14.07.2023 - 04:00 | Son Güncellenme:
DUYGU ERDOĞAN
DUYGU ERDOĞAN- Yüksek mühendislik ve kalite algısıyla dünyada dikkat çeken yat üreticileri arasında kendine güçlü bir yer edinen Türkiye, 5-6 metrelik teknelerden 100 metreye kadar yatlar üretiyor. Dünyanın en prestijli tekne şovlarında Türkiye'nin ürettiği mega yatları görmek için meraklılar sıraya giriyor. Pandemi süreciyle yeni bir talep artışı yaşanan tekne - yat üretiminde Türkiye tersaneleri dolu dolu hizmet veriyor. Yeni üretim dışında Türkiye'nin yat yenileme alanında da marka ülke konumuna geldiği görülüyor. Yurt içi talep de aynı şekilde oldukça yüksek. Yeni tatil anlayışının izinde tekne talebinin öne çıktığı son üç sezondur yerli alıcıların da yat - tekne ilgisi öne çıkıyor. Özellikle ihracat büyümesi ve mevcut grafiği Gemi, Yat ve Hizmetleri İhracatçıları Birliği (GYHİB) Başkanı Cem Seven anlatıyor. Ayrıca Yat ve Tekne Endüstrisi Derneği (YATED) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Bekiroğlu da konuyla ilgili son değerlendirmelerini Executive okuyucuları için yapıyor.
1.5 milyar dolarlık ihracat
Serbest bölgelerden gerçekleşen ihracatlar haricinde 2022 yılında toplam 1 milyar 453 milyon dolar ihracat gerçekleştirilen gemi, yat ve hizmetleri sektöründe 2023 yılında haziran ayı ortası itibarıyla 550 milyon dolar seviyesinde ihracat kaydı sağlandı. Gemi, Yat ve Hizmetleri İhracatçıları Birliği (GYHİB) Başkanı Cem Seven, "Yat inşası ülkemizde hem önemli bir geçmişe hem de dünya genelinde de önemli bir konuma sahip. Yatları gerek boyutları gerek özellikleri açısından birçok ayrı grupta kategorileştirmek mümkün. Ülkemiz mega yat inşası ve ihracatında dünyada önemli bir konumda. En prestijli mega yat fuarlarından olan ve her yıl düzenlenen Monaco Yacht Show'da ziyaretçilerin gezebilmek için uzun süre sıralar beklediği çok prestijli teknelerin ülkemizde üretilmesi gurur verici. Dünya ihracat liginde ilk on ülke arasında olmakla beraber sipariş sayısı ve üretilen yatların uzunluğu açısından dünyadaki en önemli birkaç ülkeden birisiyiz" dedi.
Her tipte üretim var
Tüketicilerin özgürlük alanlarını pandemi ile birlikte teknelerde garanti altına alma taleplerinin arz talep dengesini yukarı taşıdığını belirten Cem Seven, yat üreticilerinin pozitif etkilendiğini, mevcut yat inşa bölgeleri haricinde yeni inşa edilen yerlerin de sisteme katılması ile yat ihracatında büyük sıçramalar olacağını ifade etti. Üretimin boyutları hakkında da bilgi veren Seven, "25 ve hatta 50 metre üzeri motor yatlar Türkiye'nin global arenada en güçlü olduğu alan olduğunu söyleyebiliriz. Ama bu Türkiye'de üretilen tek yat tipinin bu olduğu gibi bir izlenim de yaratmamalı. 5-6 metrelik küçük teknelerden uzunluğu 100 metreye kadar ulaşan birçok yat tipi Türkiye'de başarıyla üretiliyor ve uluslararası rekabette yer alıyor" dedi.
