Milliyet ExecutiveBeyin göçünü durdurmak için...

Beyin göçünü durdurmak için...

16.02.2023 - 03:42 | Son Güncellenme:

“Yetenek sızıntısını, beyin göçünü durdurmadan arzu ettiğimiz sosyal ve ekonomik dönüşümü gerçekleştirebilmemiz imkânsız...”

Beyin göçünü durdurmak için...

MURAT YEŞİLDERE- Türkiye’den geçen yıl ayrılan yetişmiş, iyi eğitimli, birçoğu uzmanlığını tamamlamış doktorların sayısı 2700’e yaklaşmış (2685); 2021 yılında bu sayı neredeyse yarı seviyesinde imiş (1405). On sene önce, 2012 yılında, Türkiye’den ayrılan doktor sayısı ise sadece ellidokuz! Almanya, en yüksek eğitim yatırımını gerektiren tıp alanında, Türk doktorları daha da fazla çekebilmek için kendi mevzuatını değiştirmiş. Son on yılda Almanya’ya göç eden Türk doktorların sayısı sekiz bine dayanmış. Doksandan fazla tıp fakültesinin ve yüzbinin üzerinde tıp fakültesi öğrencisinin olduğu Türkiye’de her sene onbeş bine yakın doktor mezun oluyor. Ama sızıntı o kadar artmış ki, mezun olan doktorların neredeyse beşte birini, hem de tecrübelilerini, uzmanlarını, her sene kaybediyoruz. Gelişmeler sızıntının artarak devam edeceğine de işaret ediyor. Toplamda 150 binden fazla doktorun görev yaptığı ülkemizde, doktorların, zor şartlar altında günde yüz hastayı muayene ve tedavi ettiği modelden, gelişmiş ülkelerdeki daha kabul edilebilir muayene sayılarına ulaşabilmemiz için 80 binden fazla eğitim ve uzmanlıklarını tamamlamış doktorun sisteme girmesine ihtiyacımız var. Tıp alanında fazlasıyla hissedilen “beyin göçü” sağlık sisteminin dönüşümünü de zorlaştıracak. Çıkış ve kalış mülakatı Toplum Gönüllüleri Vakfı ile KONDA’nın yaptığı ‘Gençlerin İhtiyaçları Araştırması’na göre; Türkiye’de gençlerin (18-30 yaş grubu) yüzde 71.3’ü ülkede “iyi bir gelecek görmüyor”. Araştırmaya katılan gençlerin yüzde 81.6’sı “olanağı olsa yurt dışında yaşayacağını” söylüyor. Araştırmanın sonucuna göre, gençlerin büyük çoğunluğu gelecekten umutlu değil. Ama umutsuz tabloyu daha da olumsuz hale getiren, “gözü dışarıda” olan yetişmiş gençleri kendi demografik gelişme alanlarını kapatmak için ülkelerine davet eden ve “bağırlarına basmaya” hazır olan Almanya, Kanada, ABD gibi gelişmiş ülkeler. Artmayan nüfusları ve özellikle teknik alanlarda eğitim almaya ilgi duymayan gençlerinin yanına şimdi de büyük istifa, sessiz istifa gibi eğilimler eklenince, gelişmiş ülkelerin yetenek avına başlamaları kaçınılmaz hal aldı. Bu yetenek sızıntısını, beyin göçünü durdurmadan, ülke olarak arzu ettiğimiz sosyal ve ekonomik dönüşümü gerçekleştirebilmemiz imkânsız; her geçen gün sadece “gizli gücümüzü” kaybetmekle kalmıyoruz, aynı zamanda göç eden gençlerimizi, beyinlerimizi eğitmek, geliştirmek için yaptığımız ekonomik yatırımı da israf ediyoruz. Gidenler gitti, onların niye gittiklerini daha iyi anlamak için “çıkış mülakatı” (EXIT) yapmak mutlaka yol gösterici olacaktır. Ama asıl önemli olan, kalanlar ile iletişimimizi derinleştirecek “kalış mülakatlarını” (STAY) tesis etmek ve yetenek kaybını şiddetlendiren sızıntı kaynaklarını tamir edebilmektir.