Koronavirüs aşıları hakkındaki gerçekler
Aşı sağlıklı bireylere uygulanan, virüsleri kapmadan bağışıklık oluşturan bir hastalıktan korunma yoludur. Doğduğumuz günden beri tanışık olduğumuz aşılara bir yenisi daha eklenmekte: Koronavirüs aşısı...
Son günlerde peşi sıra gelen aşı gelişmeleri tüm insanlığı umutlandırdı. Yaklaşık bir yıldır dünyayı kasıp kavuran Koronavirüs salgınını yayılmasını durdurmak ve hatta bir daha insanlara uğramamasını sağlamak adına birçok aşı geliştirildi. Bu aşılar arasında ise en çok bahsedilenler Çin ürünü Sinovac, İngiliz Oxford Üniversitesi'nin geliştirdiği Moderna ve Türk-Alman çiftin geliştirdiği Pfizer aşısı. Şimdi aşıların içeriklerine ve farklarına hep birlikte bakalım...
Aralarındaki en önemli fark
Sinovac bir inaktif aşıdır. Çalışma prensibi öldürülmüş virüs partiküllerinin vücuda enjekte edilmesiyle birlikte vücudun cevap vermesi yani antikor üretmesine dayanır. Geçtiğimiz günlerde Sağlık Bakanı Koca'nın da belirttiği gibi geleneksel aşı metodu ile üretilmiş bir aşıdır. Moderna ve Pfizer aşılarıysa mRNA aşılarıdır. Bu aşılarda Koronavirüs'ün genetik kodundan bir parça vücuda enjekte edilerek bağışıklık sistemini uyarılır. Böylelikle vücut virüse saldırması için protein üretimine başlar hemen. Bu aşı türleri yeni yeni gelişen modern bir çalışma prensibine sahip.
Aşıları saklama dereceleri
Bu aşıları kıyasladığımızda göze en çok çarpan konu aşıları saklama dereceleri. Sinovac standart bir soğutucuda 2 ila 8 santigrat derece arasında saklanabilen bir aşı. Moderna'nın saklanma derecesi -20 santigrat derece, Pfizer'ınki ise tam -70 santigrat derece. Bu derecelere bakarak şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki aşı tercihleri ulkelerin sağlık altyapısı ve gelişmişliklerine göre yapılacak. Gelişmekte olan ülkeler daha çok Çin aşısı olan Sinovac'ı tercih edecekken, gelişmiş ülkeler Pfizer veya Moderna'nın aşılarını tercih edecek gibi gözüküyor şu anda.
'Çip' teorisine kadar gitti konu
Aşıların bulunmasının ardından elbette insanların kafalarını kurcalayan sorular ve bolca komplo teorisi ortaya çıktı. Aşının insan öldürme projesi olmasından tutun Bill Gates'in çip yerleştirmesine kadar. Bunlara bilimsel açıdan yaklaşırsak bugüne dek herhangi bir aşının doğru dozda kullanıldığı takdirde hastalığa yol açtığı hiç gözlenmedi. Aksine aşılar, vücudumuzun bağışıklık sistemine virüsü tanıtır ve onlara karşı nasıl savaşmaları gerektiğini öğretir. Elbette virüs enjekte edildiğinden yan etki görülebilir ancak bunlar kısa süreli etkilerdir ve unutulmamalıdır ki bu etkileri yaratan aşılar değil vücudumuzun ta kendisidir. Evet aşının ne kadar koruyacağını tam kestirmek mümkün değil. Hatta virüsün yayılmasını ne kadar durdurabileceğini de bilmiyoruz. Ancak ortada bir gerçek var ki aşı şu anda tek umudumuz. Eğer bu çalışmaları başarılı yürütürlerse yeterli sayıda insanın aşılanmasıyla virüsü hayatımızdan atabiliriz.
Bill Gates bu anı mı beklerdi?
Bill Gates'e gelince... Sizce aşıya çip takıp bizleri gözetleme imkânına sahip biri bunları gerçekleştirebilmek için Koronavirüs'ü bekler miydi? Emin olun aşıya çip yerleştirebilen biri neredeyse her gün kullandığımız ağrı kesicilere veya vitaminlere de yerleştirebilirdi. Hayal gücümüzü komple teorisi üretmek yerine aşı üretmeye yönlendirseydik kim bilir belki aşıyı bulan ilk ülke biz olurduk!