Bu dükkanda plastik ördek dışında hiçbir şey satılmıyor
Plastik ördek görünce siz ne hissediyorsunuz bilmiyorum ama benim aklıma gelen ilk şey çocukluğum, ikincisi ise Sevda Demirel.Sevda Demirel'in yıllar önce verdiği pozu unutmuş olabilirsiniz belki.Peki ya çocukluğunuz?O tontiş plastik ördekleri nasıl unutabilirsiniz?
Plastik ördekleri elbette unuttuğunuzu düşünmüyorum.
Hollanda'nın başkenti Amsterdam'da enteresan kafalardan mı havadan mı sudan mı bilemiyorum ama enteresan bir fikir ortaya atılmış.
Bu fikir sadece ortaya atılmamış aynı zamanda şahane bir şekilde hayata geçirilmiş.
Amsterdam Duck Store adlı gayet açık ve net isim size ne çağrıştırdı bilmiyorum ama ismiyle müsemma, bir plastik ördek dükkanı.
Dükkanda sadece plastik ördekler satılıyor.
eBay'den filan nostalji aramanıza gerek yok yani.
Karşınızda binbir çeşit minnoş plastik ördek!
Hepsi de sizleri, çoluğunuzu çocuğunuzu filan bekliyor.
Fikir Florentijn Hofman'a ait.
Dükkanın girişinde "Plastik ördekler uçsuz bucaksızdır, sınırları yoktur, insanları ayrıştırmaz. Politik çağrışımlara kapalıdır. Sağlığınıza özellikle de ruhsal sağlığınıza iyi gelir. Gerginliğinizi bitirir. Rahatlatır. Yumuşaktır. Ve en önemlisi de her yaşa uygundur" yazısıyla Hofman'ın ismi yer alıyor.
Göz pınarlarımızı harekete geçiren, bize plastik ördeğin hayatımızdaki önemini hatırlatan, yüzümüze bu gerçeği çarpan şahane bir metin.
Mağaza zincirinden bahsediyoruz, sadece Amsterdam'da sınırlı değil.
Venedik'ten Barselona'ya, Floransa'dan Mayorka'ya kadar.
İstanbul şubesi hakkında bir bilgi olmasa da şimdiden Avrupa şehirlerinde ilgi uyandırmış durumda.
Ninja kaplumbağadan Superman ya da Batman gibi süperkahramanlara kadar plastik ördeklerin her türlü versiyonunu sevdiğinize hediye edebilirsiniz.
Fiyatlar ise 8 ile 15 euro arasında değişiyor.
Pahalı gibi gelse de hafife almayın.
Plastik ördek gerçekten de Hofman'ın dediği rahatlatır, gevşetir.
Oturup plastik ördekle Sevda Demirel gibi duşa girin ve poz kesin filan demiyoruz.
Ama küçük şeylerle mutlu olmak isteyenler için şahane bir seçim değil mi gerçekten de?
Ne dersiniz?