Milliyet ExecutiveDAHA ÇEVİK VE DAHA DİJİTAL YAPTI

DAHA ÇEVİK VE DAHA DİJİTAL YAPTI

09.11.2022 - 20:54 | Son Güncellenme:

.

DAHA ÇEVİK VE DAHA DİJİTAL YAPTI

ÖZGÜR TOKGÖZ ALTUN / Boyner Grup CFO ve İcra Kurulu Üyesi

Haberin Devamı

2022 yılını geride bırakmaya hazırlanıyoruz... Bireyler gibi şirketler de hem yeni yıla umutlu girmeye hazırlanıyor, hem de geride bırakacağımız yılın muhasebesini yapıyor. Data Expert aracılığıyla Türkiye’nin önde gelen şirketlerinin üst düzey yöneticilerine 2022 yılının kendilerine neler kattığını, hedeflerini ne derece karşılayabildiklerini ve hangi zorlukları nasıl aştıklarını sorduk. Dijital dönüşümün ve çevikliğin giderek norm haline geldiği iş dünyasında yeni dönemin zorlukları Türkiye’nin deneyimlerini uluslararası şirketlerde ön plana çıkarmış durumda. Yöneticiler 2022’de riskleri öngörmeye odaklanırken birçok fırsat yakalamayı da ihmal etmediklerini anlatıyor.

‘Teknoloji, hız ve yeni iş modelleri kaldıracımız oldu’

Haberin Devamı

-2022 yılı size neler öğretti?

Pandemi sonrası oluşan dönemde değişen tüketici alışkanlıkları, iş yapma biçimleri, artan rekabet, hem Türkiye hem de global olarak içinde bulunduğumuz ekonomik ve siyasi ortam ve belirsizlikler bizleri her zamankinden daha fazla düşünmeye, çevik ve esnek olmaya, mevcut alışılagelmiş yaklaşımlarımızı tamamen gözden geçirip dönüştürmemize sebep oldu. Teknoloji ve hız, yeni ve farklı iş modellerinin en büyük kaldıracı haline geldi. 2022 yılında dijitaldeki gücümüzün, işimizle ilgili hayallerimizi gerçekleştirmenin en önemli bileşeni olduğuna inanıyoruz. Müşterinin ihtiyacına ya da derdine çözüm bulduğunuz anda hızlıca ölçeklenme fırsatımız olduğunu çok net gördük. 2022 yılında sadece Türkiye değil, dünyada perakende trendlerine öncülük eden Boyner Now hizmetimizi hayata geçirdik. 600’ü aşkın marka ve yüzbinlerce ürünü sadece 90 dakikada, “önce dene, tamamsa öde” seçeneği ile sunmaya başladık. Büyük veri, kişiselleştirme, yapay zeka ve makine öğrenmesi teknolojilerini Hopi ile birlikte zaten grubun merkezine yerleştirmiştik. Tüm bu kavramlar, şu anda dünyada pazarlama trendleri arasında ön plana çıkan bir yaklaşım haline geldi. Müşterinin size verdiği veriyle gelecekteki ihtiyaçlarını, en uygun ürün ve kampanyaları yapay zeka kullanarak buluyoruz. Önümüzdeki dönemde fintek ve ödeme teknolojilerinin de bu ekosistemde daha etkin hale gelmesini hedefliyoruz.

Haberin Devamı

-2022 yılı beklentilerinize uygun mu seyretti?

Boyner Grup olarak işimizi ve beklentilerimizi statik bütçeler ve planlar ile yönetmiyoruz. Piyasanın şartlarına göre manevra alanlarımızı, fırsatlarımızı çabuk kavrayıp hızlıca aksiyon alabildiğimiz, bununla birlikte doğru zamanda doğru tedbirleri alarak riskimizi yönettiğimiz dinamik bir sürecimiz var. 2022, birçok açıdan değişim ve dönüşüme uyum sağladığımız bir yıl oldu. Artık doğrusal gelişme çağında değiliz. Perakende, online - offline, yani bizim deyişimizle all - line ve ürün - online - lojistik üçgeninde hız ve müşteri mutluluğu odaklı bir iş haline geldi. Pandemi ile hızlanan e-ticaret işimiz hedeflerimiz ile paralel olarak 2022 yılında da büyümeye devam etti. Pandemi sonrası birçok kişinin “artık her şey internetten yapılacak ve AVM’ler kapanacak, dükkânlara kimse gitmeyecek” söylemine inanmamıştık. 2022 mağaza metrikleri de bunu çok net gösterdi. Bugün geldiğimiz noktada satış adetlerimiz pandemi öncesine göre yüzde 20 arttı. Mağaza ziyaret süreleri ise 2 katına çıktı. Harcamaları da oldukça etkin yönettiğimiz bu dönemde kârlılığımızda önemli artış sağlamayı başardık.

