09.11.2022 - 21:23 | Son Güncellenme:
EBRU SUNGUR
EBRU SUNGUR- Kariyeri nasıl bir yol izledi?
Müge Peker, kariyer hikâyesini şöyle anlatıyor:
“Marmara Üniversitesi Çevre Mühendisliği’nde lisans eğitimimin ardından Yeditepe Üniversitesi’nde MBA eğitimimi tamamladım ve 1995 yılında finans sektöründe çalışmaya başladım. 2003 yılında Koç Grubu’nda, Koç Portföy Yönetimi’nde çalışma hayatıma devam ettim ve birleşme sonrası Yapı Kredi Portföy’de görev almaya başladım. Yaklaşık 18 sene boyunca Koç Grubu bünyesindeki portföy yönetimi şirketlerinde farklı pozisyonlarda görev aldıktan sonra 2020’den bu yana Yapı Kredi Portföy Genel Müdürü olarak görevime devam ediyorum.”
Birbirinden farklı enstrümanlar... Bazen tümünü, bazen kimilerini etkileyen ülke ve dünya gündemi... Bunca bileşen ve değişken, bireylerin birikimlerini yatırıma dönüştürmeyi başlı başına bir ‘iş’ haline getiriyor. Portföy yönetim şirketlerinin uzmanlaştığı bu iş kolu, birikimlerini profesyonel ellerin yön vermesini isteyenlere hitap ediyor. Sektörde 20’nci yılını dolduran Yapı Kredi Portföy, toplam 105 milyar liralık varlığı yönetiyor. Yatırım fonlarında 30 Eylül itibarıyla yaklaşık 62 milyar lira büyüklükle yüzde 12.60’lık pazar payına sahip olan şirketin emeklilik fonlarında da yüzde 11.80 pazar payı ile 41 milyar liralık büyüklüğü bulunuyor. Yapı Kredi Portföy Genel Müdürü Müge Peker, başarılı bir portföy yönetiminin en temel kurallarını şöyle sıralıyor: “Yatırımcının ihtiyaçlarını ve risk seviyesini anlamak en önemli unsur. İkinci sırada varlık dağılımı ile riski çeşitlendirme gelir ve son olarak ise yatırımın vadesi yatırım kararlarını alırken oldukça önemli. Yapı Kredi Portföy olarak önceliğimiz müşteri memnuniyeti ve bu doğrultuda yatırımcı talebini anlayarak ve ihtiyaçlarını belirleyerek kişiye özel çözüm üretiyoruz. Portföye alınan varlıklar arasındaki korelasyona dikkat ederek risk ve getiri dengesini sürekli gözetiyoruz.”
Müge Peker, “Enflasyonist ortamda birikimlerin korunması için yatırımcılara önerilerinizi aktarabilir misiniz?” sorusunu şöyle yanıtlıyor:
Küresel olarak deneyimlediğimiz bu dönemde portföy yönetim şirketleri, çoklu varlık stratejileriyle fon getirilerini artırmaya çalışıyor. Bizim her tür piyasa koşulunda ana stratejimiz varlık alokasyonu (yatırım portföyünün, risk-getiri düzeyi farklılık gösteren çeşitli finansal ürünlere dağıtılması) olmuştur. Bu sayede yatırımcılar, riskleri dağıtarak beklenmedik gelişmelerden portföylerini koruyarak, risk tercihlerine göre göreceli olarak daha düşük portföy dalgalanmasına maruz kalır. 2022 yılı, portföy yönetiminde küresel piyasaların gelişimini dikkate aldığımızda zor bir yıl oluyor fakat yine ana odağımızda varlık alokasyonu var. Her yatırımcının kendi risk algısına göre portföylerini oluşturmasını önermeye devam ediyoruz.”
