21.02.2023 - 10:14 | Son Güncellenme:
Dr. Murat Şahin/ İzmir Demokrasi Üni. Öğretim Üyesi--- Çok taraflı elektronik pazaryerleri bir platform aracılığıyla sağlayıcılar ve tüketiciler gibi farklı talep gruplarının buluşturulduğu ortamlardır. Yaygın olarak kullanıldığı ve pazar hacminin büyük bölümünü teşkil ettiği haliyle, sağlayıcıların son kullanıcı olan tüketicileri hedefleyen (Business to Consumer – B2C) ticaret amaçlı faaliyetlerini internet ağı üzerinden yürütmesi şeklinde gerçekleşmektedir. B2C e-ticaret platformlarından işlem hacmi bakımından büyüklükleri gözetildiğinde, dünyada devleri olarak amazon.com ve alibaba.com gösterilebilir iken, ülkemizde trendyol.com, hepsiburada.com, N11, ciceksepeti.com, sahibinden.com, ilgili pazarlarında önde gelen elektronik pazaryerleri platformları olarak gösterilebilir.
Tüketiciler açısından çoğu platform hizmetlerinden yararlanmanın (veri ile ödenen bedeller ve yoğunlaşmalardan kaynaklanabilecek uzun vadeli rekabet sorunların yaratabileceği ek maliyetler bir yana) bedelsiz oluşu, erişilebilirlik, ürün ve fiyat çeşitliliği vb. etkenler gözetildiğinde, çok taraflı elektronik pazaryerleri bir platform aracılığıyla işlem yapmanın teşvik edici olduğu açıktır. Nitekim Amazon ve Alibaba’nın, ekosistemleri içerisinde, ödeme hizmetleri, lojistik ve satış ve satış sonrası müşteri hizmetleri gibi bileşenlerin olması, bahsi geçen kullanıcı gruplarının platformu kullanmalarında ve sadık kalmalarında önemli birer etken oldukları söylenebilir. Ayrıca, Kovid-19 pandemisi ile birlikte toplam perakende ticaret hacminde küresel çapta gözlemlenen küçülmeye karşılık, geleneksel kanallardan farklı şekilde, perakende e-ticaretin artış seyrinin kuvvetlendiği de açıkça görülmektedir.
e-ticaret pazarında anti-rekabetçi durum
E-pazaryerlerindeki bu hızlı büyüme, geleneksel pazarlarda karşılaşılan rekabet sorunlarından farklı olarak, platform ekonomisinden kaynaklanan ve pazarın kendi yapısına özgü yeni birtakım rekabet sorunlarını tartışmaya açmıştır. Bunlardan başlıcaları şöyle ortaya konabilir:
Platform ekonomilerinde gerçekleşen yoğunlaşmaların; öldürücü devralmalar ve ikinci el pazarı, ödeme sistemleri ve lojistik hizmetleri gibi ilişkili pazarlardaki devralmalar da dahil, platformlarda önemli pazar gücü ve/veya hâkim durum yaratma veya hakimiyeti güçlendirme, nihayetinde ise pazarın tek platformda toplanması gibi bir antirekabetçi sonuca kadar varabilecek uygulamalara açık olmasıdır.
Bu kapsamda, fiyatların rekabetçi seviyenin üzerine çıkması ve tekelleşme fiyatına yaklaşması söz konusu olabilir. Platformların sahip oldukları asimetrik veri gücü ve bu gücün kötüye kullanıma son derece açık olduğu da dikkate alındığında, özellikle sağlayıcı ve tedarikçiler açısından platformları zorunlu unsur haline dönüşmesi işten bile değildir.
Kendi ürününü öne çıkarma
Çok taraflı elektronik pazaryerlerinde karma hizmet sunan platform bakımından: kendi ürününe veya daha çok komisyon alınan teşebbüsün ürünlerini öne çıkarma, algoritmaya yapılan ayrımcı müdahaleler, yani bir nevi kayırma niteliğini haiz davranışlarda bulunmak da oldukça kolay hale gelmiştir.
Geleneksel pazarlardan daha farklı ve etkili şekilde pazara giriş engelleri ortaya çıkabilir. Özellikle önemli pazar gücünü elinde bulunduran bir platform tarafından, gerçekleştirilen bir giriş-üyelik-komisyon vb. fiyat politikası ile (rakipler için yıkıcı veya üyeler için aşırı) platforma girmek isteyen teşebbüslere karşı bir suni giriş engeli oluşturulabilir ki bu durum, platformun Pazar gücüne bağlı olarak yıkıcı bir sonuç da ortaya koyabilir.