Haberin Devamı

-Bu yıl ana hedeflerinize ulaşabildiniz mi?

2022 yılının grubumuz için finansal ve operasyonel anlamda tam bir sıçrama yılı olduğunu söyleyebiliriz. Bu ifadenin altını hem büyüme hem de yeni gelişim alanları açısından dolduracak birçok başarıya imza attık. Rakamlarla belirtmek gerekirse; grup olarak pandemi öncesine göre satışlarda yüzde 180 büyüme, ihracatta ise geçtiğimiz yıla göre 4 kat artış sağladık. Ancak daha da önemlisi alışveriş deneyimi tarafında yenilikleri müşterilerimizle buluşturduk. Boyner Büyük Mağazacılık tarafında Boyner Cadde mağazamızda başlattığımız yeni nesil mağazacılık konseptini yaygınlaştırdık. Bu konseptle müşterilerimizin mağazalarımızda daha fazla zaman geçirmesini sağladık, bu durum da sepet adet ortalamasında pandemi öncesine göre yüzde 50’lere ulaşan artış yaşanmasına olanak verdi.

Haberin Devamı

-2022 yılı içinde en çok hangi gelişmeler sizi zorladı? Bu zorlukları aşmak için hangi önlemleri aldınız?

Hem Türkiye hem de global olarak içinde bulunduğumuz ekonomik ve siyasi ortamın getirdiği dalgalanmalar, belirsizlikler ve bunların işimiz üzerindeki etkilerini öngörebilmek ve yönetmek 2022 yılı içinde en zorlayıcı unsur oldu diyebilirim. Global ve lokal piyasalarda oluşabilecek hareketleri, küresel veri ve göstergeleri çok yakından takip ediyoruz. Dinamik bir süreç ile farklı senaryolara göre hazırlık yaparak elimizde olmayan ve tüm dünyayı etkileyebilecek türbülanslara da hazır olmaya çalıştık. Olası fırsatları yakalamaya ve riskleri öngörerek önlem almaya odaklandığımız bir yıl oldu.

-Yıl içinde çalışma şekliniz hibrit miydi?

Pandeminin ilk gününden itibaren grup olarak gelişmeleri takip ettik ve gerekli tüm önlemleri alarak önce tamamen uzaktan, bir süre sonra ise hibrit çalışma modeli oluşturduk. Halen 2 gün ofis 3 gün uzaktan olmak üzere hibrit çalışma düzeniyle devam ediyoruz, ancak normalleşmenin etkisiyle daha sık bir araya geldiğimizi söyleyebilirim.

‘Türkiye deneyimleri yurt dışında öne çıktı’

DAHA ÇEVİK VE DAHA DİJİTAL YAPTI

ÖZLEM YEŞİLDERE/ Mey|Diageo Finans ve Dijital Transformasyon Direktörü

-2022 yılında tecrübelerinize neler kattınız?

Pandemi sonrası hem dünyada hem Türkiye’de belirsizlikler arttı. Gelişmiş ülke ve gelişmekte olan ülke deneyimleri birbirine geçti. Özellikle enflasyon dinamikleri bizim son zamanlarda alışık olduğumuz sınırların çok dışına çıktı. Böyle olunca da, özellikle Türkiye deneyiminin yurt dışı pazarlarda daha da çok öne çıktığını gördük. Farklı alanlarda uygulamalarımızı anlamak için arayanların çok olduğu bir sene oldu.

-2022 yılı içinde en çok hangi gelişmeler sizi zorladı?

