Asla gitmek istemeyeceğiniz adalar
Bazı mekanlar vardır insanların yaşaması için uygun ortamı barındırmaz. Hem doğal yaşam hem de yapısı bakımından insan popülasyonuna uygun değildir. İşte o mekanlardan bazıları da insan yaşamını mümkün kılmayan adalar. Bizler de bu adalara Molatik olduk.
Howland Adası
Amerika Birleşik Devletleri'ne bağlı olan Howland Adası, mercan adası olarak bilinmekte ve Büyük Okyanus'un ortasında yer almaktadır. Bolca Guan (özellikle deniz kuşlarının dışkı ve cesetlerinin kimi yerlerde uzun yıllar boyu birikip yığılmasıyla oluşan, azot ve fosfatça çok zengin, gübre olarak kullanılan madde) rezervleri bulunan ada da rezervler uzun yıllar önce Amerikalı ve İngiliz şirketlerce tüketilmiş. Adaya giriş ancak A.B.D'li yetkililer tarafından bilim adamları ve eğitimcilere verilen özel bir izinle gerçekleştirilebilmekte.
Bouvet Adası
Brezilya’nın Sao Paolo sahillerinin açıklarında yer alan adanın büyüklüğü 110 dönümdür. Tamamı ağaçlar ile kaplı olan adaya yetkililer, isminden de anlaşılacağı gibi yılanlarla dolu olduğu için girişlere izin vermemektedir. Metrekareye 5 yılan düşen ada da, yüzbinlerce Bothrops İnsularis türü yılan bulunmaktadır. Oldukça zehirli olan bu tür, sadece adaya özgü bir türdür.
Ramree Adası
Birmanya'da yer alan ve yüzölçümü ortalama 1350 kilometrekare olan Ramree Adasında, 1945 yılında 900 kişilik bir Japon ordusu bozguna uğratılmış. Efsanelere göre; çamur yığınları içinde ölen askerlerin ruhlarının hala bu ada da olduğu konuşulmakta. Ada, da zehirli sinek ve örümceklerin, ve diğer öldürücü canlıları ana vatanı olarak bilinmekte ve bazı askerlerin ada daki timsahlar tarafından parçalandığı efsaneler arasında.
Hashima Adası
Hashima Adası nam-ı diğer Hayalet Ada dev bir savaş gemisine benzetiliyor ve ada da 1974 yılından beri kimse yaşamıyor. Adanın hikayesi şöyle; 1887 yılında ada da bir kömür madeni bulunuyor ve hızlı bir şekilde adaya göçler başlıyor. İşçiler ve aileleri derken adanın nüfusu hızla nüfus artıyor ve ada da zamanla sinema,hastane oyun parkları açılıyor. Tsunamiden etkilenmemek için duvarlar örülen ada da, dünyanın ilk betonarme binası yapılmış ve ada, "Dünyanın En Kalabalık Şehri" ünvanını almış. 1974 yılında maden işletmecisi Mitsubishi, madeni kapatma kararı alarak adada ki işsizliği arttırmış ve ekonomik sıkıntılar nedeniyle işçiler ve aileleri adayı kısa bir sürede terketmiş.
Isla de Las Munecas
Isla de Las Munecas, yani Oyuncak Bebek Adası, tüylerinizi diken diken edecek bir turistik ada. Hikayesi ise şöyle; adada tek başına yaşayan Don Julian Santana Barrera isimli adam, su kanalında boğulmuş ufak bir kız çocuğu ve hemen ardından oyuncak bebek bulur. Oyuncak bebeği ağaca asarak küçük kıza koruyuculuk edeceğini düşünüyor. Yıllar sonra neredeyse adanın tamamında ki ağaçlarda oyuncak bebek asıldığı görülür. Adanın her yanından görülen eksik kollu, bacaklı, başlı oyuncaklar sayesinde ada, korkunç bir hal almış.
Hart Adası
İngiltere'nin New York şehrinde bulunan ve "Kimsesiz Ceset Adası" olarak bilinen adaya, yetkililer haricinde kimsenin çıkmasına izin verilmemektedir. Amerikan hapishanelerindeki sahipsiz tutukluların cesetleri, sokakta yatan evsizler, uyuşturucu bağımlıları, parasız ailelerin ölen fertleri, hepsinin son durağı bu adadır. New York şehirinde ölen insanların cesetleri morglara taşınarak aileleri tarafından alınması bekleniyor. Kimse tarafından alınmaz ise ceset Hart Adası'na gönderiliyor.
Poveglia Adası
Poveglia, Venedik ve Lido arasında 160 bin kişinin can verdiği küçücük bir ada.1576 yılında baş gösteren veba salgınında hastalığa yenik düşen insanlar, Poveglia Adası'na götürülecek çukurların içinde topluca yakılmış. Efsaneye göre; Adaya 1992 yılında akıl hastanesi inşa edilmiş ve doktorlar, hastalar üzerinde korkunç işkenceler yaparak hastaların ölümüne sebep olmuş. En korkuncu ise, ada'da kimsenin olmamasına ve ada da herhangi bir çan bulunmamasına rağmen ada dan çan seslerinin gelmesiymiş.