorsunuz? Hadi yazıya…
Müthiş bir başarı öyküsü
Bu hafta 'Squid Game' dizisinin yarattığı rüzgârla aylar sonra keşfedilen 'Alice In Borderland' dizisine Molatik oldum. Malum, Güney Kore yapımı 'Squid Game' neredeyse her ülkede 1 numaraya yerleşti, hatta yayınlandığı dijital platformun en çok izlenen yapımı oldu. Müthiş bir başarı öyküsü bu. Sağlam bir kapitalizm eleştirisine yer verilen dizi sayesinde Japonya yapımı 'Alice In Borderland' de tekrar gündeme geldi, bu dizi yayınlanışından neredeyse tam bir yıl sonra 'Squid Game' etkisiyle çok izlenenler arasına girdi. 'Squid Game'den bir yıl önce yayınlanan 'Alice In Borderland' heyecan verici başlayan ancak sonunu pek de getiremeyen bir dizi. Tıpkı 'Squid Game' gibi bir oyunun içine düşüyoruz ama sezonun sonlarına doğru işler biraz karmaşıklaşıyor ve heyecan biraz düşüyor. Kötü mü? Asla değil. Hatta 'Squid Game'i sevenlerin gayet seveceği bir iş. Üstelik ikinci bir sezonla da yoluna devam edecek 'Alice In Borderland'. Ama yine de benim gözümde bir 'Squid Game' asla değil...
Mayk Şişman
Aman gaz trenini kaçırmayalım
Bu hafta Molatik olduğum konu sosyal medya fenomenleri ve verdikleri gazlar oldu. Malum hayatımızın vazgeçilmez unsuru fenomenler oldu artık. Sağda solda orada burada her yerde kendilerine ‘maruz’ kalıyoruz. Ancak bu fenomenler her yaptıklarında haklı olduklarını iddia ediyorlar. Evet, söyledikleri, yaptıkları her şeyde haklılar(mış). Bu arkadaşlar söylediklerine, yazdıklarına bakmadan kendilerini üste çıkarmayı amaçlıyorlar. Kanunda açıkça suç olan bir şeyi yapsalar bile ‘suçsuzum’ diyerek ortada dolaşabilmekteler. Üste çıktıktan sonra bir de harekete geçirdikleri ‘gaz trenine’ gören herkes atlıyor. Kendisini sevenler neyi savunduklarını bilmeden harekete geçiyor, cansiperane şekilde fenomenimizi savunuyor. İyi de yaptığı suç? Herhangi bir şeyin arkasına geçip bu durumu meşru kılamayız. Herkesin kendi kuralını ortaya koyması iyi bir şey değil. Sosyal medyanın zararı işte.
Selçuk Bulut
Come to kına
Bu hafta Molatik olduğum konu kına törenleri oldu. Gerçekten enteresan bir ortam ve ambiyans var. Her yaş grubundan insanın oturup göbek attığı, halay çektiği ve her nereli olursa olsun Ankara havası oynadığı bir ortam. Yelekli teyzeler, pistte koşturan çocuklar, süslenenler yoldan geçerken uğramış gibi gelenler tonla. Tabii ki kuruyemiş ve meyve suyunu unutmamak lazım... Eğlenceli lakin insanın var oluşunu ve bulunduğu toplumu sorgulatan bir ortam. Yer yer ağlamalı yer yer gülmeli böyle garip bir yer. Bir de artık nedense düğünler ve kınalar 23 Nisan müsameresi gibi oldu. Herkes bir yerden koreografi dans şovlarının peşine düştü. Cidden bunun ne kadar gerekli olup olmadığını merak ediyorum. Ama tabii ki büyük konuşmamakta da fayda var insanın başına ne geleceği hiç belli olmaz.
Fazilet Şenol