Bilhassa, sağlayıcının, müşterisine (platforma), kendi satışları da dahil olmak üzere, başka bir müşteriye (platforma) daha avantajlı şartlar-fiyatlar sunmayacağını garanti ettiği, geniş en çok kayırılan müşteri (EKM) şartlarına dair uygulamaların, çok taraflı pazaryerleri bakımından beraberinde getireceği rekabetçi sorunlar ortaya çıkabilmektedir.
Tüm bu soru ve sorunlara ilaveten, e-pazardaki işlem hacmi ve kârlılığın da hızla büyümesinin bir sonucu olarak, saldırgan pazar hakimiyeti eğilimlerinin de artmakta, nihayetinde ise, uzun dönem de gerek tüketici zararına girişimler gerekse de üretici/sağlayıcıların ayakta kalmasını zorlaştırıcı etkileri sebebiyle, platformların sürekli izlenmesi ve ön alıcı birtakım düzenlemelerin yapılması ihtiyaçları ortaya çıkarmaktadır.
Alibaba’ya Çin Rekabet Kurulu 2 milyar 315 milyon euro ceza kesti
Çin rekabet otoritesi (State Administration for Market Ragulation (SAMR) Anti-monopoly Bureau) 24 Ağustos 2020 tarihinde, Çin sınırları içindeki çevrimiçi perakende platform hizmetleri pazarında, Alibaba Group’un “ikiden birini seç” (Pick-Choose One From Two,” -“Er Xuan Yi”) uygulaması da dahil olmak üzere rekabet ihlali niteliği taşıyan bir dizi uygulama ve davranışları hakkında bir soruşturma başlatmıştı. 1 yıldan kısa bir sürede sonuçlandırılan soruşturma neticesinde, 10 Nisan 2021 tarihinde yapılan duyuru ile Alibaba’ya hâkim durumun kötüye kullanılması nedeniyle yaklaşık 2.315 milyar euro, verildiği tarihte dünya rekoru sayılabilecek tutarda idari para cezası verildi. Ceza, Alibaba’nın 2019 yurt içi satışlarının %4’ü gibi yüksek bir oranda verilmiştir. İdari para cezası yanında Alibaba’ya rekabetçi sorun ve endişeleri ortadan kaldırması amacıyla birtakım tedbirleri içeren idari talimatlar da verildi. Kararda öncelikle yapılan hakim durum analizinde, Alibaba’nın Çin’de çevrimiçi perakende platform hizmetleri pazarında, uzun süredir nispeten yüksek bir pazar payına (%50’den fazla) sahip olduğunu ve Alibaba’nın çok yüksek derecede pazar bilinirliğine ve tüketicilerin sadakatine sahip olduğunu, böylece, Alibaba’nın Çin’deki çevrimiçi perakende platform hizmetleri pazarında hakim durumda olduğuna karar verildi.
SAMR, bu tespitle birlikte, Alibaba’nın ilgili pazarda diğer bazı önemli avantajlara da sahip olduğunu, örneğin Alibaba’nın platform hizmetleri için güçlü sermaye yapısı ve lojistik hizmet desteği, ödeme garantisi ve grup olarak sahip olduğu büyük veri ve veri işleme yeteneği sağlayan lojistik, ödeme ve bulut bilişim alanlarındaki gücü sebebiyle, Alibaba’nın pazar gücünü daha da pekiştirmiş olduğunu ortaya koymuştur.
Alibaba hâkim durumu kötüye kullandı
Hakim durumun kötüye kullanımına ilişkin tespitlerde ise, ağırlıklı olarak; Alibaba’nın platform aracılığıyla satış yapmak isteyenler için ortaya koyduğu “ikiden birini seç”/”ya Alibaba ya da hizmet yok” yaklaşımına dair münhasırlık içeren uygulamalar incelenmiştir. Alibaba’nın; platform üzerinden satış yapan işletmeler ile yapmış olduğu sözleşmeler veya sözlü talepler yoluyla, üyelerinin rakip platformlarla çalışmasını, bilhassa festivaller gibi talep yoğun zamanlarda rakip platformlarda satış yapmasını kesinlikle yasaklatmayı hedef alan uygulamalar yapmış olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca, karara uyanlar bakımından bir ödül sistemi (sübvansiyonlar, indirimler, ayrıcalıklı muameleler, trafik desteği gibi) ve karara uymayanlar bakımından disiplinli bir şekilde ceza sistemi (mağazaların bloke edilmesi, sıralamanın düşürülmesi, satış promosyonlarından çıkarılması, trafik kısıtlamaları, teknik blokaj, depozitoların kesilmesi gibi) uygulandığı tespit edilmiştir.
