Milliyet ExecutiveGüçlü teknolojik altyapı yatırım fırsatı

Güçlü teknolojik altyapı yatırım fırsatı

26.08.2024 - 20:29 | Son Güncellenme:

Ağırlıklı olarak alternatif yatırım fonları alanında faaliyet gösteren ve portföy büyüklüğü 62 milyar lirayı aşan Re- Pie Portföy’ün Genel Müdürü Selçuk Seren, “Sektör kısıtlamamız yok. Teknoloji altyapısı güçlü olan tüm girişimleri birer yatırım fırsatı olarak değerlendiriyoruz” diyor.

Güçlü teknolojik altyapı yatırım fırsatı

Sermaye Piyasası Kurulu’nun (SPK) altyapısını kurduğu alternatif yatırım fonları, son 10 yıldır artan bir ivmeyle yatırımcıların ilgi odağına giriyor. Bu alanda faaliyet gösteren Re-Pie Portföy de yatırım yaptığı girişimler ve varlıklarla dikkat çekiyor. Re-Pie Portföy Genel Müdürü Selçuk Seren ile yatırım ortamını, beklentilerini ve alternatif yatırım fonlarını konuştuk.

Haberin Devamı

Yılın 2. yarısı yatırım ortamında nasıl gelişmeler bekliyorsunuz?

Mevcut göstergeler, yılın ilk yarısında etkisi tüm ekonomik aktörlerce hissedilen önlemler sayesinde, yılın geri kalan kısmının yatırım ortamı açısından daha olumlu bir tablo sergileyeceğine işaret ediyor. Türkiye’nin gri listeden çıkması, yabancı yatırımların artarak gelişine yol açacaktır. Bunun yanında, enflasyonun yıl sonu hem baz etkisi hem de önlemlere bağlı olarak yüzde 45 seviyesine düşmesini bekliyoruz. Olumlu geçmesi beklenen turizm sezonu kaynaklı döviz girişleri ve yüzde 50 seviyelerinde yıl sonuna kadar devam edecek olan kısa vadeli faizlerin etkisi ile birlikte döviz piyasasında TL’nin güçlü bir seyir göstermesi beklenebilir.

Haberin Devamı

Düşen enflasyon, stabil kur, normalleşen derecelendirme notları gibi faktörler nedeniyle olumlu ve daha öngörülebilir bir makro ekonomik görünümün oluşmasını ve bu durumun hisse senedi piyasalarını da destekleyeceğini tahmin ediyoruz. Bununla birlikte, yılın ilk yarısı özellikle bazı sektörlerde görülen değer artışları, hisse senedi piyasalarında yatırımcıların daha seçici yatırımlar yapmasını gerektiriyor.

62 milyarı aşkın portöy

Yılın ilk yarısında Re-Pie Portföy neler yaptı?

Ağırlıklı olarak alternatif yatırım fonları alanında faaliyet gösteren bir portföy yönetim şirketi olarak, geçtiğimiz yılın mayıs ayından bu yana portföy büyüklüğümüz 3 kat (yüzde 200.4) artarak bu yılın mayıs ayı itibarıyla 62.14 milyar TL seviyesine ulaştı. Portföyümüzün yüzde 58’ini girişim sermayesi yatırım fonları (GSYF), yüzde 36’sını gayrimenkul yatırım fonları (GYF), yüzde 6’sını ise menkul kıymet fonlarımız ve emeklilik fonumuz oluşturuyor. GSYF’lerde 36 milyar TL’yi, GYF’lerde ise 22 milyar TL’yi geçen portföy büyüklüğümüzle alternatif yatırım fonlarında açık ara sektör lideriyiz.

Yılın ilk yarısında Re-Pie Portföy olarak stratejik yatırımlarımızı sürdürdük. Yeni nesil e-ticaret platformu İkas’ın 20 milyon dolarlık Seri A yatırım turuna kurduğumuz GSYF kanalıyla liderlik ettik. İkas, bu sene sonu itibarıyla Türkiye’deki en büyük e-ticaret altyapısı şirketi olmayı hedefliyor.

Haberin Devamı

Bunun yanında, e-ticaret ve online giyim platformu Modanisa’nın tamamını satın aldık. Dünyanın 140 ülkesine ihracat yapan Modanisa, bu yıl sonu itibarıyla yüzde 200 büyüme hedefliyor.