BES’te sona doğru az risk
Bireysel emeklilik sistemi (BES) katılımcıları, yıl boyunca fon değişimine yönelik kararlar alabiliyor. Peker, şu öneride bulunuyor:
Bireysel emeklilik sisteminin en büyük farkı vadesinin diğer yatırımlara göre daha uzun olması. Burada dikkat edilmesi gereken en önemli şey emekliliğe veya sistemden çıkışa kalan süre. Bu süre yaklaştıkça portföyde yer alan riskli enstrümanların azaltılarak, daha risksiz enstrümanlardan oluşturulmasının daha sağlıklı olacağı görüşündeyiz. Risk algısı kişiden kişiye farklılık gösterebilmekle beraber genel olarak riskli enstrümanlar yerine nispeten düşük riskli, sabit getirili enstrümanlara bu dönemlerde yönelmek yatırımcılar açısından daha faydalı olabilir
Vergi avantajı var
Peker, yatırım fonlarını, yatırımcısına sağladığı vergi avantajı konusunda şu bilgileri veriyor: “En son güncelleme ile 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun geçici 67’nci maddesinde göre 31 Aralık 2022 tarihine kadar satın alınan bazı fon türlerinde (değişken, karma, Eurobond, dış borçlanma, yabancı, serbest fonlar ile unvanında “döviz” ifadesi geçen yatırım fonları hariç) yatırım fonlarında elde edilen gelir ve kazançlar için stopaj oranı yüzde 0 olacak. Bu kapsamda fon sepeti fonları, hisse senedi yoğun fonlar, borçlanma araçları fonları, katılım fonları, para piyasası fonları ve kıymetli madenler fonlarında bir vergi avantajı bulunuyor. Bu fonların yanı sıra Kurumlar Vergisi Kanunu’nda yapılan değişiklikle, TL cinsinden yatırım yapan ve unvanında (TL) yer alan yatırım fonlarından elde edilen kazançlar Kurumlar Vergisi’nden muaf tutuldu.”
Borsada seçim önemli
Peker, son dönemde borsada sayıları artan bireysel yatırımcılara da şu önerilerde bulunuyor: “Öncelikli önerim yumurtaları aynı sepete koymayın ve sektörel dağılıma dikkat edin. Beklentilerinizi ve kayıp analizinizi iyi yapın ve özellikle konumuz hisse senedi piyasaları ise aldığınız şirket riskinin farkında olun. Hisse senedi piyasasında çok kuvvetli, güvenilir ve potansiyel taşıyan şirketler var ancak bununla birlikte çok yüksek risk içeren şirketlerin de varlığı azımsanamaz. Yapı Kredi Portföy olarak farklı temalar ve stratejilerle yönetilen 8 farklı hisse senedi fonumuzla her tür yatırımcıya uygun risk/ getiri dengesinde bir hisse senedi yatırım fonu sunuyoruz. Bunların yanı sıra bir yatırım enstrümanının riski ne kadar artarsa önerilen yatırım vadesi de o kadar uzar dolayısıyla yatırımları yönlendirirken yatırım vadesine dikkat edilmesi gerekir.”
20 yılda neler yaşandı?
Bireysel yatırımcılara, yatırım ve emeklilik fonu yönetimi hizmeti sunuyor. Üst segment bireysel yatırımcılar ile kurumsal/ ticari yatırımcılara da özel portföy yönetimi hizmeti ve yatırım danışmanlığı veriyor. Bu yıl ayrıca, girişim sermayesi fonu da kurdu.
Yönettiği varlık toplamı 105 milyar TL. Yatırım fonlarında 30 Eylül itibarıyla yaklaşık 62 milyar TL büyüklükle yüzde 12.60’lık pazar payına sahip. Emeklilik fonlarında yüzde 11.80 pazar payı ile 41 milyar TL’lik büyüklüğü var.
Yatırım fonlarında toplam yaklaşık 700 bin bireysel yatırımcıya hizmet verirken, öne çıkarttığı fonlarda toplam 81 bin müşterisi bulunuyor.
Yılbaşından 30 Eylül tarihine kadar toplam 25 yeni yatırım ve serbest fonu halka arz etti. Bu fonların 6 tanesi tematik fon.
Uluslararası derecelendirme kuruluşu Fitch tarafından hem şirket hem de bazı fonları 2006 ve 2014 yılları arasında derecelendirildi. 2015 yılında kurumun Türkiye’de derecelendirme yapmama kararı ile bu çalışma sonlandı. Bu zamana kadar şirket en yüksek not olan “Highest Standards” notuna layık görüldü.
Ürün bazında bazı ‘ilkleri’ şöyle: 2007 yılında, Türkiye’de çıkarılmış, yabancı fonlara yatırım yapan ilk fon olan Dünya Fonları Fon Sepeti’ni yatırımcılara sundu. 2008 yılında Türkiye’deki ilk Anapara Garantili Fon’u halka arz etti. 2016 yılında ilk döviz fiyatı açıklayan, döviz serbest fonunu yatırımcılarla buluşturdu. 2019 yılında sektördeki ilk süreli serbest fon halka arzını gerçekleştirdi.