Antik Çin hükümdarları hakkında 5 ilginç hikaye

Antik devrin hükümdarları çok güçlüydü. Özellikle de Çin hükümdarları... Hiçbir sözü sorgulanamayan insanüstü varlıklar gibilerdi adeta. Bütün krallık her sözünüze biat ettiğinde istkrarlı kalmak zordur. Bu kadar güç insanı delirtebilir ve aşağıda görebileceğiniz gibi, bazen delirtmiş... Shang Hanedanı'nın son hükümdarı olan 'Shang Kralı Zhou' lakaplı Di Xin, oldukça büyük bir hanedana liderlik ediyordu. Saltanatı devam ederken fazlasıyla rahat tavırlar sergilemeye başladı. Saltanatın tadını çıkarmak için ilginç yöntemleri vardı. Di Xin, sarayına yakın bir bölgede devasa boyutlarda şarap-likör göleti ve et ormanı inşa ettirdi. Gölet, birkaç kanoyu aynı anda barındıracak kadar büyüktü. Havuzun ortasında ağaçlarla süslenmiş bir ada vardı. Ağaçların dalları ise şişe geçirilmiş etlerden oluşuyordu. Xin, cariyeleriyle beraber kanoya binip göletten likör içip dallardan et toplayarak zamanını geçiriyordu. Tüm bu sefa içerisinde yaşarken hanedanın çöküşü başladı. Çöküşün üzerine halk kendisine karşı ayaklanınca Xin intihar etti. Kendini ateşe veren hükümdarın ardından havuzu ve ormanı tahrip edildi. Alkol tüm krallıkta yasaklandı. Tam adı Daowulie olan Çin hükümdarı, kaslarını gösterme konusunda saplantılı biriydi. Tüm hayatı güç ve güç gösterisi üzerine kuruluydu. Hükümdarlığı esnasında da bu takıntılarına göre hareket etmiş ve yönetimde okumuş ne kadar insan varsa 'inek' yaftasını yapıştırıp onları uzaklaştırmıştı. Yönetime sadece fiziki anlamda güçlü insanları alıyordu. Özellikle halter ya da ağır cisimleri başının kaldırabilen kişileri istiyordu ve bu onun sonu olacaktı. Krallığın en güç adamlarından biri olan Meng Yue, onu kazan kaldırma yarışmasında zorladı. Yüzlerce kiloluk kazanları kaldırmayı çalışırken Wu, hırsına yenik düştü ve Meng Yue'yi yenmek için girdiği ağırlığın altında dizleri kırılarak yere çöktü. Yaklaşık 8 ay boyunca ağrılı bir zaman geçirdi bedeni sonunda pes etti. Kralı ağırlık yarışmasında yenen Meng ise tüm ailesiyle beraber öldürüldü. Tam adı Sima Yan olan hükümdarın en büyük tutkusu cariyeleriydi. Kafayı haremle o kadar çok bozmuştu ki ülkeyi yönetmek için seçildiğinde sahip olduğu tüm yeteneklerini köreltmişti. Zamanının çoğunu hareme ayırdı. Ülke çapında bulabildiği her güzel kızı haremine katmak istiyordu. Haremini tamamlayana kadar evliliği bile yasaklamıştı çünkü onun seçme ihtimali olan kadınların evlenmesini istemiyordu. Harem seçimi bittiğinde 10 bin civarında cariye toplamıştı. Geceyi hangi cariyesinde geçirmek istediğini belirlemesi içinse keçilerin çektiği bir araçla dolaşıyordu ve keçi hangi kimi önünde durursa onu seçiyordu. Han Hanedanı'nın kurucusu ve ilk imparatorudur. Gaozu eğitime pek önem vermiyordu. Askeri güce ve kuvvetli bir merkezi hükümetin her şeye yeteceğini düşünüyordu. Özellikle Çin'de yaygın olan felsefeye hiç önem vermemiş ve bunu tartışmanın bir yararı olmadığını düşünmüştü. Danışmanlarından birine Sahip olduğum her şeyi at sırtında kazandım. Neden kitaplarla ve tarihle uğraşayım? demişti. Bu durum basit bir ilgisizlik değildi. Eğitime fazla zaman harcanmasına kızıyordu. Gaozu'nun döneminde birçok bilim adamı vardı ve Konfüçyüs'ün izinden gidiyorlardı ve onun gibi 'alim şapkası' takıyordlardı. Gaozu ise alimleri gördüğünde onlara bağırıp çağırıyor, ikna etmeye çalışıyor, ikna olmazlarsa da şapkalarını çıkartıp içine tuvaletini yapıyordu. Gaozu'nun bu tutumunun değişmesine sebep olan bir olay oldu. Danışmanlarından Lu Jia, Gaozu'nun zaferlerini ve hayat hikayesini anlatan bir kitap yazdı. Gururu okşanan Gaozu, tarihin ve kitapların önemini anlamaya bu şekilde başladı. O dönemden itibaren hem okumaya hem de eğitime eğilmeye başladı ve Konfüçyüs felsefesine ekstra önem verdi. Konfüçyüs okulları kurup bunu devlet ideolojisi haline getirdi. İmparator Xuanzong zamanında bir imparator öldüğünde cariyeleri de serbest kalıyordu. Bu da cariye olmanın geçici bir pozisyon olduğu anlamına geliyordu. Özellikle kralların sık sık suikaste uğraması, cariyeliğin birkaç yıldan fazla sürmediğini gösteriyordu. Ancak Xuanzong tam 44 sene saltanatını sürdürdü. Hareme önem veren bir hükümdar olduğu için 44 yılın sonunda tam 40 bin cariyesi bulunuyordu. çoğunu tanımıyordu bile.