Sıla'nın 1 Mart'taki sürprizi ne olacak?

Sıla Gençoğlu'nun sevenlerine bir sürprizi var. Instagram'da 9 eflatun görsel paylaşan Sıla, her fotoğrafın altına da '#birmarttabuluşuyoruz' diye bir hashtag ekledi. Pek bu ne anlama geliyor? Sıla'nın 1 Mart'taki sürprizi ne? Sıla Gençoğlu'nun sevenlerine bir sürprizi var. Instagram'da 9 eflatun görsel paylaşan Sıla, her fotoğrafın altına da '#birmarttabuluşuyoruz' diye bir hashtag ekledi. Sessiz sinema gibi 'Yerli mi yabancı mı?' tepkisi vermemize sebebiyet veren bu paylaşım haliyle pek anlaşılamadı. Hatta, 9 harfli, üçüncü harfi I. Bilin bakalım ne? gibi esprilere sebebiyet verdi. Sosyal medyayı ölçülü kullanan Sıla'nın tam da bütün ilgi onun üzerindeyken böyle merak konusu olabilecek paylaşımlarda bulunmasının sebebi aslında gayet açık... Sıla, müziğe döndüğünü, ürettiğini ve şimdi de paylaşmaya hazır olduğunu dosta, düşmana ilan eder gibi... Son dönemde fazlasıyla magazinde gördüğümüz Sıla, aslında pek çok kişi tarafından 'sanatçı' olarak tanımlanıyor. Kendi sözünü ve müziğini yazan bir şarkıcı olması, otomatik olarak ona müzisyen dememizi sağlıyor. Her ne kadar son dönemde magazine çok malzeme verse de 'sanatçı' kimliğinin daha fazla zedelenmesine izin vereceğini düşünmüyorum. '...Dan Sonra', 'Aslan Gibi', 'Vur Kadehi Ustam' ya da 'Bana Biraz Renk Ver' gibi farklı bestelere imza atabilen bir kadının, üretmekten asla vazgeçmeyen bir müzisyenin, elbette önceliği müzik olmalı. Sıla'nın 1 Mart'taki sürprizinin 'müzik' adına olacağını tahmin etmek yanlış olmaz. Kariyeri bitti mi? gibi art niyet barındıran sorulara maruz kaldığı bu dönemde 'müzik'le cevap vermek istemesi hem çok doğru hem de ona en çok yakışan hamle. İnternet sitelerine düşen bazı haberlerde albümün adından şarkı listesine, hatta zamanlamaya kadar çeşitli iddialar var. Albümün adının 'Acı' olduğu, 10 şarkılık bir çalışma yerine maksi single, yani içinde en fazla 5-6 şarkı barındırdığı konuşuluyor. Hatta yine iddialara göre bu şarkıların adının 'Acı', 'Ağrı', 'Medet' ve 'Sabır' olduğu belirtiliyor. Ahmet Kural hakkında açılan davanın ilk duruşması 7 Mart olduğu için, albümün çıkış tarihinin de 1 Mart olarak özellikle seçildiği de bir başka konuşulan konu. Bu bilgilerin hepsi şu an için iddia. Ancak Sıla'nın bir albümle, en kötü bir maksi single'la, EP'yle müziğe dönmesi gerektiği de ortada. Sıla'nın magazin figürüne dönüştürülmek istendiği bir süreçte, 2007'den beri çalıştığı ekibinin, yani Sıla markası altında emek veren kadronun onu tekrar müziğe döndüreceğine eminim. Dolayısıyla evet, iddiaların doğru olduğunu umut ediyorum. Daha önce müzik kariyerinde Mabel Matiz'le birlikte yazdıkları 'Muhbir' dışında single yayınlamayan, dolu dolu albümlerle yoluna devam eden Sıla'nın, olağanüstü zor bir dönemde bir maksi single yayınlama ihtimalini de pozitif buluyorum. İlerleyen yıllarda diskografisi bütünlüklü değerlendirmeye alındığında bu sürecin bir maksi single olarak başka bir başlıkta ele alınmasını daha doğru olacak. Ve bu maksi single'ın tanıtımının da çok daha dikkatli yapılması gerek. Hatırlayalım. Özellikle 90'lı yıllarda oldukça popüler olan 'albüm çıkartanların özel hayatlarıyla gündeme gelmesi' durumu -şükürler olsun- bugünlerde 'aşırı klişe' bulunuyor. Geç oldu, güç oldu ama en sonunda bu klişeye parmak basıldı. Bu yöntem artık pek de tercih edilmiyor. Tabii bir de bu klişenin tersten yapılmışı var... Özel hayatıyla uzun süre gündemi işgal eden isimler, tam da bu dönemlerde ya albüm çıkartıyor, ya da yeni bir diziye başlıyor. E reklamın da iyisinin kötüsünün olmadığını hatırlarsak, ortaya yine antipatik bir imaj çıkıyor. Halbuki niyet bambaşka olabilir. Ama yine klişe, yine aynı tas aynı hamam... Bu yüzden Sıla ve ekibinin, eğer bir maksi single yayınlanacaksa, doğru bir promosyon süreci planlamaları gerek. Tüm gözler Sıla'nın üzerindeyken, yeni şarkılarının adı 'Acı', 'Medet' ya da 'Sabır' olmamalı. Şarkıların adı gerçekten böyleyse muhakkak değiştirilmeli. Sıla, son dönemde magazinde fazla yer aldı. Ama müzik kariyerinin bu süreçten etkilenmemesi lazım. Aksi takdirde özel hayatında yaşadığı her şeyin şarkısını yaptıran Demet Akalın tarzına döner iş. Sıla ve Demet Akalın'ı müzikal anlamda aynı kefeye koymamalıyız tabii ki.. Her röportajında müziğe olan samimi duygusunu, içten tutkusunu hissedebildiğimiz Sıla'nın göz göre göre bir yanlışa imza atmaması, müzik çizgisini zedeleyecek bir malzeme vermemesi lazım. Geçtiğimiz günlerde Washington Post'ta hakkında bir yazı yayınlanan ve Erkek şiddetine ses çıkartmayan/çıkartamayan Türk kadınına örnek oldu yorumu yapılan Sıla, 11 yılda sağlam temellere oturttuğu müzikalitesini 12'nci yılda da devam ettirirse, tüm bu yaşadıklarından güçlenerek çıkar... twitter.com/mayksisman instagram.com/mayksisman youtube.com/mayksisman can.sisman@milliyet.com.tr