Milliyet ExecutiveUzun vadeli yatırımda farklı bir alternatif

Uzun vadeli yatırımda farklı bir alternatif

07.09.2024 - 04:24 | Son Güncellenme:

Re-Pie Portföy Pazarlama ve Kurumsal İletişimden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Aslı Öztürk ile özellikle bireysel yatırımcının ufak rakamlarla, normalde parçası olamayacakları yatırımlara katılımını mümkün kılan Girişim Sermayesi Yatırım Fonları (GSYF) ile Gayrimenkul Yatırım Fonları’nı (GYF) konuştuk...

Uzun vadeli yatırımda farklı bir alternatif

SERKAN ARMAN- Geleceğin unicorn’larına erken aşamada yatırım yapma fırsatınız olsun ister miydiniz? Peki tarihi bir mülke ya da bir AVM’ye yatırım yapmak kulağa nasıl geliyor? Alternatif yatırım fonları, yani Girişim Sermayesi Yatırım Fonları (GSYF) ve Gayrimenkul Yatırım Fonları (GYF) işte burada devreye giriyor. 

Haberin Devamı

Re-Pie Portföy Pazarlama ve Kurumsal İletişimden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Aslı Öztürk, “Her iki fon türü de özellikle bireysel yatırımcının ufak rakamlarla, normalde parçası olamayacakları yatırımlara katılımını mümkün kılıyor. Böylece varlıklara yapılan yatırımın tabana yayılmasını sağlıyorlar. 2014’te SPK’nın tebliği ile temelleri atılan bu fonların bilinirliği hem bireysel yatırımcılar hem de finans profesyonelleri arasında henüz hayli sınırlı” diyor.

Bu fonların bilinirliğinin artmasıyla faydalarının büyüyeceği görüşünü dile getiren Öztürk uzun vadeli yatırım perspektifiyle yönetilen GSYF ve GYF’lerin yatırım yaptığı varlıkların sürdürülebilir olmasının temel şartlardan biri olduğunun da altını çiziyor. Aslı Öztürk ile Re-Pie Portföy’ü ve GSYF ile GYF’lerin bilinirliğini artırma çalışmalarını konuştuk...

Haberin Devamı

*Re-Pie Portföy, alternatif yatırım fonları (GSYF ve GYF) alanında öne çıkıyor. Alternatif yatırım fonları denilince ne anlamalıyız? Bu finansal araçların finans profesyonelleri ve halk nezdinde bilinirliği istenilen düzeyde mi?

Geleneksel yatırım fonları hisse, tahvil, repo, bono ve mevduat gibi finansal araçlara yatırım yapar. Alternatif yatırım fonları ise geleneksel yatırım araçları dışında kalan alanlara yöneliyor.

Ülkemizde SPK tarafından çerçevesi belirlenmiş iki alternatif yatırım fonu bulunuyor: Girişim Sermayesi Yatırım Fonları (GSYF) ve Gayrimenkul Yatırım Fonları (GYF).

GSYF’ler gelişme potansiyeli yüksek olan küçük ve orta ölçekli işletmeleri yatırım fonu yapısını kullanarak yatırımcılar ile buluşturan ve bu işletmelerin kuruluşu ve faaliyete geçmesi için yatırımcılardan uzun vadeli yatırım almasını sağlayan bir fon türü. Geleceğin unicorn’larına erken aşamada yatırım yapma fırsatı sunuyorlar. GSYF’ler ayrıca daha geleneksel endüstrilerde faaliyet gösteren, oturmuş bir iş modeline ve daha fazla büyüme potansiyeline sahip, bununla birlikte finansal yapısı güçlendirilmeye açık olan şirketlere de yatırım yapabilirler.

Her seviyeden şirkete yatırım için GSYF kurulabiliyor. Bu fonların temel odağı, yeni yatırımla şirketin büyümesini hızlandırmak ve/veya halka arza hazırlamak.

