26.12.2008 - 00:48 | Son Güncellenme:
KÜLTÜR SANAT SERVİSİ
2005 yılında Nobel Edebiyat Ödülü’nü alan İngiliz oyun yazarı, senarist, şair, tiyatro yönetmeni ve aktör Harold Pinter (78) dün hayatını kaybetti. Pinter’ın ikinci eşi Antonia Fraser, yazarın uzun süredir gırtlak kanseriyle mücadele ettiğini açıkladı. Fraser, “Onunla 33 yıl yaşamak bir ayrıcalıktı; o, asla unutulmayacak” dedi.
Eleştirmenlerce kuşağının en önemli oyun yazarı olarak kabul edilen Pinter, Yahudi bir ailenin çocuğu olarak, 10 Ekim 1930’da Londra’da dünyaya geldi.
Pinter’ın o dönem tanık olduğu Yahudi düşmanlığı ve 2. Dünya Savaşı’ndaki Londra bombardımanları yazarda önemli izler bıraktı.
Pinter, gençliğinde özellikle Franz Kafka ve Ernest Hemingway’den etkilendi. Londra’da Hackney Downs Dil Okulu’nda okurken oyunculuk yapmaya karar veren Pinter, 1948’de Kraliyet Dramatik Sanatlar Okulu’na (Royal Academy of Dramatic Arts) girdi; ancak 2 sene sonra okulu bıraktı. Pinter aynı yıl askere gitmeyi reddederek, vicdani retçi oldu.
29 oyunu var
1950’de ilk şiirlerini yayımlayan Pinter, çeşitli tiyatro gruplarında çalıştıktan sonra oyun yazarlığına başladı. Yazar ilk oyununu 1957’de, Bristol Üniversitesi’nin tiyatro bölümü için kaleme aldı: “Oda”.
“Kapıcı” (1957), “Git Gel Dolap” (1960), Tony En İyi Oyun Ödülü sahibi “Yuvaya Dönüş” (1965), “Eski Günler” (1971), “Issız Topraklarda” (1975), “İhanet” (1978) oyunlarıyla tanınan Pinter, kariyeri boyunca 29 oyun, 22 senaryo, çok sayıda radyo ve TV skeçi, bir roman ve çeşitli öyküler yazdı.
Çelişkileri yazdı
Pinter’ın “Fransız Teğmenin Kadını” ve “İhanet” adlı senaryoları da 1981 ve 1983’te en iyi senaryo dalında Oscar adayı olmuştu.
Yazar oyunlarında, insanların düzenli günlük yaşamları ile özlemleri, korkuları ve cinsel arzuları arasındaki çelişkiyi ele aldı. Pinter kendi tiyatrosunu açıkça ‘siyasal tiyatro’ olarak nitelemediyse de, 1980’lerin ortalarından başlayarak siyasal yönü öne çıkan eserlere imza attı.
Yazar 74 yaşında, “29 oyun yazdım; sanırım dünya benim oyunlarımdan sıkıldı artık” diyerek oyun yazmayı bıraktı ve şiire yöneldi.
Pinter, 2002 yılında kendisine gırtlak kanseri teşhisi konmasından sonra tekrar sahneye döndü, Londra’da 2006’da oynadığı, Beckett’in “Krapp’ın Son Bandı” adlı tek kişilik oyundaki performansıyla olumlu eleştiriler aldı. Yazar, Ekim 2008’de Londra Üniversitesi bünyesindeki Konuşma ve Drama Okulu’nun başkanlığına getirildi.
Politik bir aktivistti
Fransa tarafından 2007’de “Legion d’honneur” nişanına değer görülen Pinter, aynı zamanda politik bir aktivistti.
İsveç Akademisi Pinter’a 2005 Nobel Edebiyat Ödülü’nü ‘oyunlarında günlük keşmekeş içindeki uçurumları ortaya çıkardığı ve zulmün kapalı kapılarını zorladığı için’ sunmuştu.
Nobel Edebiyat Ödülü konuşmasında “Irak’ın işgali, uluslararası hukuku hiçe sayan, apaçık bir devlet terörü eylemidir” sözleriyle ABD Başkanı George Bush ve İngiltere Başbakanı Tony Blair’i eleştiren Pinter, 1985’te yazar Arthur Miller’la birlikte, 12 Eylül darbesinin baskısı altında bulunan aydınlara destek olmak için Türkiye’ye de gelmişti.
Pinter ve Miller’ı havaalanında Gündüz Vassaf ve Orhan Pamuk karşılamıştı. Pinter, o dönem Türkiye’deki Kürtçe yasağını protesto etmek için “Dağın Dili” isimli bir oyun da kaleme almıştı. Pinter’ın özgün tarzından hareketle üretilen ‘pinteresk’ terimi, tiyatro literatüründe yaygın olarak kullanılıyor.