İstanbul Boğazı'ndaki balıkçılarla bir sabah
Sabah gün doğmadan İstanbul Boğazı’nda bir hareketlilik başlar. Martılar heyecanlanır, balıkçı tekneleri yavaş yavaş “Rastgele” der ve denize açılır. İstanbul Boğazı birbirinden güzel manzaralarıyla etkileyiciliğini korurken, aynı zamanda en eski mesleklerden biri olan balıkçılığı da zengin alt ve üst akıntılarıyla besler. Yemek ve seyahat fotoğrafçısı Derya Turgut, bu önemli mesleğe objektifini doğrulttu ve balığın denizden sofraya gelme macerasını iPhone’u ile fotoğrafladı.
Böyle farklı bir konuda iPhone ile çekim yapmayı tercih etmenizin özel bir nedeni var mı?
Profesyonel olarak her ne kadar restoran, dergi ve kitaplar için yemek fotoğrafları çeksem de yemeği üreten, hazırlayan, pişiren kişilerle birleştiğinde çektiğim içerik benim için daha anlamlı oluyor. O nedenle balığın denizden çıkıp tabağımıza gelene kadarki avlanma sürecini fotoğraflamak istedim. Sabahın ilk ışıklarıyla denize açılıp sabırla bekleyen balıkçıların bazen sadece bir kasa için nasıl bir emek ve çaba harcadıklarına şahit oldum. En hafif ekipmanım olan iPhone'umla onların en hareketli anlarını en doğal halleriyle fotoğraflamak çok keyifli bir deneyim oldu.
İstanbul’da Nisan ve Eylül ayları arasında balık tutma yasağı var. Bu da demek oluyor ki kışın pazarlardaki balıkları tüketmenin tam zamanı...
Rumeli Kavağı'ndan her sabah gün ağırmadan denize açılan Rıfat Reis 2 teknesinde tatlı bir telaş var. "Balık var mı Reis" diye sorulduğunda ise samimi bir cevap ile karşılaşıyorsunuz: “Bereket versin!” Rıfat Reis 2 teknesinde 18 tayfa, toplam 21 kişi görev yapıyor. Kaptan Sedat Reis motorunun başına geçiyor ve radar yardımıyla boğazda turlayarak önce zemini tarıyor. Beklenti, balık yoğunluğunu gösteren haritada şanslı olmak. Yeni demlenmiş çaylar içilip kahvaltı yapılıyor. Birazdan atılacak ağdan belki biraz nasipleniriz düşüncesiyle martılar da teknenin çevresinden hiç ayrılmıyor.
En sonunda Sedat Reis hazır olduğunu düşünüp zili çaldığında tayfalar önce tulumlarını giyiyor, ardından da yaklaşık 1 saat sürecek macera başlıyor.
Teknenin çevresinde geniş bir daire çizen ağın toplanması oldukça meşakkatli, dikkat ve disiplinli bir çalışma gerektiriyor. Teknede herkesin görevi belli. Ön tarafta büyük vinçin tekneye çektiği rengarenk ağları,tayfalar özenli bir çalışma ile olması gereken yere topluyor.
Tüm ağ toplandığında ödül ise, bazen sadece 1 kasa çinekop olabiliyor ama tayfa son anda yüzeye çıkan 5 kiloluk levrekle mutlu oluyor.
(3. köprünün yapılması bu bölgenin daha aydınlık olmasını sağladığı için küçük yakamoz balıkları artık daha az görülüyor…)
Yemek ve seyahat fotoğrafçısı Derya Turgut, Conde Nast Traveller ve Vogue gurme sayfaları gibi dergilere yaptığı çalışmalarının yanı sıra İstanbul’da bulunan bazı restoranların menü ve mekan çekimlerinden, yemek kitapları ve yemek ve seyahat içerikli markalara fotoğraf çekimleri gibi farklı alanlarda da çalışıyor.
Biraz kendinizden bahseder misiniz?