Bu sene için finansallar harici ama bunlarla birlikte kuvvetli iki odak noktamızdan biri ESG (Environmental, Social, Governance) yani Çevresel, Sosyal, Kurumsal Yönetişim; diğeri ise dijitalleşme oldu. Bu trendlerin kalıcı ve önümüzdeki dönemdeki başarıyı belirleyici olacağına inanıyorum. Global olarak “Diageo Ekosistem 2030: İlerlemenin Ruhu” programımız var. 25 ana başlıkta kendimize koyduğumuz hedeflerimiz bulunuyor. Türkiye Diageo / Mey|Diageo olarak da hem çevresel alanlarda hem de kapsayıcılık ve çeşitlilik alanında geniş kapsamlı programlarla ilerliyoruz. Bunlara göre; inovasyon ve yatırım da dahil tüm faaliyetlerimizi bu gözle adapte ediyoruz. Liderlik ekibimizdeki kadın oranı yüzde 50. Diageo’nun bize iletmiş olduğu Ekosistem 2030 hedefleri arasında yer alan yönetim kademesinde yüzde 50’lik temsil dengesi hedefini 10 yıl önceden sağlamış olduk. Türkiye’de de UNGC imzacısıyız ve iki yıldır düzenli olarak Sürdürülebilirlik Raporumuzu yayınlıyoruz. Mart 2022 itibarıyla bütün ana lokasyonlarda toprağa sıfır atık belgesini aldık. Yine bir örnek olarak paylaşmak isterim: Alaşehir’in Şahyar bölgesinde belediyeyle ortak bir çalışmaya başladık. Bu projede bağlardaki taşkın sulamayı damla sulama altyapısıyla değiştirip yüzde 50 su tasarrufu sağlayacağız. Bu sene 59 hektar bağa ulaşıldı ve 15 bin m3 su tasarrufu sağlandı. Aynı zamanda; bu sistem sayesinde bağlar kuraklığa karşı daha dayanıklı, üzümün kalitesi daha yüksek olacak. Bu projeyi satın alma yapıp yapmadığımıza bakmadan bütün bağlarda uyguluyoruz. Diğer odak alanımız dijitalleşmeyi de tüm süreçlerimizde hızla hayata geçiriyoruz. Ben kurumumuzda dijitalleşmeden de sorumluyum. Senede yaklaşık 20’si büyük 70’e yakın projeyi tamamlıyoruz. Satış kanalımızda, üretim tesislerimizde, ürün tahmin planlamamızda süreçlerimizi yapay zekâ ve makine öğrenmesi algoritmalarıyla güncelledik ve güçlendirdik. Çalışanlarımızı robotik süreç otomasyonlarıyla tekrarlayan, rutin işlerden kurtarıp, onların katma değeri yüksek işlere kanalize olabilmelerini sağladık. Çalışan deneyimini artıran süreçler tasarladık.

-Yıl içinde çalışma şekliniz hibrit miydi? Bunun olumlu ya da olumsuz hangi etkilerini gözlemlediniz?

Yılın büyük kısmında hibrit olarak çalıştık. Hibrit çalışmanın hem avantajlı hem de dezavantajlı yanları oluyor. İstanbul gibi trafiğin yoğun olduğu bir yerde evden çalışmanın büyük zaman kazancı var. Öte yandan, ofiste yüz yüze çalışmanın artıları tabii ki tartışılmaz. Yeni işe başlayanların da ofiste beraber zaman geçirmesinde çok fayda oluyor.

-Yıl içinde okuduğunuz kitap, seyrettiğiniz film, gezdiğiniz yerler arasında sizi en çok etkileyenleri nedenleriyle paylaşır mısınız?

Ben biyografileri/otobiyografileri veya gerçek hayat öykülerinden esinlenmiş eserleri çok seviyorum. Öğreneceğim çok şey içerdiklerini düşünüyorum. Bu sene yayınlanmamış olsa da, 2022’de severek okuduğum kitaplardan örnek vermek gerekirse; biri Walter Isaacson’ın Leonardo Da Vinci isimli kitabı, diğeri ise Murakami’nin Koşmasaydım Yazamazdım. Her ikisi de bana hayatta tutkunun ve yılmadan hedefinin peşinde gitmenin önemini bir kez daha hatırlattı.