Haberin Devamı

GYF’ler ise gayrimenkullere ve gayrimenkule dayalı haklara yatırım yapma imkânı sağlıyor. GYF’ler ile yatırımcılar, kendi başlarına alamayacakları AVM’lere, otel, lojistik veya iş merkezi gibi ticari mülklere, konut projelerine veya her tür arsaya yatırım yapabilir. Bu fonlar profesyonel olarak yönetildiği için, gayrimenkul yatırımlarındaki tapu işlemleri, kiracı yönetimi, vergi dairesi ve sigorta işlemleri gibi zaman ve masrafa neden olan zorunluluklarla uğraşmak da gerekmiyor. Bununla birlikte, GYF’lerin en büyük avantajı GYF’ler ile yatırımcıların hem varlık değer artışından hem de bunun yanında fonun tipine göre kira gelirinden faydalanmaları.

Her iki fon türü de özellikle bireysel yatırımcının ufak rakamlarla, normalde parçası olamayacakları yatırımlara katılımını mümkün kılıyor. Böylece varlıklara yapılan yatırımın tabana yayılmasını sağlıyorlar. Uzun vadeli oldukları için piyasa dalgalanmalarından etkilenmiyorlar.

Haberin Devamı

2014’te SPK’nın tebliği ile temelleri atılan bu fonların bilinirliği hem bireysel yatırımcılar hem de finans profesyonelleri arasında henüz hayli sınırlı.

Uzun vadeli yatırımda farklı bir alternatif

Bu ürünlerin bilinirliğini artırmak için nasıl bir yaklaşım sergiliyorsunuz? Stratejinizin merkezinde neler var?

GSYF ve GYF’lerin iki açıdan çok önemli avantajları var. Öncelikle bu fonlar, yatırımcıların portföylerini ve uzun vadeli yatırım perspektifiyle risklerini ve getiri potansiyellerini dengelemelerine imkân tanıyor. Finansal analizler, alternatif araçlarla dengeli bir şekilde oluşturulmuş portföyün, sadece tahvil ve hisse senetlerinden oluşan bir portföye göre daha fazla getiri sağladığını ortaya koyuyor.

İkinci olarak bu fonlara yapılan yatırımlar sayesinde ülke ekonomisine önemli katkı sağlanıyor. Daha geniş kitlelerden yatırım alabilen yenilikçi girişim ve şirketlerin bu yatırımlarla büyüyerek ülke ekonomisine istihdam, daha yüksek değerli hizmet ve ürün ihracatı gibi katkılarını artırması anlamına geliyor. Diğer yandan gayrimenkul yatırımlarının tabana yayılması sayesinde, konut arzının genişletilmesi, ticari mülklerin geliştirilerek ticaret hayatını canlandırması sağlanıyor.

Haberin Devamı

Bu fonların bilinirliğini artırarak bu faydaların da büyütülmesinin öneminin farkındayız. Bu amaçla, ülkemizde finansal okur yazarlığın arttığı bu dönemde biz de bu fonlara dair daha fazla kaynağın yatırımcılarla buluşmasına çalışıyoruz. Bu kapsamda en çok ekonomi ve finans alanında uzman gazeteciler ve akademisyenler gibi kesimlerle düzenli görüşerek alternatif yatırım fonları hakkında görüş alışverişinde bulunmaya, deneyim ve bilgi aktarımına yoğunlaşıyoruz.

Ardından bu yatırım araçları ile ilgilenen kitlelerin takip ettiği yayınlar ve yeni medya yayıncıları ile alternatif yatırım fonlarının faydalarını, ihraca katılma süreçlerini anlattığımız içerikler kurguluyoruz. Özellikle 2024’ün başından beri medyada ve yeni medyada düzenli olarak gündem yönetimi yapıyoruz.

Öte yandan, normalde bir şirketin pazarlama faaliyeti daha ziyade kendi ürün ve hizmetlerini tanıtmaya odaklanırken, biz pazarlama yatırımımızın büyük kısmını bu bilinirliği artırmaya yönlendiriyoruz. Biliyoruz ki, yatırımcıların bu fonların faydalarını fark etmeleri alternatif yatırım fonları sektörünün de büyümesini sağlayacak.

