Kediye yapılan işkence haberinden ders çıkarır mıyız?
Erzincan'da bir kedinin vahşi bir şekilde tekmelendiği, hunharca fırlatıldığı video sosyal medyayı karıştırdı. 4 Kasım'ın ilk saatlerinden sabah saatlerine kadar Twitter kedinin başına gelenlerle sarsılmış durumda. 2017 yılında yaşıyoruz ve halen daha bir hayvanın canının en ufak bir kıymeti yok. Halen daha hayvanlara işkence haberlerine denk geliyoruz. Hayvanlara yapılan işkencelere tepki göstermek için illa 'insan' olmak mı gerekiyor?
Biz nerede hata yapıyoruz?
Hayvanlara yapılan işkence birçoklarına göre birkaç saat konuşulup unutulacak bir konu ne yazık ki.
"Böyle şey olur mu?" denilip geçilecek, geçiştirilecek.
Hayvanların hakları için yasalar çıkarılmasını, ciddi yaptırımların devreye sokulmasını talep eden insanlar yine ötekileştirilecek.
"Kafayı hayvanlarla bozmuş" denilecek.
Arkadaşlar, olay sadece bir kedi değil...
Bir insanın, kendinden daha 'aciz' olan bir canlının hakkını savunması neden bu kadar garip karşılanıyor?
Yoksa bu bizim aslında insan olmadığımızın bir göstergesi, bir delili midir?
Hayvanların hunharca tekmelendiği bir dünyada insanlardan insanlara yapılan zararlara şaşırmamak gerekiyor.
Bilinçsiziz ve öfkemizi bize zarar veremeyecek bir canlıdan çıkaracak kadar cahiliz.
Bu hareketi yapan her kim olursa olsun, hangi titre sahip olursa olsun hiçbir önemi yok.
En ağır şekilde yaptığının bedelini ödemeli.
Sevindirici olan, bu olaydan sosyal medya sayesinde hızlı bir şekilde haberimizin olması.
Dolayısıyla şu anda tepkinin de dozu fena halde yüksek, ki olması gereken de bu zaten.
Tepkimizi şu şartlar altında en net gösterebileceğimiz, en net duyurabileceğimiz mecra şu anda ne yazık ki sadece sosyal medya.
Dolayısıyla sadece bu konunun değil hayvanlara yapılan en ufak işkence haberlerinin de en az bu kadar ses getirmesini ve konuya daha büyük bir önem verilmesini talep etmekten başka yapabilecek bir şeyimiz yok...