16.02.2023 - 04:08 | Son Güncellenme:
Türkiye, pandemi sonrası yaşanan olumsuzluklara ve Rusya - Ukrayna savaşının getirdiği kaygılara rağmen turizmde çok başarılı bir sezonu geride bıraktı. Hem turist sayılarında, hem de döviz gelirlerinde ciddi artış kaydedildi. Artık yeni bir yıla girdik ve hedefler geçmişe göre daha büyük. Turizmin tüm oyuncuları sadece Akdeniz havzasının değil, dünyanın liderlik koltuğuna oturtmayı istiyor Türkiye’yi... Geçtiğimiz yılı ve önümüzdeki süreçleri turizmin önemli aktörlerinden Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Başkanı Sururi Çorabatır ile konuştuk. Çorabatır son derece deneyimli, öngörüleri yüksek, değerlendirmeleri sağduyulu, sektörün önde gelen isimlerinden biri. Daha önce de Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği Başkanı’ydı. 3 bine yakın otel, 800 bin dolayında yatak ve 1 milyona yakın insanın çalıştığı devasa bir yapı TÜROFED, başka bir deyimle turizm sektörünün en büyük çatı örgütlerinden...
Sururi Bey önce turizmde şu anın bir fotoğrafını çekelim...
Önce hiç beklemediğimiz bir pandemi olayı, sonra Rusya - Ukrayna çatışmasıyla karşılaştık. Rusya bizim ana pazarlarımızdan biri. Sezona başlarken 2019’u yakalayacağımız bir hedefi öngörürken bu çatışmalar nedeniyle biraz moral bozukluğu yaşadık. Ama bizim en büyük avantajımız bu tür krizlerle baş edebilmek. Kriz yönetimini turizmciler çok iyi beceriyor. Kamu desteğini de alınca kazançlı çıkacağımız anlaşıldı.
‘Çok avantajımız var’
Beklentilerin ötesinde bir artış mı kaydedildi?
Biz çok avantajlı bir turizm ülkesiyiz. Rusya ve Ukrayna pazarlarında daralma olsa da artan pazarlarımız söz konusu. Polonya, Çekya, BAE, Arap Yarımadası, Ortadoğu, İngiltere...
Almanya ne oldu peki?
Almanya bizim Rusya ile birlikte ana pazarlarımızdan. Pandemi yaşanmasaydı çok çok farklı rakamlara gelecektik. Her şeye karşın Almanya bizim ana pazarımız olmaya devam etti.
Geride bıraktığımız yıl iyi kapandı denebilir mi?
Şöyle diyebiliriz: 51.5 milyon misafir, 46 milyar dolar gibi bir rakamla kapatacağız. Veriler onu gösteriyor.
İyi bir rakam mı?
Çok iyi. Aslında rakam ve gelirin yanında bizim için önemli olan kişi başı gelirimiz arttı. Ülkemizin tüm bölgelerine ziyaretçi almaya başladık. Bir başka nokta da farklı ülkelerden talep görmeye başladık. Bizim 4, 4.5 saatlik uçuş mesafesinde çok büyük avantajlarımız vardı, bunu görmeye başladık. Ayrıca, Turizm Geliştirme Ajansı’nın yaptığı tanıtımlar, bizim fiyat ve hizmet kalitemiz büyük rol oynadı.
Bu yıla ilişkin beklentiler nasıl?
Uzakdoğu seyahat hareketlerinin başladığını yılbaşından bu yana görüyoruz. Özellikle Çin, Japonya, Brezilya, Arjantin, Şili gibi ülkeler... İsrail pazarı da olumlu şekilde döndü. Bundan sonra artık geçtiğimiz yılla karşılaştıracağız rakamları. Çok başarılı bir yıl geçecek, öyle görünüyor.
Turizmde artık tek bir bölge ağırlığı yok. Antalya dışında diğer bölgelerde de ciddi hareketlilikler yaşanıyor.