‘Sürdürülebilirlik ve tasarruf artık belirleyici

DAHA ÇEVİK VE DAHA DİJİTAL YAPTI

Dr. ONUR YAPRAK / P&G Türkiye, Kafkasya ve Orta Asya CMO ve Pazarlamadan Sorumlu Başkan Yardımcısı

-2022 yılı size neler öğretti?

2022 pandemi ve devamında karşılaştığımız zorlukların ardından önce plan yapmakta zorlanacağımızı düşündüğümüz, fakat kuvvetli üretim kapasitemiz, ihracat kaslarımız ve kalifiye insan kaynağımız ile her güçlüğün üstesinden başarıyla gelebileceğimizi bir kez daha gördüğümüz bir yıl oldu. Bununla birlikte yaşanan toplumsal zorluklar aslında şirketlerin temel varlık sebeplerinin sadece mal ve hizmet üretmekle sınırlı olmadığını bir kez daha güçlü bir şekilde ortaya koydu. Bugün geldiğimiz noktada “markaları insanlaştırma” yolunda şirketlerin kendileri, paydaşları ve toplum için değer yaratma amacı ön plana çıkıyor. P&G olarak her zaman kurumsal vatandaşlık ilkelerine göre hareket eden, markalarımızla hem hayatlara hem topluma katkı sağlayan bir kurumuz. Bu nedenle bu sene Türkiye’de 35. yaşımızı kutlarken “Sevgi Her Kapıyı Açar” dedik ve iyilik hareketlerimizi daha da odağa aldığımız bir döneme geçtik.

-Yıl şu ana kadar beklentilerinize uygun mu seyretti?

İş sonuçlarımız açısından 2022, beklentilerimizin daha ötesinde başarılar elde ettiğimiz bir sene oldu. Bir kez daha Avrupa’nın en hızlı büyüyen ülkesi olduk. Yıla başlarken çeşitli zorluklarla karşılaşabileceğimizi biliyorduk ama buna rağmen inovasyonlarımızı ülkemizde tüketicilerle buluşturmayı başardık.

-2022 yılında öne çıkan başlıca hangi trendleri gözlemlediniz?

Son zamanda tüketicilerin öne çıkan beklentilerinin başında sürdürülebilirlik ve ekonomi konuları geliyor. Bunlar her ne kadar bir süredir gündemde olan konular olsa da Kovid döneminde tüketicilerin sürdürülebilirliğe olan duyarlılığı arttı. Bugün Türkiye’de tüketicilerin yüzde 70’i günlük hayatlarında elektrik ve su tüketimine dikkat ederek çevre üzerindeki etkilerini en aza indirmeyi hedefliyor, israftan kaçınıyorlar. Aslında bu alım gücü şartlarına bağlı olarak tüketicilerin ev ekonomisi hassasiyetlerinin arttığını da ortaya koyuyor. Bu iç görülerden yola çıkarak ürünlerimizde gerçekleştirdiğimiz inovasyonlar sayesinde hem tüketimi azaltıyor hem de tüketicilerin ev ekonomisine katkı sunuyoruz.

-Yıl içinde çalışma şekliniz hibrit miydi? Bunun olumlu ya da olumsuz hangi etkilerini gözlemlediniz?

2022 yılında hibrit çalışma sistemimizi sürdürdük ancak aslında bu, P&G’ye çok uzak bir sistem değildi. Pandemi öncesinde de flex@work sistemimiz sayesinde birçok çalışanımız haftalık çalışma saatlerini esnetebiliyor, evden çalışma imkanı bulabiliyordu. Bu sayede P&G’lilerin iş ve özel yaşamları arasındaki dengeyi daha rahat kurabilmelerini sağlıyorduk. Sonra pandemiyle karşılaştık ve bu süreçte evden çalışmaya alıştık, fakat aynı zamanda kampüsümüzü de özledik. Bu nedenle artık hibrit olarak çalışıyoruz ve aldığımız geri dönüşlerde de P&G’lilerin bu sistemde daha etkili çalıştıklarını ve denge kurduklarını görüyoruz.

-Yıl içinde okuduğunuz kitap, seyrettiğiniz film, gezdiğiniz yerler arasında sizi en çok neler etkiledi?