Bizi en çok heyecanlandıran gelişmelerden biri ise kurduğumuz Artnouve Girişim Sermayesi Yatırım Fonu’nun Bodrum’da, Akdeniz’in en nitelikli ve sürdürülebilirlik odaklı yaşam alanı kurma projesi. Artnouve GSYF, Türkiye’de kurulmuş en büyük portföy büyüklüğü olan girişim sermayesi yatırım fonu oldu. 250 milyon dolar kaynakla kurduğumuz Artnouve GSYF’nin ilk yatırımı olan proje, Bodrum Demirbükü’nde 400 dönümlük geniş bir arazi üzerinde gerçekleşecek.

GYF tarafında ise İzmir’in Tarihi Kemeraltı Çarşısı’nın dönüşümü için kurduğumuz Türkiye’nin ilk etki yatırım fonuna yatırımcı girişi devam ediyor. İki bin beş yüz yıllık tarihiyle 15 bin işyeri bulunan ve günde yaklaşık 200 bin kişinin ziyaret ettiği bu çarşı için kurduğumuz GYF, yatırımcılarına değer artışı ve kira getirisi fırsatı sunuyor.

Haberin Devamı

Kısa süre önce ihraç ettiğimiz Fırsat GYF fonumuz da kira getiren mülklere yatırım yaparak elde edilecek kira gelirleri üzerinden yatırımcılara düzenli ve artan oranda getiri sağlıyor.

Uzun vadeli yatırımcıya hitap ediyor

Alternatif yatırım fonları, yatırımcılara ne vaat ediyor?

Alternatif yatırım fonlarına olan ilginin, fon çeşitliliğinin ve portföy büyüklüklerinin sürekli olarak arttığına tanık oluyoruz. Bu yükselişin ardında farklı dinamikler yatıyor. Öncelikle, alternatif yatırım fonları olarak adlandırdığımız GSYF ve GYF’ler uzun vadeli fonlar. Genellikle 5-7 veya 10 yıllık sürelerle kuruluyor.

Son yıllarda finansal yatırım araçlarının seyrini yakından etkileyen, global piyasalarda volatiliteye neden olan gelişmeler yaşıyoruz. Pandemi sonrasından bu yana etkili olan yüksek enflasyon, Ukrayna-Rusya Savaşı ve Orta Doğu’daki yüksek tansiyon gibi jeopolitik ve siyasi risklerin, belirsizliklerin arttığı bir dönemden geçiyoruz. Böyle dönemlerde uzun vadeli yatırım öne çıkıyor. Uzun vadeli düşünen yatırımcılar için önemli fırsatlar sunan GSYF ve GYF’lere olan ilgideki artışın nedenlerinden biri bu.

Haberin Devamı

İkincisi, özellikle GSYF tarafında Türkiye’den çıkan girişimlerin uluslararası ölçekte elde ettiği başarılar, büyüme potansiyeli yüksek girişimlere erken dönemde yatırım yapmanın avantajlarını çok belirgin hale getirdi. Bir örnek vermek gerekirse fintek şirketlerinden Colendi için ihraç ettiğimiz GSYF, iki yıl içinde yüzde 935 değer kazandı. Aynı dönemde altında değer artışı yüzde 405, dolarda yüzde 286, BIST 100 endeksinde ise yüzde 615 ile sınırlı kaldı. Colendi GSYF’nin dahil olduğu yatırım turunda şirket değerlemesi 120 milyon dolar iken, 2024 mayıs ayı itibarıyla şirket değerlemesinin 700 milyon doları aşması, unicorn adayı şirketlere erken dönemde yatırım imkânı sunan GSYF’lerin yatırımcılara sunduğu fırsatın en çarpıcı örneklerinden bir tanesi.

Son bir yıllık performansa bakarsak, bu yılın mayıs ayı itibarıyla GSYF’lerin toplam büyüklüğü geçen yılın aynı ayına göre yüzde 188 artarak 158.66 milyar TL’ye ulaştı. 2020 yılında girişimlere yapılan beş yatırımdan sadece birinde GSYF yer alırken, 2023 yılında girişimlere yapılan yatırımların neredeyse yarısında, yatırımcılar arasında bir GSYF yer aldı. Bunda SPK tarafından yapılan düzenlemelerin etkisi var. 2022’de yapılan düzenlemeyle teknopark şirketlerinin yararlandığı Ar-Ge indirimi ya da teknokent istisnasının 1.000.000 TL ve üzerinde olması halinde indirilen ya da istisna edilen tutarın yüzde 2’sini yatırıma ayırmaları zorunluluğu getirilmesi, GSYF’lerin büyümesinde etkili oldu. 2024’te bu oran yüzde 3’e yükseltildi.