Bu çalışmalarımızda da öncelikle güven tesis etmeye odaklanıyoruz. İnsanların finansal geleceklerini güvence altına almak üzere çıktıkları yolda en çok ihtiyaç duydukları şey güvenmek. Öncelikle bu fonların tamamının SPK denetimine tâbi olduğunu vurguluyoruz. İkinci olarak, GSYF ve GYF’ler kanalıyla yatırım yapabilecekleri girişim ve fırsatları daha yakından tanımaları için çalışıyoruz. Re-Pie Portföy olarak şimdiye kadar 100’den fazla şirkete yatırım yapmış bir kuruluşuz. Bu şirketlerin kurucuları ve yöneticilerinin ağzından ne yenilikler getirdiklerini, şimdiye dek aldıkları yatırımlar sayesinde neleri başardıklarını, nasıl büyüdüklerini, büyüme vizyonlarını potansiyel yatırımcıların dinlemesini sağlıyoruz. İnsan, ancak tanıdıkça güvenebilir. Bizim de odaklandığımız tam olarak bu.

Sosyo-ekonomik kalkınmaya katkı

Re-Pie Portföy tarafından ihraç edilen GSYF ve GYF’ler, finansal yatırım araçları olmanın ötesinde farklı sektörlere yatırım anlamına geliyor. Burada öne çıkan başlıklardan birisi de sürdürülebilirlik. Sürdürülebilirlik işinizin hangi noktalarında gündeminizde?

Sürdürülebilirlik, bizim sektörümüz açısından kurumsal itibarı artırmayı sağlayan kozmetik bir tamamlayıcı olmanın çok ötesinde yatırımcıya verdiğimiz taahhüdün temelini oluşturuyor.

Uzun vadeli yatırım perspektifiyle yönetilen GSYF ve GYF’lerin yatırım yaptığı varlıkların sürdürülebilir olması temel şartlardan biri. 8-10 yıl sürelerle kurulan bu fonların yatırım yaptığı girişimlerin sunduğu çözümlerin, bu şirketlerin vizyonunun, daha da önemlisi iş modellerinin sürdürülebilir olması gerekiyor ki yatırımcıya, fon süresi dolduğunda fayda sağlasın. Gayrimenkulde de bu aynı şekilde geçerli. Re-Pie Portföy olarak biz yatırım yaptığımız girişim ve şirketlere sadece finansal kaynak sunmakla kalmıyoruz, uzmanlığımızla yönetim desteği sağlıyor ve bu girişimler arasında sinerji yaratmak suretiyle büyümelerine katkı sağlayarak daha sürdürülebilir olmalarına çalışıyoruz.

Bu ekonomik sürdürülebilirliğin ayaklarının yere basması için de bu fonların yatırım yaptığı varlıkların sosyal ve çevresel bakımdan sürdürülebilirliğe katkıda bulunması gerekiyor. GSYF’lerimizin yatırım yaptığı girişimlerin tamamı, toplumun sosyo-ekonomik kalkınmasına yenilikçi bir çözümle katkıda bulunuyor.

Birkaç örnekle somutlaştırmak gerekirse, yatırımcıları arasında yer aldığımız Colendi, tüketicileri, şirketleri ve finans kurumlarını bir araya getirerek bankacılık ve finans servislerini demokratikleştirmeye odaklanıyor. Yatırımcısı olduğumuz bir diğer şirket olan İkas, KOBİ’lerin herhangi bir teknoloji yatırımı yapmadan e-ticaret platformu kurmalarını sağlayarak ülkemiz girişimcisinin global ölçekte etkin biçimde ticaret yapmasını sağlıyor. Kurduğumuz GYF ile yatırımcısı olduğumuz Bursa’nın en büyük karma projesi olan Downtown AVM, Bursa’nın ticaret hayatını canlandırmasının yanı sıra Bursalıları sanatla buluşturan merkezlere ev sahipliği yapıyor.

