Fidel Castro ölümünün 1. yıldönümünde anılıyor
Küba devriminin efsanevi lideri Fidel Castro Ruz, ölümünün birinci yılında anıldı. Castro'nun mezun olduğu Havana Üniversitesi'nde yapılan anmaya binlerce Kübalı akın etti, öğrenciler "Ben Fidel'im" dövizleri taşıdı... Fidel Castro Küba devrimine öncülük etmiş ve devrim sonrası ülkede komünizmi kurarak 50 yıl boyunca, ülkeyi sömürge haline getirmeye çalışan ABD'ye karşı durmuştu. İşte Fidel Castro'nun ilham veren hayat hikayesi...
Küba'nın unutulmaz lideri Fidel Castro, 26 Kasım 2016'da hayatını kaybetti. Sağlık sorunlarından dolayı görevini yardımcısı ve kardeşi Raul Castro'ya devreden Fidel Castro'nun ölüm haberini, yine kardeşi ve yol arkadaşı devlet televizyonundan yaptığı açıklamayla duyurmuştu. Fidel bu sene ölümünün birinci yılında anılıyor. Efesanevi liderin hayat hikayesi herkese ilham verecek türden...
90 yaşında hayata gözlerini yuman Fidel Castro, Havana Üniversitesi öğrencileri tarafından unutulmadı. Anmada konuşan bir öğrenci, “Şüphesiz ki biz genç Kübalılar başkomutanımızla tam olarak özdeşleştiğimizi hissediyoruz” dedi.
FIDEL CASTRO KİMDİR?
Fidel Castro, 13 Ağustos 1926‘da Mayari'de doğdu.
Dönemin Küba halkına göre, ekonomik durumu iyi sayılabilecek bir ailenin çocuğuydu. Sahip oldukları şeker kamışı tarlası ile geçimlerini sağlamaktaydılar.
İlk öğrenim yıllarını özel katolik okullarında tamamladıktan sonra, 1945'te Havana Üniversitesi’ne girdi. Öğretmenlerinin dikkatini, bütün kitapları ezberlemesini sağlayan inanılmaz hafızasıyla çekti.
Üniversite eğitimi sırasında hukuk alanına yoğunlaşan Fidel Castro, Küba’daki rejime karşı olan pek çok gruba dahil oldu.
Okulundan dereceyle mezun olduktan sonra politikanın gücünü keşfetti ve Ortodoks Parti’ye katıldı. Küba Meclisi’nde bir sandalye sahibi olmak için çalışmalara başladı. Ancak bu çalışmaları, Flugencio Batista'nın Küba yönetimini ele geçirmesiyle kesintiye uğradı. Batista yönetiminde pek çok politikacı öldürüldü ve çok sayıda insan baskı altında tutulmaya başlandı.
AF ÇIKMASA 15 YIL HAPİS YATACAKTI
Fidel Castro, Küba’nın çeşitli bölgelerinden yaklaşık 200 devrimciye liderlik ederek, Batista yönetimine son vermek isteyen bir gerilla grubu oluşturdu. Bu gerilla grubu, Moncada askeri kışlasına bir saldırı gerçekleştirdi. Saldırıda çok sayıda mühimmat ve silah ele geçiren Fidel Castro’nun grubundakilerin tamamına yakını, daha sonra hükümet tarafından gönderilen ek kuvvetlerce öldürüldü. Fidel Castro yakalanarak 15 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
1 yıl sonra Batista, Fidel Castro’nun da içinde bulunduğu tüm siyasi suçlular için af çıkardı. Hapisten çıktıktan sonra da devrimci fikirlerinden vazgeçmeyen Fidel Castro, Meksika'ya giderek, hükümeti devirmek için yeni bir gerilla grubu oluşturdu. Bu ülkede, o sıralarda sağlık hizmetleri veren Che Guevara ile tanıştı. İkili, kurdukları 82 kişilik gerilla grubuna savaş eğitimi vermeye başladı.
2 Aralık 1956 tarihinde Küba’ya dönen grup, donanma tarafından yok edildi ancak, Fidel ve Che kaçmayı başararak dağlarda saklandılar. Buradan yönettikleri küçük vur-kaç operasyonlarıyla propagandalarını yapmayı başardılar ve halkın desteğini kazandılar. Nihayet 1 Ocak 1959'da Batista hükümetini devirdiler.
KÜBALILAR ONUN 'TANRININ ELÇİSİ' OLDUĞUNA İNANDI
Bu başarıdan sonra Havana’ya giden Fidel Castro, kendisini Küba Cumhurbaşkanı ilan etti. Cumhurbaşkanı sıfatıyla yaptığı ilk konuşmasında omuzuna konan bir güvercin, inançlı olan Küba halkının, onun tanrının bir elçisi olduğuna inanmalarını sağladı. Konuşmasında, hükümetinin halka karşı dürüst olacağını ve yolsuzlukların artık geride kaldığını söyleyen Filde Castro, 1940 Küba Anayasası'nın büyük kısmını da oluşturdu. Fidel Castro iktidara geldikten sonra, Batista taraftarı partililerin büyük kısmı idam edildi.
1959 yılında Fidel Castro, ABD'yi de kapsayan bir tura çıkarak, ulusları birlik ve beraberliğe özendirmeye çalıştı. Amerika’nın o dönemdeki başkanı Eisenhower görüşmeyi reddetse de, başkan yardımıcısı Nixon Fidel Castro’yu kabul etti. Ancak daha sonra Nixon Fidel Castro’yu, 'çökertilmesi gereken komünist bir diktatör' olarak niteledi. Daha sonra BM Genel Konseyi’nde konuşmak için tekrar Amerika’ya giden Fidel Castro, konsey tarafından da hoş karşılanmadı.
ABD İLE KÜBA'NIN BÜTÜN BAĞLARINI KOPARDI
Fidel Castro Küba’ya döndü ve yüzde 70’i yabancıların ellerinde olan ülke topraklarını halka kazandırmak için sosyalist bir ekonomi oluşturma çalışmalarına başladı. Bütün Amerikan işletmelerinin kamulaştırılması emrini verdi ve bu ülkeyle bağlarını kopardı. 31 Ocak 1961'de ABD, Küba’ya karşı ticari ambargo uygulaması başlattı. Küba’daki işletmelerinin kamulaştırılması ile Amerika, 1 milyar dolardan daha fazla bir kayıpla karşı karşıya geldi.
Fidel Castro, kendi ülkesindeki bölgelerindeki devrimcilere de destek oldu. Küba devriminden sonra ülkeden ayrılıp Bolivya'ya giden Che’ye, amacını gerçekleştirmesi için destek verdi. Che’nin ölümünden sonra da, henüz yönetim konusunda istikrarı yakalayamamış pek çok Latin Amerika ülkesine de, komünist devrimi gerçekleştirmeleri için askeri destek yolladı.
Küba’nın komünist devrimden sonra iyileşemeyen ekonomisi, Sovyetler Birliği'nin, dağıldıktan sonra göndermeye devam edemediği ekonomik desteğin de bitmesiyle daha da kötü bir hal aldı.