1978 İstanbul doğumluyum. Ekonomi eğitimi aldım ve 10 yıldan fazla finans sektöründe çalıştım. 2009’da kariyerimi bırakarak MSA'da yiyecek içecek işletmeciliği ve İstanbul Culinary Institute’de aşçılık eğitimleri aldım. Bir süre Enstitü Restoran'da staj yaptım, ardından da kısa bir dönem ortağı olduğum bir kafeyi yönettim. Aynı dönemde hobi olarak fotoğraf eğitimleri alıyor ve her fırsatta fotoğraf çekiyordum. Hep yemekle ilgili bir iş yapacağımı biliyordum ama bunun fotoğrafla birleşmesi benim için de sürpriz oldu. Şu an hayatım boyunca en keyif aldığım, yemek ve fotoğrafı birleştirebildiğim bir mesleğe sahip olduğum için kendimi çok şanslı sayıyorum. Seyahat etmeyi ve seyahat fotoğrafları çekmeyi çok severim. Şehirdeki yeni yerleri ve yeni yemekleri keşfetmek de benim için bir o kadar heyecan verici.
iPhone ile fotoğraf çekerken hangi özelikleri kullanıyorsunuz?
En çok odaklama ve pozlamayı aynı noktada tutmak için AE/AF kilidi ve pozlama denetimi özelliğini kullanıyorum. Netlemek istediğim noktayı seçebilme ve ışık miktarını kendi zevkime göre ayarlayabilme imkanı, profesyonel kamerayı aratmayan bir özellik. Düşük ışıklı ortamlarda kameraya giren ışığı kısarak hem fotoğrafta oluşabilecek pürüzleri engelemiş oluyorum, hem de daha dramatik fakat net fotoğraflar elde etmiş oluyorum. Ya da tam tersi olduğundan daha aydınlık kareler elde etmek istiyorsam, kameraya giren ışığı ekranın üzerinden parmağımla exposure artırarak ayarlayabiliyorum. Hatta iPhone 7 Plus’da da bulunan ve sonrasında iPhone 8 Plus’ta daha da geliştirilen çift kamera özelliği ise öndeki objeyi net, arka planı ise derinlikli istediğim detay karelerinde ve portrelerde çok işime yarıyor.
En çok hangi özellikleri faydalı buluyorsun? Bu çekimde en çok hangi özellikleri/fonksiyonları kullandın?
Bu çekimde balıkçıların günlük avlanma rutinlerini, onları rahatsız etmeden çekmek istediğim için beli bir mesafede kalmam gerekiyordu. Bu nedenle iPhone 8 Plus’taki digital focus özelliğinin 2 misli yakınlaşmasından faydalandım. Böylece hiçbir detaydan ödün vermemiş oldum.
Aynı zamanda hareket halindeki bir teknede yine sürekli hareket halindeki balıkçılara odaklanabilme performansı oldukça başarılı sonuçlar almamı sağladı.
Teknedeki rengarenk ağlar, halatlar, şamandıralar, balıkçıların kıyafetleri, çizmeleri gibi detaylarda da net ve canlı kareler yakalayabilmeme olanak sağladı.
Balıkçıların portrelerini portre moduyla çekmek kahramanları daha net göstermede faydalı oldu.
54 yaşındaki İzzet Bey 29 senedir balıkçılık yapıyor.
Çekim sırasında kullandığın bir aksesuar var mı? Çekim sonrası fotoğraflarını düzenlemek için kullandığın uygulamalar neler?
Multimedia iKlip grip pro kullanıyorum. Bu çekimde sürekli hareket halinde olduğum için kullanmadım, fakat hareketsiz obje/yemek çekiyorsam ya da video mutlaka tripod kullanmayı tercih ediyorum. Manuel ayar yapmak istediğim zaman uygulama olarak tercihim ProCamera. Düzenleme yapacağım zaman ise keskinlik, kontrast ayarı ile genel bir renk dengesi yaratmak için iPhone’un kendi içindeki düzenleme programını kullanıyorum. Eğer bölgesel bir düzeltme ya da silinmesi gereken bir şey varsa da Snapseed kullanıyorum.