Re-Pie Portföy, teknolojiyi merkeze alan girişimlere yatırım yapıyor. Burada izlenen strateji nedir?

Re-Pie Portföy olarak yatırımlarımızda ilk önceliğimiz, yatırım yaptığımız şirketin temelinde teknolojinin olması. Şimdiye dek yaptığımız yatırımlarda başta finansal teknolojiler geliyor. Çok sayıda fintek yatırımımız oldu: Colendi, PayPorter, Turan, Goldtag... Daha da önemlisi tüm fintek yatırımlarımız aynı zamanda birbirlerinin hizmet ve ürünlerini kullanarak beraber büyüyorlar.

Öte yandan yenilenebilir enerji teknolojileri, mobilite, sağlık ve eğitim teknolojileri, tarım, e-ticaret, oyun ve siber güvenlik teknolojileri alanında faaliyet gösteren şirketlere de yatırım yapıyoruz.

Re-Pie Portföy Artnouve GSYF, Bodrum’da Akdeniz çanağında sürdürülebilirlik odaklı bir yaşam alanını kurarak, sürdürülebilir turizmde de söz sahibi olmak istiyor. Bu planı ve gelecekteki diğer adımlarınızı anlatabilir misiniz?

Re-Pie Portföy Artnouve GSYF ile oldukça yenilikçi bir yatırım modeli getirdik. İlk yatırımı Bodrum’da 400 dönümlük bir arazide, Akdeniz’in sürdürülebilirlik odaklı en nitelikli yaşam alanını kurmak olan bu fonumuzla, turizm yatırımında kolektif bir modeli hayata geçiriyoruz. Bu yatırım kapsamında fonumuz, Bodrum’un en lüks otellerinden olan Amanruya’yı da satın aldı.

BES fonları, bireysel ve tüzel yatırımcıların katılımıyla 250 milyon dolar kaynakla kurduğumuz ve Türkiye’nin en büyük girişim sermayesi yatırım fonu Artnouve GSYF’nin ilk yatırımı olan proje ile sürdürülebilirlik anlamında sadece ülkemizde değil, dünyada da öne çıkan en iyi uygulamalardan birine imza atacağız.

Vazgeçmeyeceğimiz tek unsur, bölgenin bitki örtüsü, kara ve denizdeki canlı yaşamı başta olmak üzere doğal hayatı korumak olacak. Projeye yabancı yatırımcılardan da büyük ilgi var. 

Re-Pie Portföy İzmir Tarihi Kemeraltı Gayrimenkul Yatırım Fonu bir şehrin sosyo-ekonomik kalkınması için Türkiye’de kurulmuş ilk fon olarak dikkat çekiyor. Nasıl başladı, neler yapılıyor?

Dünyanın en büyük açık hava çarşısı olan, 2500 yıllık İzmir’in tarihi Kemeraltı Çarşısı, kentsel yenileme alanında Türkiye’nin örnek kamu-özel iş birliği modeli TARKEM ile yenileniyor. 252 hektarlık bölgenin yenilenmesi için Re-Pie Portföy olarak Türkiye’nin gayrimenkul yatırım fonu ekosisteminde bir ilke imza atarak bir şehrin dönüşümü için GYF kurduk.

İzmir’in ticaret hayatının binlerce yıldır en canlı şekilde yaşandığı tarihi Kemeraltı Çarşısı ve çevresini yenileyerek, bu alanda gayrimenkul projeleri ve kültür mirası hizmetleri üretmek üzere 2012 yılında, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin desteği ile kurulan TARKEM, yani Tarihi Kemeraltı İnşaat Yatırım Ticaret A.Ş., kamu  özel sektör ortaklık modelinin Türkiye’deki en önemli örneklerinden bir tanesi. Ortaklık yapısının yüzde 40’ı kamudan, yüzde 10’u odalar ve borsalardan, yüzde 50’si özel sektörden oluşuyor. İzmir’in kalbi olan Kemeraltı, Kadifekale ve Basmane bölgesine odaklanan 1 milyar dolarlık bu dev proje ile 252 hektarlık bölgenin dönüştürülmesi hedefleniyor.