Elektrikli ve hibrit yatlar devrede
Kabiliyeti ve tecrübe parametrelerine göre Türkiye, dünyanın en iyi üreticileri arasında. Cem Seven, çevrecilik ihtiyacı ve bu ihtiyacın ortaya çıkardığı gereksinimlere hızlı adaptasyon ile elektrik tahrikli, hibrit yatların da Türkiye'de üretilmeye başladığını vurgularken, "Gerek gemi gerekse yat inşasında mühendislik gücümüz yüksek. Bu nedenle farklı teknolojileri ve dijitalleşmeyi imalat platformuna rahatlıkla taşıyabiliyoruz ve de hepsinden önemlisi bu süreci takip edip düzeltici faaliyetlerde bulunabiliyoruz. Kalite ve özellikle detay işçiliğinde rakiplerimiz ile çok rahat rekabet edebiliyoruz. Türkiye hâlâ rakip ülkelere kıyasla daha iyi kaliteyi daha uygun maliyetle ortaya çıkarma gücüne sahip" dedi. Refit, retrofit konusunda da Türkiye dikkat çeken üreticiler arasında. Firmaların bu konuda da atik ve yenilikçi adımlarla ilerlediğini anlatan Cem Seven, şu bilgileri veriyor: "Bazı yat sahipleri yeni yat siparişi vermek yerine mevut yatlarında tadilat yolu ile değişiklik yapmak istemekte, yata kurallara uygun şekilde boy vermek, iç tasarımı değiştirmek gibi hem yapısal hem de görsel farklılıkları hayata geçirmek istemekte. Hülasası, bu talepler de yeni inşa yanında farklı bir imalatı da gündeme getirerek ülkemiz için döviz kazandırıcı hizmet statüsü sağlamakta. Orta ve uzun vadede Türkiye'nin özellikle Ege tarafında önemli bir tamir bakım merkezi olma ihtimali yüksek gözükmekte."
Sipariş defterleri dolu
Yapım aşamasında azımsanamayacak adette mega yat projesi bulunduğu bilgisini paylaşan Cem Seven, "Mega yatların üretim sürelerinin iki ila üç yılı bulduğunu da hesaba katarak bu yıl ve önümüzdeki yıllarda teslimi gerçekleşecek projelerin inşası devam etmekte. Bunların büyük kısmı ticari sır olduğu için nitelik ve ihracat yapılacağı ülkelere veya değerlerine ilişkin bilgimiz yok. Ancak yat tersanelerimizin sipariş defterlerinin büyük oranda dolu olduğunu, ihracatlar gerçekleştikçe de hem rakamlar anlamında hem de üretilen yatların yaratacağı sükseyi biliyoruz" dedi.
Türkiye'deki yat pazarı nasıl büyür?
Pandeminin dünyada pek çok sektör üzerindeki olumsuz etkisinin, tekne sektöründe ise artan izole yaşam ve tatil anlayışıyla derinleştiğini anlatan Yat ve Tekne Endüstrisi Derneği (YATED) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Bekiroğlu, teknesi olmayanların tekne aldığını, teknesi olanların ise burada daha fazla zaman geçirmeye başladığını ifade etti. Bu yüksek talebe yeni vergi düzenlemesinin sekte vurduğunu anlatan Bekiroğlu, "Yeni tekne sahibi olmak isteyen pek çok deniz sever, bir de daha önceden hesaba katmak zorunda olmadıkları yeni vergi maliyetlerine katlanmak zorunda kalıyor ki bu da karar aşamasında oldukça caydırıcı bir faktör olarak kendisini gösteriyor. Öncesinde yabancı pasaporta sahip olan Türk vatandaşları bile gelip Türkiye'den Türk bayraklı tekne almayı; sonra başka ülkede kullanmayı tercih ediyordu; şimdi 2017'de elde edilmiş vergi avantajının ortadan kalkmasıyla tekne almak isteyenler iki kere düşünüyor" diye konuştu.
