Hande Yener 'Krema' şarkısı sayesinde çok daha cool

Hande Yener, peş peşe yayınladığı single'larla dikkat çekmeyi başarıyor. 'Aşk Tohumu' ve 'Kuş'tan sonra bu kez de 'Krema' single'ını yayınlayan Yener, 'yeni kuşak'lara nasıl sesleneceğini artık gayet iyi biliyor... Youtube ve Spotify gibi platformlar öncesinde, bir şarkının tutup tutmadığını nasıl anlıyorduk? Hemen söyleyeyim: Bir şarkı eğer radyo ve televizyonlarda sıklıkla karşımıza çıkıyorsa, yoğun şekilde söz konusu şarkıya maruz kalıyorsak Haa diyorduk, Bu şarkı tutmuş ki her yerde çalıyor... Seviyorduk ya da sevmiyorduk, hepimizin fikri farklıydı. Ama şarkıyı her yerde duyduğumuz için otomatik olarak bir 'hit'le karşı karşıya olduğumuzu düşünüyorduk. Bu algı, önce Youtube'la sonra da Spotify ve iTunes gibi dijital müzik platformlarındaki izlenme/dinlenme rakamlarını görme imkânımızla birlikte kırıldı. Artık bir şarkının radyo ve televizyon kanallarında tutup tutmadığıyla, çokça yayınlanıp yayınlanmadığıyla o kadar da ilgilenmiyoruz. Youtube'a girip videosunu açıyoruz, ya da Spotify/iTunes linkini, rakamlara bakıyoruz ve şarkının hit olup olmadığına dair subjektif bir fikir oluşturuyoruz kafamızda. Genelgeçer düşünceyle pek de ilgilenmiyoruz. Evet, yine radyo/TV'de yayınlanan şarkıların listesi yapılıyor. Ya da dijital müzik platformları da kendi dinlenme listelerini oluşturuyor. Ama bunlar nedense birleşmiyor Türkiye'de. Batı Avrupa'daki müzik listeleri bile daha yeni yeni klasik kanallarla (fiziki satış ve radyo/TV yayınlanmaları) dijital platformları birleştirirken, Türkiye gibi ülkelerde bütün listeler ayrı, dağınık. Her platformun kendi yıldızı çıkıyor böylece. İşte bu yüzden dijitalin yıldızı Ben Fero ile radyoları gözdesi Demet Akalın düet yapıyor. Halbuki tek bir liste olmalı, eski ve yeni birlikte mücadele etmeli... 'Eski' yıldızlar dijitalde var olabiliyor ama yeni yıldızlar 'eski'ye giremiyor. Bu yaşanmamalı mesela... Fakat burada önemli bir sıkıntı var, o da 'eski' yıldızlar dijitale fazla 'klişe' gelebiliyor. Sadece gençler değil, artık birçoğumuz bir albüm dinleme sabrından yoksun. Single'lar yetiyor bize. Sadece şarkı keşfetmek ve sürekli tüketmek istiyoruz. Hande Yener, son dönemde 'eski'yi 'yeni'ye evriltme peşinde. Müzik yolculuğunu büyük bir heyecanla takip ediyorum açıkçası. 'Love Always Wins'le İngilizce dinleyiciyi hedefledi. 'Beni Sev'le klasik radyo dinleyicisine kendini hatırlattı. 'Aşk Tohumu' ile modern ve cool'luğunu kanıtladı. 