Hollywood'ta yaşanan taciz skandalları ardından internet üzerinden başlayan #MeToo hareketinin boyutları ABD sınırlarını da aştı. Kanada'dan İsrail'e kadar film endüstrisinde çalışan birçok kadın sanatçı ve oyuncu kendi hikayelerini #MeToo hareketi kapsamında anlattı ve anlatmaya devam ediyor.
En başta kadınlara taciz ve tecavüz karşıtı bir protesto olarak başlayan #MeToo hareketinde neden eksen kayması yaşandı?
İngiltere film sektöründe de yapımcı Rebecca Long ve partneri Ian Davies tarafından #MeToo hareketine benzer bir hareket olan #NoPredators (Avcılara yer yok) kampanyası başlatıldı. Bu kampanyadaki amaç film setlerine bir çeşit davranış kuralları getirmek.
Aynı şekilde Kanada'da da İngiltere'deki harekete benzeyen ve film setlerine davranış kuralları getirmeyi öngören bir adımın atılacağı da duyuruldu.
İsveç'te ise 600 kadar kadın oyuncu ülkenin film ve tiyatro sektöründe cinsel istismarın yaygın olduğunu haykırdı ve açık bir mektup yazdı. Açık mektupta İsveçli yönetmenlerin, yapımcıların ve yapımevlerinin, kadınlara karşı yapılan cinsel istismarın önüne geçemediklerini belirten cümleler kaleme alındı.
Yazılan açık mektup, İsveç film sektöründe ciddi bir etki yaratmışa benziyor. İsveç Film Enstitüsü, yapımevlerinin zorunlu cinsel istismar koruması eğitimleri uygulamasına dair bir duyuru yayınladı.
Peki #MeToo hareketinden önce hiçkimsenin aklına cinsel istismara karşı önlem alma fikri gelmedi mi?
Ne yazık ki cinsel istismar konusu yalnızca popüler kültür öğesi haline geldiği zaman dikkata değer bir gündem oldu.
Günümüzde her şeyi çabuk tüketmeye meyilli insanoğlu #MeToo hareketini de çok değil yalnızca birkaç hafta sonra tüketir ve bambaşka bir konu ile gündemine devam eder.
Bu durum oyunun bir kuralı mıdır yoksa kaderin bitmek bilmeyen bir oyunu mudur bilinmez fakat can sıkıcı konular ancak eğlence endüstrisinin malzemesi oldunca mı tedbir alınmaya değer hususlar arasına girecek?
Bunun bir diğer örneği de 2015 yılında Yunanistan'ın Kos Adası'na Bodrum'dan gitmeye çalışan 3 yaşındaki Aylan Kurdi.
Zavallı Aylan Kurdi'nin cansız bedeni Bodrum kıyılarına vurduğu zaman dünya Suriye'de bir savaş olduğunu nihayet anlamış (!) ve en masum varlıklar olan çocukların kurban olduğunu görüp üzülmüştü. (!)
Aylan Kurdi, Suriye'de neler olup bittiğine dair dünya kamuoyunu ayağa kaldıran bir hareketin de başlangıcı oldu. Fakat o da ne yazık ki popüler kültüre meze edildi.
Kısacası huzur kaçıran her vaka yalnız ve yalnız popüler kültüre konu olunca önem kazanıyor ve insanoğlunun konuyu tüketmesiyle beraber popüler kültür bir sonraki gündemini yaratarak yoluna devam ediyor.
Instagram.com/mehmetcankmrc
twitter.com/mehmetcankmrc
YouTube.com/mehmetcankomurcu