Cal Newport’un Pür Dikkat kitabını herkese tavsiye edebilirim. Yaşadığımız dijital çağ bizlere pek çok kolaylıklar sunarken birçoğumuza da odaklanma konusunda ciddi zorluklar yaşatıyor. Odaklanmadan bir şeyler öğrenmek ise gerçekten çok zor. Cal Newport bununla ilgili bazı tüyolarla birlikte neden bu kadar önemli olduğunu anlatıyor kitabında. Çok faydalandığımı söyleyebilirim. Müzikal anlamda ise eşimle en son gittiğimiz Cem Adrian & Epic Symphony konserini önerebilirim. Cem Adrian çok özgün ve özel bir ses. Senfoni ile bu özel sesi dinlemek ise çok daha keyifliydi.

‘Sahip olma kavramı yerini kullanım değerine bıraktı’

DAHA ÇEVİK VE DAHA DİJİTAL YAPTI

NAZIM ERDOĞAN/Sahibinden.com CMO

-2022 yılı size ne öğretti? Bu yıl tecrübelerinize neler kattınız?

Sürdürülebilir yaşam tarzını benimseme ihtiyacı, özellikle de doğal kaynakların azalması sebebiyle tüm dünya üzerinde görünür hale geldi. Buna bağlı olarak tüketicilerde oluşan bilinçli tüketim kavramının yükselmesi ikinci el ürünlerin tekrar kullanıma kazandırılması için ciddi bir talep oluşturdu. E-ticaret sektörünün de yaşadığı hızlı büyüme sayesinde tüketicilerdeki sahip olma kavramı yerini kullanım değerine bırakmaya başladı. İkinci el ürün pazaryeri sayısında ve online pazar yerlerinde ikinci el ürünlerin satışına teşvik edilmesinde gözle görülür bir artış oldu. Ayrıca pandemi sürecinde ekonomik koşullardaki ani değişimlerle birlikte tüketiciler bütçe kaygısı ile hesaplı ürünlere yönelmeye başladılar. İkinci el ürünler de bu arayışa karşılık geldiği için talepte son dönemde bir artış görüldü. Kullanıcılarımızla birlikte yarattığımız toplam etkinin ne kadar çarpıcı olduğunu göstermek için İsveç Çevre Araştırmaları Enstitüsü ile hazırladığımız ve haziranda ikincisini yayınladığımız “İkinci Elin Sürdürülebilirliğe Katkısı” raporunun ortaya koyduğu verilere göre; 2021’de yayınlanan 3.7 milyon ilan üzerinden yapılan çalışma sonucunda; sahibinden.com kullanıcıları ikinci el ürünleri tercih ederek, yeni üretim nedeniyle doğal kaynak kullanımının önüne geçti. Bu şekilde 1 yılda 10.9 milyon ton karbondioksit tasarruf edilmesi sağlandı. İkinci el ürünlerin alışverişinde kullanıcıların bazı konularda daha temkinli davrandığını gözlemledik. Bu konular ağırlıklı olarak güvenli alışveriş, ürünün kullanım durumu, iade koşulları, nakliye ve montaj süreci, ürünün çalışıp/çalışmadığı gibi konular oluyor. Bu sebeple biz de kullanıcılarımıza İkinci El ve Sıfır Alışveriş kategorilerinde güvenli ve konforlu bir alışveriş deneyimi sunabilmek amacıyla S-Param Güvende hizmetini geliştirdik. sahibinden.com sadece bir e-ticaret şirketi olarak değil, aynı zamanda bir teknoloji şirketi. Çalışan kadromuzun yüzde 30’u Ar-Ge merkezinde bulunan bir şirket olarak en yenilikçi teknolojileri sunuyor, bunun yanı sıra teknoloji üretiyoruz. Daha iyi bir kullanıcı deneyimi için son olarak tüm algoritması Türk mühendislerden oluşan bir ekip tarafından geliştirilen “Sanal Tur” hizmetimizi geliştirdik. Sadece cep telefonu kullanarak oluşturulabilen Sanal Tur ile hem kullanıcılarımıza hem de emlak profesyonellerine mesafeleri ortadan kaldırarak kullanıcılara hızlı karar verme süreci sağlamayı amaçlayan gerçekçi bir ev gezme deneyimi yaşatılmasına imkan tanıyoruz.