'Kuş'la 'kop-kop'çu kitlesini mest etti. Ve şimdi de 'Krema' ile bir kez daha trend, havalı, uzun soluklu bir şarkıya imza attı. Hande Yener, Ümit Kuzer, Mete Özgencil, Devrim Karaoğlu, Yıldız Tilbe, Altan Çetin gibi çok farklı isimlerle çalışıyor, şahane düzenlemelerle Batı standartlarında bir 'işbirliği' ortaya koyuyor. Türkçe pop'ta yaşanan temel sıkıntı nedir diye sorsanız, şarkıcıların bir albümü tek bir besteci ve söz yazarına emanet etmesi derim. Maddi ve manevi olarak kazançlı olabilir. Ama ortaya çıkan bütün şarkılar birbirinin benzeri oluyor. Halbuki bakıyoruz, yurt dışında birçok albümde bir şarkıya en az 5 kişi katkı sunuyor. Çünkü neden? Akıl akıldan üstün... Hande Yener'in bu son single'ları da çoğunlukla tek elden çıkma gibi gözüküyor. Ama Hande Yener son dönemdeki single'ları birleştirse işte o zaman o çeşitlilik kabak gibi ortaya çıkacak. Yani Hande Yener en azından artık sırtını sadece Altan Çetin ya da Sinan Akçıl şarkılarına yaslamaması gerektiğinin çok iyi farkında. Hande Yener'in 'Aşk Tohumu'ndan sonra 'Kuş'u, 'Kuş'tan sonra da 'Krema'yı yayınlaması müthiş doğru bir strateji. Dinleyiciyi şaşırtıyor. Kendini tekrarlıyor, yeni tarzını beğenmiyorum kozu vermiyor dinleyiciye. Genelleyemiyoruz. Şaşırtıyor mütemadiyen. Bir şarkıcının da, hele ki radyoların kraliçesi olmuş olan bir yıldızın da dijital müzik platformlarında tam da bu şekilde şaşırtıcı davranması gerekiyor zaten. Albüm yerine single'ı tercih etmeli. Ve single'ları da sürekli sürpriz olmalı, kafalarımızı karıştırmalı. Dijital çağdaki dinamizmi yakalamalı. Nicelik? Hande Yener gibi artık 'marka' olmuş olan isimlerin, sayısız hit şarkıya sahip şarkıcıların 'nicelik' kasmaması gerekiyor bence. Üst üste pek çok kez dinlenmeyi hedeflemek yerine farklı müzik türlerini dinleyen dinleyicileri kendilerine çekmeliler. Ve en önemlisi de üretmekten, şaşırtmaktan vazgeçmemelileri gerekiyor... Hande Yener, 'Kuş' gibi -bence- klişe bir şarkının üzerine 'Krema' gibi havalı bir şarkıyla yoluna devam edebilir, sonra yine en başa dönebilir. Ve bunların hiçbirisi onun başarısızlığı anlamına gelmez, tam tersi kendini tekrarlamadan ilerlemesi sayesinde farkını ortaya koyar. 'Krema'nın tıpkı 'Aşk Tohumu' gibi Hande Yener'in son dönemde yayınladığı en iyi şarkılardan biri olduğunu düşünüyorum. Modern ve cool. Sözleri Mete Özgencil'e, bestesi Misha'ya ait olan şarkının mükemmel aranjesi de Ümit Kuzer ve Misha'nın elinden çıkmış. Havalı bir akşam 7-8 şarkısı. Ilık rüzgârlar eşliğinde akşam üstü cool'luğunda. Evet, 'drama-krema' kısımları biraz kulak tırmalasa da, şarkıyı birkaç kez üst üste dinlediğinizde dilinize de dolanabiliyor. Gayet doğru bir reklam mantığı da var şarkıda... Hande Yener'in, dijital platformları dikkate alarak sürdürdüğü yeni müzik yolculuğu takdiri hak ediyor. Belli ki artık Hande Yener'den bazen klişe bazen de havalı şarkılar duyacağız. Bu yeni yolculukta düzenli aralıklarla karşımıza çıkan modern ve cool Hande Yener şarkıları da işin 'Krema'sı elbette. 'Kuş' ve 'Beni Sev'le geneli, 'Aşk Tohumu' ve 'Krema' ile özeli unutmayan, aynı dönemde birçok dinleyiciye hitap etmeyi hedefleyen Yener'in enerjisi daim olsun. Bize artık Ben artık X müziği yapacağım şartlamaları yerine kafa karışıklıklarıyla, dinamizmle gelsin tıpkı son dönemdeki gibi... can.sisman@milliyet.com.tr