Öte yandan, emeklilik yatırım fonlarına ilişkin son yıllarda yapılan düzenlemelerle birlikte, bireysel emeklilik sistemindeki yatırımlar artan oranda GSYF ve GYF’lere yöneldi. Standart fonların ise minimum yüzde birinin GSYF katılma paylarına yönlendirilmesinin zorunlu kılınması da bu trendin güçlenerek sürmesini destekliyor. Bu gelişmeler GSYF büyüklüğünün önümüzdeki dönemde de artan bir ivme ile yükseleceğine işaret ediyor.

GYF’lerde ise öncelikle bu fonların profesyonellerce yönetilmesi yatırımcılara cazip geliyor. İkinci büyük avantaj ise GYF’ler ile yatırımcıların varlık değer artışından ve/veya kira gelirinden faydalanmaları. Üstelik, bireysel yatırımcılar, tek başlarına erişemeyecekleri AVM’lere, otel, lojistik veya iş merkezi gibi ticari mülklere, konutlara veya arsalara yatırım yapabiliyor.

Bu yılın mayıs ayı itibarıyla GYF’lerin toplam büyüklüğü, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 140 artarak 89 milyar lira oldu. 2019 yılında GYF büyüklüğü 6 milyar lira ile sınırlıydı.

Yılbaşından bu yana faizlerin artmasına bağlı olarak kredi maliyetlerinin yükselmesi, gayrimenkule olan talebi zayıflattı. Bunu konut satışlarında da görüyoruz. Giriş maliyetlerinin her seviyeden nitelikli yatırımcı için ulaşılabilir olduğu GYF’ler bu iklimde yatırımcı için erişilebilir ve güvenli bir liman olarak öne çıkıyor. Yatırımcılar, fiyatların görece aşağıda olduğu bu dönemde GYF’leri değerlendiriyor. Bu avantajlara bağlı olarak önümüzdeki dönemde de alternatif yatırım fonlarına olan talepteki artışın süreceğini ve hem fon sayısı hem de toplam sektör büyüklüğünün yükseleceğine inanıyorum.

‘Alınan önlemler etkili oldu’

Türkiye’deki yatırım ortamını yılın ilk yarısı için değerlendirir misiniz?

Yılın ilk yarısına enflasyonla mücadeleye yönelik olarak alınan önlemler damga vurdu. Merkez Bankası tarafından yükseltilen faizler, yerli yatırımcıların döviz cinsi yatırımlardan çıkarak TL varlıklara yönelmesine yol açarken, yabancı yatırımcıların da Türkiye piyasalarına olan ilgisini artırdı.

Finansal araçların mayıs ayı itibarıyla TÜFE ile indirgenmiş altı aylık reel getiri oranlarına bakarsak BIST 100 endeksi yüzde 5.43 ile yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı olurken, altın yüzde 4.9 kazandırdı. Aynı dönemde dolar yüzde 10.95 ile yatırımcısına en çok kaybettiren yatırım aracı oldu. Mevduat faizi ise yüzde 5.99 kaybettirdi. Borsada bankacılık, sigorta ve bilişim sektörleri öne çıktı.

Para politikası adımları sayesinde üç global kredi derecelendirme kuruluşu da Türkiye’nin kredi notunu ‘durağan’dan ‘pozitif’e çevirdi. S&P ve Fitch Ratings kredi notunu yükseltti. Bu da dış kaynak girişlerini olumlu yönde etkiledi. Haziran ayı itibarıyla Merkez Bankası rezervlerinin, dış kaynak girişlerinin de etkisiyle 146.2 milyar dolarla tarihi zirveyi görmesi alınan önlemlerin etkili olduğunu gösterdi.

Yatırıma nasıl karar veriyor?

Re-Pie Portföy, bir şirkete/ varlığa yatırım yapmaya nasıl karar veriyor? Hangi kriterlerle değerlendiriyor?

Yatırım yaptığımız 100’e yakın şirket bulunuyor. Sadece start-up’lara yatırım yapmıyoruz, sektöründe köklü 20-30 yıllık şirketlere de yatırım yapıyoruz. Yatırım kararı verirken onlarca bileşen var. Öncelikle kendimiz yatırım yapmadığımız hiçbir işe girmiyoruz. Diğer önemli bir konu da yatırım yapacağımız şirketin, portföyümüzdeki diğer şirketlerle sinerji yakalamasına önem gösteriyoruz.

