15.09.2023 - 03:53 | Son Güncellenme:
DUYGU ERDOĞAN
Duygu Erdoğan- Yakaladığı büyük ivmeyle sektörü yeniden şekillendiren yat ve tekne talebi, dünyanın en güvenilir üreticileri arasında gösterilen Türkiye'de karşılık buluyor. Türk markaları, malzeme ve işçilik kalitesi ile tasarım yeteneğini öne çıkarken turizmde öngörülmeyen bir atakla kendine geniş yer açan tekne tatili, büyüme grafiğini sürdürüyor. Türk koylarının doğal güzelliklerinin de katkı verdiği bu talep artışı, yerli ve yabancı seyahatseverler için yat ve tekne alımı ile kiralama isteğini de artırmaya devam ediyor. Hem satış ivmesindeki son durumu, hem de yat dizaynı konusunda Türk markaların kalitesini Mazu Yachts Global Satış Direktörü Orhun Şentürk, VisionF Genel Müdürü Ali Tanır ve Fabbro Yachts'ın kurucuları Doğaner Kundak ile Alper Kundak'a sorduk...
Türkiye hangi avantajlar ve hamlelerle öne çıktı?
Pandemiyle birlikte değişen tatil alışkanlığının özellikle özel yat ve teknelere olan ilgiyi hızla artırdığını anlatan Mazu Yachts Global Satış Direktörü & Yat ve Tekne Endüstrisi Derneği (YATED) Genel Sekreteri Orhun Şentürk, Türkiye'nin bu anlamda öne çıkan bir üretici olmasının nedenlerini ise şöyle anlatıyor:
Coğrafi konumu, hava koşulları ve doğal koyları açısından Türkiye, denizlerle çevrili stratejik bir konuma sahip. Bu nedenle, denizcilik kültürü ve deniz turizmi Türkiye için önemli bir faktör. Türkiye'nin coğrafi avantajı, yerli ve yabancı yatseverlerin Türkiye'yi tekne - yat üretimi ve satın alma için tercih etmelerine yardımcı oluyor." n Türkiye'de, yat ve teknelerin üretimi konusunda deneyimli bir endüstri var. Türk tersaneleri, yüksek kalitede ve rekabetçi fiyatlarla tekneler üretebilen modern tesislere sahip. Türk tekne - yat üreticileri, talebe uygun özelleştirme ve kişiselleştirme seçenekleri sunarak müşteri beklentilerini karşılayabiliyor ve bu beklentilerin ötesine dahi geçen kaliteli üretim sunabiliyor.
Türkiye'nin işgücü maliyetleri ve üretim maliyetleri bazı diğer ülkelere göre daha avantajlı. Bu, Türk tersanelerinin rekabetçi fiyatlarla yat ve tekne sunmasını sağlıyor. Aynı kalitede bir tekneyi daha uygun maliyetle ve kalitede satın alabilme imkânı, Türkiye'den tekne - yat almayı cazip kılıyor. n Türk tersaneleri genellikle farklı boyutlarda ve tiplerde yatlar üretebilme yeteneğine sahip. Müşterilere, ihtiyaç ve tercihlerine uygun olarak tekne - yatlarını özelleştirebilme imkânı sunarlar. Bu çeşitlilik ve özelleştirme seçenekleri, Türkiye'den tekne - yat almayı tercih edenler için önemli bir etken. Bu durum, standart üretim yapan tersanelere göre Türk tersanelerine ciddi bir rekabet avantajı sağlıyor. n Türkiye, zengin doğal güzelliklere sahip birçok kıyı şeridine ve deniz turizmi destinasyonuna ev sahipliği yapıyor. Yat sahipleri için cazip olan bu güzellikler, Türkiye'de yat sahibi olmayı teşvik ediyor. Türkiye'nin gelişmiş marina hizmetleri de, kapasite yetersizliğine rağmen yat ve tekne sahipleri için çekici bir faktör."