-2022 yılı için kendi alanınızda öne çıkan başlıca hangi trendleri gözlemlediniz? Sizce bu trendler kalıcı mı?

Pazarlamayı mevcut olanı kabul ettirme eylemi değil, tüketiciyi dinleme, anlama ve etkileşimli bir süreç yönetimiyle ihtiyaçlarına yanıt verme refleksi olarak yorumluyoruz. Türkiye’nin teknoloji altyapısındaki yatırımlar ve tüketicilerin bu alandaki okuryazarlıklarının hızlı gelişmesiyle, pek çok dünya ülkesine göre dijitalleşmeden payını daha erken aldığını söyleyebiliriz. Dijitalleşmenin ödeme sistemleri ve lojistik sektörlerinde yoğun olarak kullanılması gibi etmenler de e-ticarete büyük bir dinamizm kazandırdı. Önümüzdeki yıllarda da yapay zekâ / makine öğrenimi alanında projelere ağırlık vermeye çalışarak kullanıcılarımızın hayatını daha da kolaylaştırmayı hedefliyoruz.

-Yıl içinde çalışma şekliniz hibrit miydi? Bunun olumlu ya da olumsuz hangi etkilerini gözlemlediniz?

Pandemi sonrasındaki yeni çalışma modelimizde uzaktan ve hibrit çalışma seçenekleri ile çalışıyoruz. sahibinden. com’lular için tamamen uzaktan ve hibrit olmak üzere iki farklı çalışma modeli seçeneği tanımladık. Bu çalışma modelini benzer uygulamalardan farklı kılan şey, departmandan bağımsız olarak tüm çalışanların bu modellerden istediğini tercih edebiliyor olması. Tamamen uzaktan çalışma modelinde çalışanlar işlerini etkin şekilde sürdürebildikleri sürece, iş gereksinimleri izin veriyorsa farklı şehirlerden de çalışmalarına devam edebiliyorlar. Hibrit modelde ise çalışanlar haftalık çalışma gününün, kendi belirleyeceği 3 gününü ofiste geçirirken, diğer 2 gününde uzaktan çalışabiliyor. Ayrıca, hem hibrit hem de uzaktan çalışma modelindeki arkadaşlarımızla ayda bir gün ofisimiz sahiplex’te bir araya geliyoruz. Ekip ruhumuzu güçlendiriyor, sosyalleşiyor ve çalışmalarımıza o gün boyunca yüz yüze devam ederek özlem gideriyoruz. Çalışanlarımız tarafından bakıldığında da uzaktan çalışma modelinin trafikte harcanan zamandan tasarruf sağladığını ve verimliliği artırdığını söyleyebiliriz. Y ve Z jenerasyonu açısından baktığımızda da, genç yaşlardaki çalışanlarımızın esnek çalışma modelini tercih ettiklerini biliyoruz.

Çok yönlü zorluklara yeni nesil yaklaşımlar

DAHA ÇEVİK VE DAHA DİJİTAL YAPTI

GÜLBİN UZUNER BEKİT / Akfen Holding Finanstan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı (CFO)

-2022 yılı içinde en çok hangi gelişmeler sizi zorladı? Bu zorlukları aşmak için hangi önlemleri aldınız?

Dünya özellikle pandemi dönemiyle birlikte ezber bozan gelişmelere sahne oldu. Çalışma düzenimizin ve alışkanlıklarımızın değiştiği bu dönemde CFO’lar olarak farklı iş modelleri ile şirket verimliliklerini korumaya ve artırmaya odaklandık. Veriye anında ulaşabilmenin daha çok değer kazandığı bu süreçte aynı dilin konuşulduğu ortak dijital platformlar üzerinden bütünü dönemsel değil, anlık görerek karar almaya ve finansal stratejilerimizi belirlemeye yoğunlaştık. Bu süreçte değişen ekonomik koşullara göre evrilebilme hız ve esneklik becerilerimiz arttı. Dijital dönüşüme liderlik ederken iş süreçlerinin iyileşmesini, sistemsel altyapı yatırımlarıyla bilgilerin korunmasına yönelik güvenlik yatırımları konularında da öncülük yaptık. Pandeminin hemen ardından iyileşme ve büyüme süreci beklentileri ile 2022 yılına girdiğimizde CFO’lar olarak enflasyona odaklanmışken, Ukrayna savaşı ve beraberindeki küresel sorunlar ile çok yönlü zorlukların üstesinden gelmek için stratejileri yeniden planlamak ve yeni nesil yaklaşımları ve araçları etkin bir şekilde kullanmamız gerekliliği oluştu.