Yatırım yaparken bizim için önemli olan yapılan işin merkezinde teknolojinin olması. Belli bir sektör kısıtlamamız bulunmadığı için teknoloji altyapısı güçlü olan tüm girişimleri birer yatırım fırsatı olarak değerlendiriyoruz. Şimdiye dek fintek, gaming, mikromobilite, telekom, yenilenebilir enerji, edutech, e-ticaret ve daha birçok farklı sektörden şirkete yatırım yaptık. Yatırımcısı olduğumuz şirketleri geliştirmeye ve büyütmeye odaklıyız.

Güçlü teknolojik altyapı yatırım fırsatı

Farklı risk seviyeleri için fonlar kuruluyor

Kurduğunuz yatırım fonlarında hangi kriterleri göz önünde bulunduruyorsunuz?

Kurduğumuz menkul kıymet yatırım fonlarının, yatırımcılara farklı piyasa koşulları için farklı risk seviyelerinde fırsatlar yaratmasına odaklanıyoruz.

Örneğin, değişken fonlar piyasalardaki dalgalanmalara en iyi şekilde uyum sağlayarak yüksek getiri potansiyeli sunarken, yüksek enflasyon dönemlerinde, yatırımcılar açısından en iyi getiriyi altın ve hisse senetlerinin sağladığını görüyoruz. Bu alanda Re-Pie Portföy olarak yatırımcılara sunduğumuz RTH kodlu hisse senedi serbest fonumuz yılbaşından bu yana yüzde 56 getiri sağladı. RTH’ın bir serbest fon olmasından dolayı sahip olduğu bir takım hareket kabiliyeti avantajları var.

Öte yandan değişken fonlar yatırımcılara dengeli bir portföy çeşitliliği sağlıyor. Bu fonlarda ağırlıklı olarak Türkiye borsalarındaki hisse senetlerine farklı stratejilerde, yani bazen değer odaklı, bazen büyüme odaklı olarak yaklaşıyoruz. Piyasalardaki gelişmelere ve beklentilerimize göre hisse senedi tarafında oldukça yoğun ve büyük farklılık yaratan hisse senedi seçimi değişiklikleri yapabiliyoruz. Vadeli işlemler tarafında da portföyün belli kısımlarını riskten korumak üzere zaman zaman hareketler yapabiliyoruz. Değişken fonlar yatırımcılar için bu alanda oldukça önemli bir işlevi yerine getiriyor. Yatırımcılar piyasalardaki dalgalanmalarla uğraşmak yerine, onlar adına her gün piyasanın karşısında oturan, piyasaları devamlı takip eden bir portföy yöneticisinin seçmiş olduğu varlık dağılımlarıyla kendi portföyünü değerlendirme şansına sahip oluyor. Dolayısıyla değişken fonlar, genel yatırımcı profili için en uygun olan fonlar olarak öne çıkıyor.

Fonlarımız arasında riskleri daha yüksek olanlar da var, daha konservatif olanları da var. Yatırımcılar kendi tercihleri doğrultusunda bu fonlar arasında istedikleri tercihi yapabiliyor.

Enflasyon ve performanslar...

Yüksek enflasyon düşük faiz ortamında yatırımcıların ilgisine mazhar olan sektörünüzün, dezenflasyon süreci ve enflasyonun tek hanelere düşmesiyle nasıl bir değişime uğrayacağını öngörüyorsunuz?

Yatırımlar açısından olumsuz bir tablo yaratan enflasyonun yavaşça aşağı doğru gelmesiyle birlikte ekonomide de daha stabil ve öngörülebilir bir yapıya kavuşacağız. Görünürlüğün arttığı ortam, uzun vadeli yatırımlar vasıtasıyla yatırımcılara reel anlamda çok daha iyi getiriler sağlayacaktır.

Bunun sonucu olarak da portföy yönetim sektörünün, önümüzdeki dönemde hızlı bir ivme ile çok daha iyi bir performans sergileyeceğini öngörüyoruz.

Faizlerin düşmesi ile hem menkul kıymetler tarafında hem de tekrardan canlanan gayrimenkul piyasası ile GYF tarafında büyüme oranları yükselecektir. Artan öngörülebilirlik sayesinde girişim sermayesi şirketlerinin de çok daha sağlıklı bir finansman ve büyüme modeline kavuşacağını düşünürsek, bu şirketlerin çok daha iyi ve daha yüksek büyüme oranları yakalayabileceğini, dolayısıyla da GSYF’lerin değer kazanabileceğini belirtelim.