Survivor'da ödül oyununu kim kazandı?

Görülen o ki iki takımın yarışmacıları da Birleşme Partisi’nden sonra inanılmaz motiveydi. Adada konuştukları muhabbet oldukça eğlenceli ve komikti. Bu muhabbetlerden yakaladığım tatsız bir konuşma oldu. Tatsızlık deyince akla gelen ilk isimlerden biri tabii ki Yasin… Ödül oyununda Voleybol oynanacağını duyan ve profesyonel bir voleybolcu olan Evrim’in profesyonelliğine inanmayan Yasin’in Evrim’le dalga geçer gibi “Göreceğiz senin Fenerbahçe’de top oynayıp oynamadığını” ifadelerini kullandı. Yani bu sözlere o kadar bileniyorum ki… Yahu kadın neden yalan söylesin. Oynamış işte bak bir özgeçmişine. Sanki kendisi 'son voleybol bükücü'... Yasin’in nasıl voleybol oynadığını gördük zaten oyunda. Gerçekten berbattı. Evrim bacımı da tebrik ederim gerçekten gerek takımı koordine etmek olsun gerekse oyunda gösterdiği performans olsun oyunun yıldızıydı gerçekten. Yasin’e, gerek oyundan önce gerekse oyun içinde aşırı bilmiş davranışları, mızıkçılığı ve beceriksizliğinden dolayı aşırı bilendim. Yani göze çarpan sinirlerimi zıplatan isimlerden biri de Nisa oldu. Survivor tarihinde görülmeyecek bir şey yaptı ve “Moralim bozuk oynamak istemiyorum” diyerek mücadele etmedi ve takımını ortada bıraktı. Anlaşılan gerçekten Nisa’yı çok şımartmışlar. İyi oynadığını düşündüğün bir oyunda arkadaşlarını yarı yolda bırakmak… Survivor ruhuna yakışmadı. Güçlü, dik duran ve daima mücadele eden kadınlar görelim yani yarı yolda bırakan değil. Nisa'nın hakkını yemeyelim çok iyi mücadele ettiği parkurlar da oldu. Bu davranışı kendisine yakışmadı. Gerçek hayatta da her moralimiz bozulduğunda oyunu mu bırakacağız Nisa bacım. Olmadı bu, toparla kendini. Gelelim, kişi kişi dedikodu yapacağımız ödül oyununa. Oyunda ilk başta Gönüllüler çat çat aldılar sayılarını. Ünlüler takımı rezaletti. Sonra bir şey oldu ve Ünlüler bir anda yükselişe geçti. Gönüllüler’in motivasyonunu kaybetmesinin nedeni Yasin’di bence. Kesinlikle susmuyor. Her şeye bir yorumu var. Bir de kötü oynuyor, adam beğenmiyor. Bir de Mert Sercan’a “Ben senin neye moralin bozuk biliyorum” dedi bir ara. Belki Nisa’nın morali de aynı sebeplerden bozuktur. Bilemiyoruz göreceğiz bakalım. Yani normalde parkur olsun diğer oyunlar olsun sayacağım bir sürü isim olurdu. Yedikleri yemekleri hazmedememiş olsalar gerek şimdi sayacağım isimler bir elin beş parmağını geçmiyor. Gönüllüler yıkık bir takımdı. Cemal Can ve Barış gerçekten döktürdüler bu oyunda. Özellikle Cemal Can oldukça az hatayla ve inanılmaz iyi bir performansla yarıştı. Gerek mücadelesiyle gerekse kişiliğiyle bence takdiri kesinlikle hak eden bir isim. Hem karakteri hem de kişiliğiyle takdiri hak eden diğer bir isim ise Barış’tı. Oldukça kritik puanlar aldı. Ünlüler takımında ise Berkan’dı. İyi bir performans gösterdi ama takımını taşıyamadı. Oyunun kazanını Gönüllüler takımı oldu. Yani bu oyunda gözüme batmaya başlayan iki insan daha oldu. Performanslarıyla değil davranışlarıyla dikkat çekenler. Mert her şeye o kadar bahane buluyor, yorum yapıyor ve itiraz ediyor ki. Beni inanılmaz rahatsız etti. Acun Ilıcalı’nın da “Mert artık gördüklerine bile itiraz ediyor” cümlesi beni güldürdü. Bir “Oh be” çektim. İkinci isim ise Gizem. Yani bir insan bu kadar donuk olabilir. Ne hırs var ne samimiyet… Takım ruhunu da iyi hissettiğini düşünmüyorum. Bilmiyorum Gizem rahatsız etti biraz beni. Üst üste çok kere oyun kaybeden Ünlüler gerilmeye başladı bile. Takımlarındaki o motivasyonu ve pozitifliği kaybettiklerinden dolayı oyunu kaybettiklerini düşündüler. Herkes birbirine suç attı Ünlüler’de. O pembe hayal takımın büyüsü bozuluyor gibi biraz. Kazanınca tabii ki herkesin arası iyi olur. Önemli olan kaybedince de bir arada olmak. Gönüllüler birbirini yiyorlar ama samimi insanlar. Bence o yüzden de sempatikler. Sinsiliğe gerek yok samimiyet! Ödülü kazandılar, villaya gittiler, yemeklerini yediler ve bir güzel de duşlarını aldılar. Bu sahnelerde aşırı tatlı bulduğum bir an yaşandı. Tatlılık deyince de akla doğrudan Cemal Can geliyor. Yasin’le olan duşa girme kavgaları beni güldürdü. Hele Cemal Can’ın ‘taş kâğıt makas’ oyunu oynayarak çözüm getirmesi yüzde bir gülümseme yaratmadı değil. Arkadaşlarımla yaşadığım fikir ayrılıklarında kullandığımız bir yol olduğu için bu olaya biraz daha duygusal yaklaştım… Birazcık “Anılaaar” demedim değil.