'Marka değerini yukarı taşıdık
Türkiye'de yat üretimine yönelik artan talebi en çok marka değerinin desteklediğini anlatan VisionF Genel Müdürü Ali Tanır, "Avrupa ile aynı üretim kalitesine sahibiz. Kullanılan malzemeler, markalar aynı. Dolayısıyla geriye bir tek marka değeri kalıyordu ki bunu da son yıllarda gerçekleştirdiğimiz ataklar ile son derece iyi seviyeye taşıdık. Türkiye bir ihracat ülkesi, kaliteli işçiliğimiz ve maliyet avantajını lehimize kullanarak fiyat avantajı yakaladık” diyor. Sektörün güçlü bir atakla pek çok yabancı marka içinde öne çıktığını anlatan Tanır, ancak yetişmiş işgücü eksikliğine dikkat çekiyor. Tanır, "Yabancı markalar bu işe bizlerden çok önce başladı. Ancak biz Türk üreticiler olarak arayı hızlıca kapattık. Türkiye bu hala elinden geleni yapıyor. Sektör olarak ise daha fazla yetişmiş ve sektörü anlayan iş gücüne ihtiyaç duyuyoruz. Bence en büyük destek, bu konunun iyi anlatılması olacak" diyor.
Tekne turizmi daha ileri nasıl taşınır?
Türk markaların giderek güçlendiği bu alanda farklı desteklerle tüm potansiyelini açığa çıkarabileceğine dikkat çeken Orhun Şentürk, bu konuda sunulabilecek destekleri ise sıralıyor:
-"Türkiye, tersane ve marina altyapısını geliştirmek için yatırımlar yapabilir. Tersanelerin modernizasyonu ve genişletilmesi, daha verimli üretim ve daha büyük projelere olanak tanır. Ayrıca, marinaların sayısı ve kalitesi artırılabilir, teknelerin park edilebileceği, bakım ve onarımların yapılabileceği uygun tesisler sunulabilir.
-Denizcilik sektöründe çalışacak nitelikli işgücünün yetiştirilmesi önemli. Türkiye, denizcilik ve tekne - yat üretimi alanında eğitim programları ve mesleki kurslar sunarak, işgücünün kalitesini ve becerilerini artırabilir. Bu, sektördeki istihdamı destekleyerek üretim ve satış kapasitesini artırır.
-Türkiye, tekne - yat endüstrisinde Ar-Ge ve inovasyonu teşvik eden politikalar ve destekler sağlayabilir. Bu, yeni teknolojilerin kullanımını teşvik eder, daha verimli ve çevre dostu üretim yöntemleri geliştirir ve Türk tekne - yat üreticilerinin rekabet gücünü artırır.
-Deniz turizmi - boat show fuarlarına katılmak, ticaret heyetleri düzenlemek ve uluslararası medya ve seyahat acenteleriyle işbirliği yapmak, Türk tekne - yat sektörünün görünürlüğünü artırabilir ve dış pazarda talebi teşvik edebilir.
-Vergi indirimleri, ihracat teşvikleri, işletme maliyetlerindeki kolaylıklar gibi önlemler, sektördeki yerli üretimi ve uluslararası rekabet gücünü destekleyebilir.
A'dan Z'ye ekonomiye katkısı var
Tekne turizminin ekonomiye doğrudan önemli katkıları bulunduğunu anlatan Orhun Şentürk, aynı zamanda dolaylı olarak da pek çok ciddi destek sunduğunu belirtti. Şentürk, şu katkıları paylaştı:
-"Tekne turizmi, turistlerin ülkeye getirdiği doğrudan turizm geliriyle ekonomiye katkıda bulunur. Yat ve teknelerin bakımı, yakıtı, marina hizmetleri, yiyecek - içecek, konaklama ve diğer turistik faaliyetler için harcanan para, turizm sektörünün büyümesine ve gelirlerin artmasına katkı sağlar.
-Tekne turizmi, marina işletmeleri, tersaneler, teknik servis sağlayıcıları ve deniz turizmiyle ilgili diğer ilişkili sektörler için istihdam yaratır. İşletmelerin büyümesi ve talebin artması, daha fazla kişiye iş imkânı, istihdam sağlar ve yerel ekonomiye katkıda bulunur.
-Tekne turizmi, marinacılık, yat bakımı ve onarımı, liman hizmetleri, restoranlar, oteller, tur rehberlik hizmetleri ve benzeri hizmet sektörlerinin gelişmesini teşvik eder. Bu sektörlerdeki işletmeler, tekne turizmi ile ilgili talebe yanıt vererek büyür ve ekonomik büyümeye katkıda bulunur.
