Milliyet ExecutiveÇevre sorunlarında iş dünyasının hukuki sorumlulukları

Çevre sorunlarında iş dünyasının hukuki sorumlulukları

09.06.2023 - 04:01 | Son Güncellenme:

Türkiye’de sanayileşme hareketlerinin yoğunlaşması ve hızlı nüfus artışıyla birlikte çevre sorunları büyürken, özellikle altyapısı yetersiz sanayi tesisleri ve çarpık kentleşmenin de etkisiyle, 1980’lerden sonra çevre problemleri gittikçe artmaya başladı.

Çevre sorunlarında iş dünyasının hukuki sorumlulukları

Hande Yayla Oğuzülgen/ YAK Avukatlık Ortağı- Günümüzde, su ve hava kirliliği, ormansızlaşma ve erozyon Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı en büyük çevre sorunları arasında yer alıyor. 5 Haziran Dünya Çevre Günü, sadece Türkiye’nin değil küresel ölçekte yaşanan çevre sorunlarına dikkat çekmek için ve toplumun her katmanının bilinçlendirilmesi için önemli bir fırsat. Bu noktada çevre sorunlarının önemli bir kaynağı olan dünyasının hukuksal zemin ve sorumlulukları da üzerinde mutlaka durulması gereken bir konu olarak karşımıza çıkıyor. Şirketlerin çevreyle ilgili politika ve uygulamalarını belirlerken hukuksal zemindeki düzenlemeleri göz önünde bulundurmaları oldukça önemli. Temiz bir çevrede yaşama hakkı Türk Anayasası’nda anayasal bir hak olarak düzenlenmekle beraber, Anayasa hem devlete hem de vatandaşlara çevre kirliliğini önleme ödevi yüklüyor. Bu doğrultuda, Türk Ceza Kanunu gibi ana kanunlarda çevrenin korunmasına ilişkin dolaylı göndermeler bulunsa da Türkiye’de çevreye ilişkin çıkarılan ana mevzuat Çevre Kanunu, Orman Kanunu, Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği, Atık Yönetimi Yönetmeliği, Sıfır Atık Yönetmeliği vb. düzenlemelerden oluşmaktadır. Bu kanunlar çerçevesinde her vatandaş gibi iş dünyası da çevreyle uyumlu iş yapma ve sürdürülebilirlik ilkelerine uygun hareket etme yükümlülüğüne sahip. Şirketlerin çevreyle ilgili hukuksal sorumlulukları ile, iş yapış şekillerini sürdürülebilir bir şekilde devam ettirmeleri için dikkat edilmesi gereken konuları dört ana başlık altında toplayabiliriz.

Haberin Devamı

1 Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) süreçlerine uyum sağlamak: İşletmelerin mevzuat kapsamına yer alan büyük çaplı projeler gerçekleştirmesi durumunda Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) süreçlerine uyum sağlaması önemlidir. Bu süreçler, projelerin çevreye olan olumsuz etkilerini belirlemek ve bu etkileri minimize etmek amacıyla yapılan bir değerlendirmedir. İş dünyası, bu süreçlere aktif olarak katılarak, projelerin çevresel etkilerini en aza indirecek tedbirlerin alınmasını sağlamalıdır. Ayrıca, ÇED süreçlerinde sadece yasal gereklilikleri yerine getirmek yerine, daha ileri adımlar atarak çevre dostu uygulamaları teşvik etmek önemlidir.

2 Enerji ve su verimliliğini artırmak: Bu kapsamda, enerji tasarrufu sağlayacak teknolojik yeniliklerin kullanılması, suyun verimli bir şekilde kullanılması için su geri dönüşüm sistemlerinin kurulması gibi adımlar atılabilir. Ayrıca, yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapmak da çevresel etkilerin azaltılmasına katkı sağlayacaktır. Bu yönde yapılacak yatırımlar şirketler için maliyet artışına sebep olsa da uzun vadede hem ekonomik hem de çevresel olarak olumlu etkileri olacaktır.

Haberin Devamı

3 Atık yönetimi ve geri dönüşüm: İşletmeler, atıklarını ayrıştırma, geri dönüşüm ve bertaraf etme konusunda etkin politika ve uygulamaları benimsemelidir. Atık azaltma stratejileri geliştirerek atıkların miktarını minimize etmek ve geri dönüşüm süreçlerine destek vermek önemlidir. Böylece, doğal kaynak kullanımının azaltılması, atık yönetiminin sağlanması ve çevre kirliliğinin azaltılması sağlanabilir. Mevzuat da çıkartılan yönetmelikler kapsamında yer alan ürünlerin üretim süreçlerine, ilgili piyasanın gözetim ve denetimine ilişkin genel usul ve esasları belirlemektedir.

4 Yeşil tedarik performansını artırmak: Şirketler, yeşil tedarik stratejilerini benimseyerek çevresel etkileri en aza indirgemek, doğal kaynakları korumak ve sürdürülebilirlik hedeflerini desteklemek amacıyla tedarik zinciri süreçlerinde çeşitli adımlar atabilir. Tedarikçi, hammadde seçimi, tedarik zincirlerinde iş birliği burada atılacak kritik adımlar olarak ön plana çıkmaktadır. Bütün bu başlıklar sadece çevreyle uyumlu bir şirket olmanın yanı sıra rekabetçi ve elbette yasal sorumluluklarını yerine getirebilmek için iş dünyası için büyük bir öneme sahiptir.