5.5 milyar dolar
Özellikle custom-made mega yat sınıfında Türk üreticilerinin başarısının dünya genelinde bilindiğini ve pek çok saygın Türk markası yabancı tekne severlerin tercihi olmaya devam ettiğini belirten Bekiroğlu, şunları söyledi: "Özellikle süper yat imalatı konusunda uzmanlaşırken, işçilik maliyeti ve imalat kalitesindeki avantajlar Avrupa yat ve tekne pazarlarında Türkiye'nin adını sıklıkla duyuruyor. Bu pazarda da Türk üreticinin güçlenmesi, endüstrimize verilecek kümülatif destekle birlikte kaçınılmaz olarak artacak. Yat ve tekne sektörü, yat imalatçıları yanında deniz motorları, donatım ekipmanları ve teçhizatı, marina, çekek ve bağlama alanları, teknik bakım ve refit işlemleri, su sporları ve distribütörleri ile oldukça büyük bir endüstri alanı. Türkiye'de sektörün büyüklüğü, yıllık yat alım satımında 450 milyon euro civarındayken, Türk yat ve tekne endüstrisinin yan sanayi ile birlikte ekonomik büyüklüğü 5 - 5.5 milyar doları aşıyor. Pazarın yıllık büyüme oranı ise ortalama yüzde 20'lerde."
'Regülasyon gerekli'
Murat Bekiroğlu, sektördeki sorunları anlatırken, bunlara karşı alınabilecek önlemlere ilişkin de şunları söylüyor: "Yabancılara Türk bayraklı tekneye yatırım yapma şansı verilmemesi, yabancı yatırımcının etkisini açıkça düşürüyor. Türk bayraklı tekneler dışındaki teknelerin charter'da kullanılamıyor olması, çok ciddi bir avantaj olmakla beraber, kazanılan avantajın daha iyi değerlendirilmesi; tekne parkımızın genişletilmesi için yabancılara da Türk bayraklı tekneye yatırım yapma şansı verilmesi gerekiyor. Devlet eliyle yapılacak regülasyonla vergilendirmelerdeki adaletsizliklerin giderilmesi de ülkemizi kısa sürede Akdeniz yatçılık pazarının lideri konumuna getirecek önlemler olacaktır. Yerli deniz severlerin ilgisindeki artış da göz önünde bulundurulduğunda marinalar, sadece yaz aylarında değil; kış aylarında da dolmaya devam edecek. Aslında şu anda geldiğimiz noktada ülkemizdeki marinalar ve bağlama kapasitesi, talebi karşılamakta çok yetersiz kalıyor. Arzın talep karşısında yetersiz kalması, yüksek ecrimisil gibi sebepler marina ücretlerini çok yukarılara çekiyor. Bu konu, YATED olarak bizim de öncelikli meselelerimizden biri ve bağlama kapasitesinin artmasına yönelik müstakil bir projemiz var. Mevcut bağlama kapasitesinin artırılması için çok yönlü bir çalışma içerisindeyiz."
Tekne turizmiyle 5 katı gelir...
"Her bir tekne, tek başına ayrı bir şirket gibi faaliyet gösteriyor; kendi ekonomisini yaratıyor" diyen Bekiroğlu, tekne turizminin ülke ekonomisine büyük fayda sağladığını ifade ediyor. Murat Bekiroğlu, "Tekne turizmi, kitle turizminin 4-5 katı gelir getiriyor. Bu alanda bir devlet regülasyonu gerekiyor. Kitle turizminin 4-5 katı daha fazla harcama yapan teknecilerin ödedikleri vergilerde adaletsizlik bulunuyor. 600 dolarlık turizm geliri bırakan otel turisti yüzde 8 KDV öderken, bu oran teknecilerde yüzde 18'e çıkıyor. Bu adaletsizliğin de mutlaka düzeltilmesi gerekiyor. Daha en başından tekne kiralamalarıyla otel odası fiyatları arasında tekne kiralama firmaları aleyhine sadece vergi yönünden bile yüzde 10'luk fark oluşuyor. Bu da turistin tercih aşamasında bizleri zorlayıcı; talebi etkileyen önemli bir unsur olarak ciddi bir adaletsizlik oluşturuyor" diye Murat Bekiroğlu konuştu.