Alibaba, soruşturmada yapmış olduğu savunmada üyelerin; “ikiden birini seç”i gönüllü olarak uygulamayı kabul ettiklerini ve kendilerine teşvik ve değerlendirme olarak belirli kaynaklar sağlandığını savunmasında bulunmuştur. Ancak savunmalara itibar edilmediği görülmüştür. Zira çoğu üye ifadesinde, yalnızca Alibaba’da çalışmak istemedikleri halde bu seçime zorlandıklarını, ayrıca, kendilerine vaad edilen ek finansman veya trafik kaynaklarının sağlanmadığını beyan etmiştir. SAMR, Alibaba’nın perakendeciler için platformlarının çekiciliğini artırmak amacıyla yaptığı çeşitli yatırımların münhasırlık gerektirmediğini, çünkü Alibaba’nın yatırımları için pazar rekabetine çok zarar vermeyecek başka şekillerde ödüllendirilebileceğini tespitleri dolayısıyla, Alibaba’nın münhasırlığı haklı çıkarabilecek bir sebebin olmadığını açıkça tespit etmiştir.
“Alibaba’da tekelleşme”
Peki kararda rekabetçi sorunlar/riskler neler olarak görülmektedir. İlkin çevrimiçi perakende platform pazarların yapısı nedeniyle; yoğunlaşmalar yoluyla hızla tekelleşme eğilimi gösterdiği, orta ve uzun vadede tekelci fiyatlamaya müsait olduğu, bunun sonucunda tüketici menfaatlerinin zarar göreceği ve ilgili pazarda yenilik ve gelişmeyi engeller niteliğe haiz olduğu kararda başlıca tespit edilen rekabetçi sorunlar olduğu açıkça ifade edilmiştir. Kararda SAMR, Alibaba’nın diğer rakip internet platformlarının gelişimini kısıtlamak ve kendi pazar konumunu korumak ve pekiştirmek için 2015’ten beri Çin’deki çevrimiçi perakende platform hizmetleri pazarındaki hakim konumunu kötüye kullandığını, pazardaki mevcut ve potansiyel rakipleri dışlayan ve hem platform tabanlı üyelerin hem de tüketicilerin çıkarlarına zarar veren etkileri görüldüğünü ve ayrıca, Alibaba’nın hâkim konumunu kötüye kullanması da platform ekonomisinin düzenli inovasyonunu ve sağlıklı gelişimini engellediğin tespitlerini de ortaya koymuştur.
Bu kapsamda Alibaba’nın platform olarak sorumluluklarını yerine getirmek için kapsamlı düzeltmeler yapmasını gerektiği, Alibaba’nı kötüye kullanım teşkil eden uygulamalara etkili bir şekilde son vermesi gerektiği, iç kontrol ve uyum yönetimi sistemini geliştirmesi gerektiği; Platform tabanlı işletmecilerin ve tüketicilerin meşru haklarını ve çıkarlarını korumak ve adil rekabeti aktif olarak sürdürmek amacıyla Alibaba’nın, üç yıl boyunca yıllık bazda SAMR’ye bir kendi kendini inceleme ve uygunluk raporu sunması gerektiği yönünde tedbir kararları da alınmıştır.
AB ve Türk Rekabet Hukuklarında güncel durum
Tüm dünyada olduğu gibi, Avrupa Birliği’nde ve Türkiye’de hakim durumda olan veya önemli Pazar gücünü elinde bulunduran ve rekabet ihlali veya potansiyel rekabet sorunlarını yaratmaya açık olan platformların devlerine karşı çeşitli enstrümanlarla mücadele edilmeye çalışılmaktadır.
Bu kapsamda rekabet ihlalleri sebebiyle soruşturmalarda verilen ceza ve tedbir kararları, sektör inceleme raporları ve regülasyon çalışmalarıyla birlikte mevcut ve potansiyel rekabetçi sorunların giderilmesine çalışılmaya hızla devam edilmektedir. Bu kapsamda, örneğin AB Komisyonu Google Shopping hizmetini rekabete aykırı şekilde kayırdığı gerekçesiyle Google’a 2,4 milyar avroluk bir ceza kesmiş ve Google’dan söz konusu faaliyetini sona erdirerek CSE hizmetlerinde eşitlikçi bir oyun alanı tesis etmesini istemişti.