-2022 yılı için kendi alanınızda öne çıkan başlıca hangi trendleri gözlemlediniz mi? Gelecek döneme yönelik olarak ajandanızda neler bulunuyor?

CFO’ların Strateji Liderliği yapacağı önümüzdeki dönemde; robotik süreç otomasyonu, bulut tabanlı akıllı iş süreçleri yönetimi sistemleri ve yapay zekâ gibi farklı araçların kombinasyonunu oluşturulan “Hiper Otomasyon Sistemleri” ile işimizdeki süreçleri otomatize ederken, farklı süreçlerin entegrasyonunun ölçümlenmesiyle riskleri azaltıp, şirket verimliğini arttırmaya yönelik yaratıcı çözümlere imkân sağlamış olacağız. Kurumsal kaynak planlamasına liderlik ederken ölçülebilir iyileştirmelere odaklanan uzun vadeli bir strateji olan “Hiper Otomasyon Sistemleri” önümüzdeki dönemlerde CFO’lar için stratejik bir trend olacaktır. Sürdürülebilirlik stratejisinin gelişmesinde de etkin rol oynayan biz CFO’lar uzun vadeli değerleri desteklemek üzere sermaye dağılımı stratejilerini yeniden ele alırken, “Çevresel, Sosyal ve Kurumsal Yönetişim (ESG)” sorunlarını da etkin bir şekilde yönetmeye odaklanacağız. ESG alanındaki fırsatları, riskleri ve ESG performansını izleyip ölçümleyecek kontrollü ve verimli çalışma modellerinin benimsenmesi de CFO’lar için kalıcı trendlerden olacak. Bizler ESG stratejilerini bir üst seviyeye taşırken Şirketlerin gelecek performanslarına da vizyon ve katkı sağlamış olacağız.

-2022 yılı size ne öğretti? Bu yıl tecrübelerinize neler kattınız?

Lojistik ve hammadde sıkıntıları ve ülkelerarası ticari rekabet ile bozulan küresel tedarik zinciri Ukrayna savaşı ile kriz haline gelirken, şu an ve önümüzdeki dönem CFO’lar için ayrıntılı ‘Kurumsal Performans Yönetim’ (EPM) bilgilerini oluşturarak şirket kârlılığını artırmak için eylem planları hazırlamak ve tedarik zinciri yöneticileri ile ortak proaktif yaklaşımlar geliştirmeye odaklanacakları bir dönem olacak. CFO ajandamızda yer alan ‘Kurumsal Risk Yönetimi’nin (ERM) giderek daha önem taşıdığı dönemde etkin bir iç kontrol ve kaynak kullanım sistemi oluşturarak bunları yönetmenin yanı sıra; şirketlerin kuruluş amaçlarını ve hedeflerini tanımlayıp revize ederek, başarıya ulaşmada potansiyel engelleri belirlemek ve gidermek için eylem planları oluşturmak da önceliklerimiz arasında yer alacaktır. CFO’lar iş sürekliliği, uzaktan/hibrit çalışma ve olağanüstü durumlarda kurtarma planları oluşturmaya da liderlik yapmaya devam edeceklerdir. CFO’ların ajandasının bir diğer başlığı da; tüm dünyanın son dönemde koşar adımlarla yönlendiği günümüz ve geleceğimiz için fevkalade önemli olan “sürdürülebilirlik” oldu. Akfen Holding olarak faaliyet gösterdiğimiz farklı sektörlerdeki şirketlerimizin tümünde verimlilik anlayışıyla süre gelen sürdürülebilirlik ile her türlü kaynağı daha verimli kullanmayı hem sorumlu işletmeciliğin bir gereği, hem de sorumlu vatandaşlık görevi olarak görerek, bunu kendimize, çevreye, insanlığa ve gelecek kuşaklara duyduğumuz saygının da bir ifadesi olarak kabul ettik.