Şu faktörler çok önemli: Havalimanlarının yapılması, karayolları ulaşım ağının yaygınlaşması. Gelen yabancıların farklı şehirlere kolaylıkla gidiyor olabilmeleri çok önemli turizm açısından. Kapadokya, Karadeniz, Mardin, Gaziantep, Ege Bölgesi... Artık deniz, kum, güneşin dışına da çıkmış bir turizm anlayışı hâkim olmaya başladı. Hakikaten Türkiye dünyada eşi benzeri bulunmayan rakipsiz bir ülke. Çünkü bizde tarih var, gastronomi var, bizde deniz var, kış turizmi var, sağlık, spor, kongre, yeni gelişen bisiklet turizmi var. Yani yok yok... Şimdi önümüzdeki günlerde Dünya Turizm Örgütü’nün verileri açıklandığında Türkiye üçüncü sıraya yerleşmiş olabilir. Bu bizim için çok sevindirici. 2023’te en üst seviyede dünyanın her köşesinden rezervasyon alacağımız anlaşılıyor. Bu olunca tüm bölgeler olarak bu taleplere cevap verebilecek yapıya sahibiz.
‘Rakibimiz yok...’
Kişi başına gelirde dünyanın neresindeyiz?
Biz ortalama söylüyoruz. Çünkü rakamlar bölgesine ve oteline göre değişiyor. Bodrum, Çeşme, Alaçatı, İstanbul, Kapadokya gibi yerler ortalama kişi başına 1500 dolar hatta 1700 dolarlara çıkıyor, kıyı bölgelerde 900 dolarlara düşüyor, Karadeniz ve Güneydoğu ile Doğu bölgelerinde değişkenlik gösteriyor. Bu rakibimiz İspanya için de geçerli, Yunanistan için de... Bu değişiklik bir de aylara göre farklılık gösteriyor.
Şu anda bizim en büyük rakibimiz kim?
Türkiye’nin rakibi sadece kendisidir. Rakibimiz yok. Dünya Turizm Örgütü’nün son aralık rakamlarına göre en fazla geri dönüşümü sağlayan ülke Türkiye. Sadece rehavete kapılmamamız gerekiyor, hizmet - fiyat dengemize dikkat etmemiz lazım, maliyetlerimizin hizmet - kalite dengesini bozmamasına özen göstermemiz lazım, kalifiye eleman konusunda hassas olmamız gerekiyor. Artık sektöre yeni elemanlar eklemeliyiz ve bunları da kaçırmamalıyız. Yıllardır 12 ay turizm diye söylüyoruz bunu. Türkiye’nin her yerine yani 81 iline yaymalıyız. Herkesin de turizme duyarlı olması lazım.
‘İç piyasaya kontenjan lazım, tatil vatandaşın da hakkı...’
TÜROFED çatısının büyüklüğü nedir?
Konaklama sektörünün en büyük çatı örgütü. Türkiye’de 23 bine yakın tesis var. 3 bine yakın üyemiz var ve 800 bin yatağı temsil ediyoruz. 7 coğrafi bölgemizde örgütlenmemiz var. Tüm sorunlar bir masada toplanıyor ve çözüm üretmeye çalışıyoruz. Bakanlığımızla birlikte tabii... Mesela Rusya - Ukrayna çatışmasını çok iyi yönetebildik. Merkez odaklı değil, yerel odaklı çözümlere yöneliyoruz.
Kurların artması turizmi hızlandırdı mı?
Yok. Çünkü bizim yurtdışı satış fiyatlarımız dövizle. O sadece iç piyasayı etkiliyor. Bizim fiyatlarımız sabit. Ama bir şey söyleyeyim kişi başına turist gelirimiz 700 dolardan 830 dolara çıktı, yılı 900 dolarda kapatırız. Hedefimiz 2023’te bin dolar.
Önümüzdeki süreçte turizmi etkileyebilecek olumsuz gelişmeler konusunda bir öngörünüz var mı?
İklim değişikliği konusu var ve bu çok önemli. Avrupa Birliği bunun tedbirlerini almaya başladı, bizler de başladık. Bir an önce iklim değişikliği açısından sıfır atık ve yeşil dönüşüme çok ama çok önem vermeliyiz.
İç piyasa yani bizlerin tatil yapması bazen göz ardı mı ediliyor?
İç piyasanın önemini kriz dönemlerinde anlıyoruz. Yurtdışı hareketlerinde gereken rakamlara ulaşınca maalesef iç piyasayı unutuyoruz. Buradan tüm arkadaşlarıma seslenmek istiyoruz: İç piyasa için kontenjan ayıralım ve fiyat kalitemizi kesinlikle bozmayalım. Çünkü vatandaşımızın da tatil yapmak hakkıdır.