Steve Jobs'un hayatımıza kattığı 5 şey

Sadık kullanıcılarının günler öncesinden yeni çıkan modeli için sıraya girdiği iPhone, bugün 10 yaşında. Tam on yıl önce San Francisco'da sahneye çıkan Steve Jobs, zamanla hayatımızı tamamen değiştirecek bu akıllı telefonu dünyaya tanıttı. Piyasaya sunulan ilk iPhone'dan bu yana geçen sürede hem cep telefonu algısını hem de insan yaşamını değiştiren bu akıllı aleti elbette Steve Jobs'a borçluyuz. Sadece o mu? Tabii ki değil. 56 yıllık hayatına sığdırdığı devrimsel yenilikler nedeniyle ona çok şey borçluyuz. O halde Steve Jobs'un hayatımıza kattığı 5 şeyi sıralayım. Bilgisayarların epey hantal olduğu bir dönemde Jobs, Apple II adlı bilgisayarı insanlığa sundu. 1977 yılında piyasaya çıkan bu bilgisayar ve devamındaki Apple Lisa II ve Macintosh'un fiyatını çok yüksek bulan Jobs, ekibiyle ters düşünce şirketten ayrıldı. Kendi rotasını çizme kararı alan Steve Jobs, 1986'da George Lucas'tan Pixar'ı satın alır. Steve Jobs aynı dönemde NeXt adlı yazılım şirketini kurar. Daha sonraları Apple'a dönmesiyle birlikte iki şirket birleşir. Steve Jobs'un şirkete geri dönmesi hem Apple hem de kendisi için bir altın dönemin başlangıcı oldu. iPod'un piyasaya çıkması müzik alışkanlıklarında köklü bir değişimi beraberinde getirdi. Kasetli walkman devri zaten bitmişken, CD'li discmanler de yavaş yavaş müzelik olmaya başlamıştı. Ancak günlük hayata doğrudan yansıyan değişiklik iTunes ve iPod ile sınırlı kalmayacaktı... 2007 yılının Haziran ayında San Fransisco'da Steve Jobs tarafından gerçekleştirilen tanıtım ile cep telefonlarının işlevi başka bir boyut kazandı. O zamana kadar birini aramak veya mesajlaşmaya yarayan cep telefonu artık insanların ellerinde düşüremeyecekleri bir alete dönüşecekti. AppStore aracılığıyla binlerce uygulamayı telefona indirebilecek, tuşların yerini dokunmatik ekran alacaktı. Üstelik daha kaliteli fotoğraflar çekilecekti. 21. yüzyılın teknolojik yeniliklerine yön veren bu isim özel hayatında her daim son derece mütevazı biriydi. iPhone, iPad, Macbook ve benzeri ürünleriyle haklı bir servet kazanan Jobs buna rağmen hep aynı tarz giyinmeyi ve ortalıkta pek görünmemeyi tercih etti. Hindistan'a yaptığı bir yolculuk sırasında Budizm ile tanışan Jobs hayatının sonuna kadar Zen felsefine bağlı kaldı.