Sekiz etaptan oluşan projede tarihi öneme sahip gayrimenkuller satın alınarak restore ediliyor. Restorasyon sonrasında bu mülkler, yeni fonksiyonlarla İzmir halkıyla yeniden buluşuyor. Örnek vermek gerekirse, Mavi Kortejo yakın zamana kadar aile evi olarak kullanılan, 2017 yılında ender yapı olarak tescillenen bir yapıydı. Harap durumdaydı. TARKEM bu mülkü satın aldı ve restore etti. Şu an bu yapı Kentsel Adalet ve Eşitlik Şube Müdürlüğü olarak İzmir halkına hizmet veriyor.

Mavi Kortejo’nun da dahil olduğu fona ait toplam sekiz mülkten üçünün restorasyonu tamamlandı. Halen iki yapının projesi devam ediyor; diğer üç mülk de önümüzdeki süreçte restore edilecek. Bu projenin finansmanı için kurduğumuz İzmir Tarihi Kemeraltı GYF yatırımcıların yatırımları, restore edilerek yeni kullanım alanlarına kavuşan tarihi mülklerin değer artışı nispetinde büyüyecek. Bu değerlenen mülklerin gelecek dönemdeki satışından yatırımcılar paylarını alacak.

Bu fonumuzla alternatifi olmayan bir yatırım fırsatı sunuyoruz. Zira bahsettiğimiz tarihi mülkleri satın alma bedelleri oldukça yüksek. Bireysel yatırımcılar için, çok düşük bedellerle bu mülklere erişim sağlıyoruz.

Bu sene ocak ayında Re-Pie Portföy’ün Pazarlama ve Kurumsal İletişimden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olarak atandınız. Kariyer yolculuğunuzu dinleyebilir miyiz?

İş hayatıma gazeteci olarak başladım. Ardından İz İletişim’e geçtim. Şimdi finans, yatırım, girişim sektöründeyim. Bunlar farklı alanlar gibi durmakla birlikte üç işimin de ortak çatısı iletişimdi. İletişim büyülü bir çatı ve altında pek çok dikey var. Kısa bir süre öncesine kadar iletişim çatısının altındaki işler birbirinden farklı gibi algılanırdı. Ama öyle değiller. Hepsi bir kurumun, markanın, liderin kendisini ifade etme; hedef kitlelere anlatma, pazarlama stratejilerini kurgulama ve uygulama üzerine kurulu.

Özellikle pandemiyle birlikte oyunun kuralları başkalaştı. Teknolojinin günlük hayattaki kullanım alışkanlıkları da değişti. 15 sene önce olmayan sosyal medyanın 500 yıldır yavaş yavaş gelişen yazılı basın ve hiyerarşik medyayı tepetaklak ettiğini gördük. Uber ve Airbnb gibi paylaşım ekonomisini yaratan markalar türedi. Google her şeyi tek tuşa indirdi.

Benim kariyer yolculuğumda da tüm bunların etkisi oldu. Mesela kitlelerin markalarla olan ilişki dengelerinde farklılıklar oluştu. Zamanın kıymeti arttı. Pazarlama ve iletişim iç içe geçerek yeni ihtiyaçlara odaklandı. Kendimizi ifade edebildiğimiz medya türleri olağanüstü çoğaldı. Ve işimizdeki her şeye hep birlikte çok yönlü bakabilme ihtiyacı doğdu.

Özetle şunu söyleyebilirim: İş hayatım boyunca yaptığım tüm işler birbiriyle örtüşen ve aynı ihtiyaç alanında olan işler oldu. Ben de kişisel yolculuğumda zor ve karmaşık iletişim dünyasında değişimi yakalamak, kitlelere doğru mesajları iletmek ve iletişimin tüm yönlerinde mükemmelleşmek hedefiyle ilerledim.