-Tekne turizmi, sahil ve kıyı bölgelerinde yerel ekonomik çeşitlendirme sağlar. Bu bölgelerdeki işletmelerin tekne turizmiyle ilgili talebi karşılamak için yeni ürünler ve hizmetler sunması gerekebilir. Böylece, ekonomik olarak daha çeşitli bir yapı oluşur ve yerel ekonominin sürdürülebilirliği artar.
-Tekne turizmi, yerli ve yabancı yatırımcıların ülkeye yatırım yapmasını teşvik eder. Yat ve teknelerin satın alınması, bakımı ve yönetimi için yapılan yatırımlar, ekonomik büyümeye katkıda bulunur. Aynı zamanda, üst gelir grubundaki kişilerin tekne turizmiyle ilgili harcamaları, yerel ekonomiye daha yüksek gelir seviyelerinden giriş sağlar.
Dünyada yat imalatında Türkiye 3'üncü sırada
Pandemi döneminin etkisiyle tekne ve yat sektöründe talebin beklenenin ötesinde hızla arttığını belirten Fabbro Yachts'ın kurucuları Doğaner Kundak ile Alper Kundak sorularımızı yanıtladı:
Türkiye'nin dünyadaki tekne ve yat sektöründeki durumu nedir?
Pandemi sonrasındaki izole tatil anlayışı nedeniyle tekne ve yat sektöründe talep beklenenin aksine hızla artış gördü. Dünyadaki birçok yat imalatçısı ve bu sektöre hizmet eden tedarikçiler talebi karşılamaya çalışsa da yetersiz kaldı. Dünyada yat imalatında Almanya ve İtalya'dan sonra Türkiye 3'üncü sırada. Almanya mega yatlar, İtalya ise markalaşmış seri imalat yatlar ile ön planda. Türkiye ise hem butik, özel imalat süper ve mega yatlar, hem de yeni yeni oturmaya başlamış seri imalatlarla dünyada ön planda. Türkiye'deki birçok firma kaliteli üretimlerine dayanarak yeni projeler aldı ve başarıyla devam ediyorlar. Bizde de F45 için geri dönüşler çok olumlu ilerliyor. Seri imalatımız devam ediyor. Talepler doğrultusunda F55 ve F65 projelerimizin çalışmalarına başladık.
Türkiye'nin dünya pazarında daha fazla öne çıkması için neler yapılabilir?
İmalatı artırabilmek için doğru yatırımlar yapmak gerekir. Ancak son zamanlarda tüm sektörün yaşadığı gerçek bir sorun var, o da eleman eksiği... Bu sektörün sürekliliği nasıl sağlanır, bunun üzerine çalışmalar yapılması gerekli. Yat imalatında mühendisinden elektrikçisine, mimarından tesisatçısına birçok alanın birleşmesiyle sonuç alınıyor. Bu nedenle bu alanlarda kendini geliştirecek gençlere ihtiyacımız var. Bu konuda sonuç alıcı çalışmalar yapılması gerekir. Böylelikle firmalar kapasitelerini çok rahat artırabilir. Ayrıca son zamanlarda yurtdışı kapasitelerin dolu olması ve maliyetlerin yüksek olması nedeniyle tamir, bakım, onarım gibi hizmetlerde oldukça açık var. Doğru hizmet ve güveni sağlayarak dünyada ön plana çıkabiliriz
Türkiye pazarında nasıl yat ve tekneler tercih ediliyor?
Tekneler kullanıcıların taleplerine göre çok farklı modellere sahip. Türkiye'de birçok model tercih ediliyor. Bir yerden bir yere ulaşmak için servis amaçlı, keyifli vakit geçirilecek konfor odaklı gibi birçok talep bulunuyor. Klasik ve geçmişten gelen kapalı kıç havuzlu teknelerin imalatı çoğunluğu oluşturuyor.
Peki dünya pazarında Türkiye'den ne tarz tekneler tercih ediliyor?
Her modelin müşterisi var. Önemli olan girdiğiniz alanda ön plana çıkabilmek, tercih edilebilir olmak. Burada marka değerini oluşturmak, özellikle satış sonrası verdiğiniz destek çok önemli. Müşterilerle oluşturacağınız güven çok önemli. Oluşturduğumuz modellere Türkiye'den talep oldukça fazla. Yurtdışı fuarlarında kendimizi göstererek yurtdışı pazarına açılmak istiyoruz. Amerika, GCC ülkeleri ve Uzakdoğu ana hedeflerimiz.