Ardından Google tarafından açılan iptal davasında AB Genel mahkemesi iptal talebini geçen yıl reddetmişti. Gene yakın tarihte, İtalya Rekabet otoritesi tarafından, Amazon’a Avrupa ve İtalya’daki lojistik ağını e-ticarette rakipleri aleyhine kötüye kullandığı gerekçesiyle gerekçesiyle 1 milyar 128 milyon avro ceza kestiği belirtildi.
Benzer bir karar Türk Rekabet Kurulu tarafından da verilmişti. Kararda Google’ın genel arama hizmetleri pazarındaki hakim durumunu kötüye kullanarak yerel arama ve konaklama fiyatı karşılaştırma hizmetlerini rakiplerini dışlayacak şekilde öne çıkardığı gerekçesiyle idari para cezası vermiş ve bir takım tedbir kararları almıştır. İlaveten pazaryerleri platformlarına ilişkin sektör inceleme raporları yayınlanmış ve ilaveten regülasyon çalışmalarına hız verilmiştir.
Bu kapsamda Rekabet Kurumu 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Düzenleme Taslağı’ını görüş ve değerlendirmeye açmıştır. Taslak metinde, AB’de yakın tarihte yürürlüğe giren
“Trendyol rekabet karşıtı”
Dijital Piyasalar Yasası’na (Digital Markets Act) benzer şekilde, dijital pazarların düzenlenmesini hedeflendiği görülmektedir.
Ayrıca Rekabet Kurulu tarafından Trendyol (DSM grup), ciceksepeti.com, yemeksepeti.com, sahibinden.com vb. platformlar hakkında soruşturmalar yürütülmüştür. Soruşturmalarda ağırlıklı olarak ilgili pazarlarında hakim durumda olan bu platformların ayrımcı, dışlayıcı ve sömürücü kötüye kullanım iddiaları ele alınmıştır. Bu soruşturmaların bir kısmı devam ettiği gibi, kimi ceza ile kimi uzlaşma ve taahhüt kararlarıyla sona ermiştir. Örneğin Kurul yakın tarihli Trendyol kararında (Trendyol- DSM Grup Danışmanlık İletişim ve Satış Ticaret AŞ’nin Alibabaya devri gerçekleşmiş ve anılan grup ikinci el eşya satımında faaliyet gösteren Dolap’ıda devralmıştır)`; “çok kategorili e-pazaryerleri” pazarında hâkim durumda olduğu tespit edilen Trendyol’un pazaryerini kullanan satıcı ve tüketici verilerinden faydalanmak suretiyle kendi perakende faaliyetine avantaj sağladığı tespit ederek, üçüncü taraf verilerinin kullanımı da kendini kayırmanın bir türü olarak rekabet karşıtı bir davranış olarak değerlendirilmiştir. Ayrıca pazarın yoğunlaşma seviyesine bağlı olarak ticari kullanıcıların pazar dan dışlanabileceği belirtilmiştir.
Kurul soruşturma devam ederken almış olduğu ara tedbir kararı ile; rakiplerine karşı avantaj sağlayacak nitelikte, algoritma ve kodlama aracılığıyla yapılan müdahaleler de dâhil olmak üzere her tür eylem davranış ve uygulamalarına son vermesi, pazaryeri faaliyetinden elde edilen ve üretilen her türlü verinin, kendi ekonomik bütünlüğü altında yer alan diğer ürün ve hizmetleri için paylaşımını ve kullanımını durdurması, pazaryerinde satış yapan satıcılar arasında ayrımcılık doğuracak nitelikte algoritma ve kodlama aracılığıyla yapılan müdahaleler de dâhil olmak üzere her tür eylem davranış ve uygulamalarına son vermesini ve anılan tedbir kararlarının denetlenebilirliğini teminen gerekli her türlü teknik, idari ve organizasyonel tedbirleri alması, tüm algoritma modelleri üzerinde yapılan parametrik ve yapısal değişiklikleri ve özel olarak geliştirilen tüm yazılımlara ait kaynak kodlarını versiyonlu ve doğruluğu inkâr edilemez şekilde en az 8 (sekiz) yıl süreyle saklamasına karar verilmiştir.