Madonna'nın 'God Control' videosu neden tepki çekti?

Madonna'nın 'Madame X' adlı yeni albümüne kavuştuk. Maluma'nın eşlik ettiği 'Medellin'le çıkışı yapılan albümün yeni video klibi 'God Control' ise bir anda ortalığı karıştırdı. 3 yıl önce yaşanan Orlando saldırısını hatırlatan video klip önemli bir tartışmayı da tekrar gündeme getirdi... Madonna'nın son klibi 'God Control', birçok kişi için 'Madame X'in yıldızı gibi... Albüm yayınlanır yayınlanmaz ilgi çeken şarkı, kimileri tarafından aranje/beste bazında aşırı dağınık bulunsa da aslında oldukça 'büyük' bir şarkı. Şarkının büyüklüğünün en önemli sebebi 'artpop'luğunda. Sanatsal kaygılarla, avangart öğeler barındıran şarkı, aslında dümdüz bir pop şarkısı olarak da algılanabilir. Ama aynı zamanda 'kopuk'luğundan ötürü, içinden 2-3 şarkı çıkacak kadar zengin oluşu vs. oldukça havalı bir iş. Ancak şarkıyı yükselten şey elbette klibi... Videonun yönetmenliğini Jonas Akerlund yapıyor. Bilenler biliyor, Akerlund, özellikle de Amerikalı pek çok yıldızın dev prodüksiyonlu kliplerine imza atmış bir yönetmen. 'God Control' gibi oldukça tartışmalı bir videoya da dokunmuş, klibi iddialı bir kıvama getirmiş. 8 buçuk dakikalık video aslında pek çok Akerlund klibi gibi 'kısa film' tadında. Hatta şarkı, bu 8 buçuk dakikalık kısa film tadındaki klipte 'fon' olarak kullanılmış bile diyebiliriz. Şarkı geri planda, klip ön planda. Bundaki amaç, videoda anlatılan konu elbette... Biliyorsunuz, 3 yıl önce yaşanan ve 49 kişinin yaşamını yitirdiği Orlando'daki gece kulübü saldırısı, ülkenin en büyük katliamlarından biri olarak kabul ediliyor. Madonna'nın klibinde de bir gece kulübünde yaşanan saldırıyı izliyoruz. Oldukça rahatsız edici görüntülerden oluşuyor klip. İzleyip de şiddetten tiksinmemek, masum insanların hayatlarını kaybetmelerine isyan etmemek elde değil. Klibin mesajı net bir şekilde ortada. Bireysel silahlanmanın boyutlarına değiniliyor. Videonun başında ve sonunda zaten uyarı yapılıyor. Mesaj aslında şu: Rahatsız olacaksınız, olun, bu silah şiddetinin artık sona ermesi gerekiyor. Her gün bu şiddet yaşanıyor ve artık yeter... Videodaki saldırı anı, eğlence, saldırının haberlere konu olması, olay sonrası yaşanan protestolar, gerçek görüntüler... Madonna, Orlando saldırısı üzerinden Şiddete hayır diyor özetle. Ancak video klip, şarkıcının hayranlarını, müzik dinleyicilerini şaşırtıcı bir şekilde ikiye bölmüş durumda... Şarkıcıya söz söyletmeyen, toz kondurmayan koyu hayranları, İşte görmek istediğimiz Madonna, yaşasın Kraliçe modunda. Haklılar. Madonna, sadece şarkılarıyla ve şovlarıyla değil, aynı zamanda Hayır ve Evet dedikleriyle de konuşulan, popüler kültüre hem iz bırakan hem de yön veren bir star. Silah şiddeti de herkesi ortak paydada buluşturan ortak bir problem. Fakat... Madonna'yı destekleyenler kadar desteklemeyenler de oldukça fazla. Madonna'yı eleştirenler, şarkıcının Orlando saldırısını bir popüler kültür malzemesi haline getirdiğini, popülizmin doruklarında gezindiğini, derdinin yalnızca son dönemde düşüşe geçen kariyerini 'çok konuşulacak' bir iş vesilesiyle kurtarmak olduğunu filan iddia ediyor. Orlando'daki saldırıdan kurtulanlardan Patience Carter, klibin sadece 45 saniyesini izleyebildiğini, silahlı şiddete dikkat çekmek adına daha yaratıcı şeyler yapılabileceğini söylüyor. Carter'ın lafı enteresan gerçekten. Evet, Orlando'daki saldırıdan sağ kurtulmasından ötürü travmatik bir tepki vermesi doğal. Ancak Madonna, silah şiddetine dikkat çekmek isterken istemeden de olsa gerekli ve yeterli empatiyi kuramayarak hiç üzülmemesi gereken insanların acısını tazelemiş oluyor. Öte yandan silah şiddetine 'silah şiddeti' katmadan net ve etkili bir eleştiri getirebilme konusunda ne kadar yaratıcı olunabileceği de bir başka gerçek tabii ki. Doğru, Madonna'nın son videosunun tepki çekmesi hiç de şaşırtıcı değil. Sonuçta Madonna gibi star'lar, elbette gündeme dair konuları 'şöhretlerine şöhret katmak' için kullanacaklar. Madonna'ya hak vermiyor ancak anlayabiliyorum. Zira, elbette dünyanın en popüler yıldızları popülizmden beslenecek, 'karakteristik' bir havayla kendilerine evriltecekler, konuşulmak ve şöhret kazanmak için her türlü malzemeyi kullanacaklar. Tabii ki böyle bir dünyada yaşamak istemiyoruz ama değiştirebilecek gücümüz var mı bu acı gerçeği? Elbette yok. Ne yapmamız gerekiyor? Elbette bakış açımızı değiştirmemiz lazım. Sosyal hayata dair hassas konular, başka versiyonlarla tekrar karşımıza çıkacak. Birileri bunun üzerinden prim bile yapacak hatta. Ya da canı hiç yanmaması gerekenler bir kez daha kahrolacak. Güzel olan kısım şu: En azından iyi ve kötü, bütün sonuçlarına rağmen hassas meseleler unutulmuyor. Unutulmaması ve farklı şekillerde gündeme gelmesi de gerekli derslerin çıkartılmasını sağlıyor. E bu da iyi bir şey elbette... can.sisman@milliyet.com.tr