10.03.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:
Seray Şahinler - Sanatsever, akademisyen, araştırmacı ve öğrencilerin buluştuğu nadir mekânlardan biri SALT. 2011’den beri bilgi, kültür ve sanat üretimini destekleyerek bu alanda üretime özgün bir katkı sunuyor. SALT’ta şu sıralar kurumsal değişiklikler söz konusu. 2022 itibariyle yeni yapılanma kapsamında tanımlanan genel müdür pozisyonuna sanat dünyasının yakından tanıdığı, uzun yıllardır İstanbul Tasarım Bienali’nde başarılı işlere imza atan Deniz Ova getirildi. Geçtiğimiz ay göreve başlayan Ova ile SALT’ın yeni dönemini konuştuk.
Öncelikle yeni görevinizden ve SALT’taki yol haritanızdan başlayalım isterim…
SALT ekibi ile beraber tasarlayacağımız bir yolculuk var. SALT’ın geçtiğimiz 10 yılına tanıklık edenlerin çok iyi bildiği deneysel düşünce ve araştırmaya yönelik yenilikçi programlar geliştirmeye devam edeceğiz. Önümüzdeki süreçte çok daha geniş kitleleri SALT’ın bir parçası kılabilmek adına bunu yaparken sergi, gösterim, yayın, konuşma, konferans, atölye gibi birbirini destekleyen ve tamamlayan programlardan bahsedebiliriz. SALT kendisini bilgi üretimini artırmaya ve sanat alanındaki pratikleri desteklemeye adamış bir kurum. Sanat, tasarım ve tarih alanlarında bulunan ve her geçen gün artan kaynaklarımızın sunabileceği hikâye anlatımlarıyla birlikte kullanıcı ve izleyicileri hem Galata hem de Beyoğlu’nda yer alan binalarımıza hem de fiziksel alanların ötesindeki paylaşımları keşfederek SALT’ın bir parçası olmalarını bekliyoruz. Bu kaynakların ayrıcalıksız, herkese eşit erişimde olmasını önemsiyoruz.
SALT, gerek retrospektif tadındaki sergileriyle gerek en yeni üretimlere yer veren projeleriyle dinamik bir yapı.
Projelerde öncelikleriniz ne olacak?
Toplumun göz ardı ettiği konuları ön plana çıkarmaya ve yeni dünya koşullarını incelemeye devam edeceğiz. Programlarımızda toplumsal cinsiyet, yerden edilme, iklim krizi gibi aciliyetli konuları odağımızda tutmayı sürdüreceğiz.
Sergi ve yayınların yanı sıra öne çıkan ve benim çok önemli bulduğum bir nokta “arşiv” konusu. Özellikle kent belleği konusunda hazırlanan projeler bir misyon ve sorumluluk da üstleniyor. Önümüzdeki süreçte bu arşiv hakkında nasıl çalışmalar yürütülecek?
SALT’ın oluşturduğu bellek sürekli genişliyor, özellikle sanat, mimarlık ve tasarım ile kent, toplum ve ekonomi ana başlıkları altında SALT Araştırma’ya yeni eklenen koleksiyonların dijitalleştirme süreçleri devam ediyor. Bu yıl sanat, mimarlık ve toplum alanlarında erişime yeni açacağımız arşivler var. Yakında bu arşivlere dair detaylı bilgileri kamuyla paylaşacağız. Bir yandan genişleyen arşiv içerikleri üzerinden yeni okumalara olanak tanırken, bir yandan da bu okumalara araç olabilecek farklı projeleri sunmayı, desteklemeyi hedefliyoruz. Örneğin, 2018’de SALT Resim ve Heykel Müzeleri Derneği’ne (RHMD) dair kapsamlı arşivini dijitalleştirip kataloglamaya başladı. Bu yılın başında ise, çalışmanın bir uzantısı olarak SALT ve RHMD iş birliğiyle yürüttüğü araştırma projesinin web sitesi erişime açıldı. Proje, Günümüz Sanatçıları İstanbul Sergileri dâhil olmak üzere derneğin 42 yıllık tarihine odaklanıyor. Kapsamlı etkinlik envanteri ve bibliyografyası ile beraber proje araştırmacıları Özge Gençel, Vasıf Kortun, Ayşe H. Köksal ve Necmi Sönmez’in yeni yazıları da siteye eklendi. SALT Araştırma Fonları’nın 2022 dönemi projelerini ise bahar döneminde duyurmayı planladığımızı söyleyebilirim.
Pandemiyle birlikte nasıl bir değişim ve dönüşüm yaşıyoruz çağdaş sanatta?
Aslında hâlâ devam eden zorlu bir sürecin içinden geçiyoruz ve her gün yeni zorluklar ekleniyor. Kültür kurumlarının ne kadar kırılgan ve bu tür krizlerden ne kadar çabuk etkilendiklerini hep beraber gördük. Bunun hem kurum hem kişiler üzerinden okumasını yapabiliyoruz. Bu anlamda SALT’ın kurucusu Garanti BBVA’nın varlığı ve bize desteğini devam ettirmesi çok önemli. Kültür, sanat ve bilgi üretimin devam etmesi ve bu alanda çalışanların desteklenmesi alanın önceliklerinden. Farklı iş birlikleri, sürdürebilir programlar ve mekanizmaları geliştirme ihtiyacını duyuyoruz. Kültür kurumlarının yaptığı çalışmaların farklı bir anlam kazandığı bugünlerde, SALT olarak içeriklerimizi ve iş birliklerimizi, ortak bir geleceğe fayda sağlamak amacıyla ekip olarak birlikte şekillendiriyoruz.
‘Bilgiyi paylaşmayı önemsiyorum’
Kültür kurumlarında kıymetli işlere imza attınız. Son yıllarda İstanbul’un çağdaş sanatın başkenti olma söylemi üzerinde duruluyor. Bugün nasıl görüyorsunuz şehrin çağdaş sanattaki yerini, sözünü?
Herhangi bir yerin başkenti olmaktan ziyade bir ağın parçası olmak ve buradaki bilgiyi, üretimi paylaşabilmeyi daha çok önemsiyorum. Kültür sanat alanında üretimin devam etmesi için çabalamayı, uzun soluklu oluşumların zeminini yaratmayı ve açık diyaloglar yürütmeyi önemli buluyorum. Özgün çalışmaların yer aldığı, sanat eğitimin ve bilgi üretimin açık, deneysel ve erişebilir olduğu, daha geniş bir perspektiften bakılabildiği bir ortam yaratmanın önemini vurgulamak ön planda olmalı. Bunları yerine getirebiliyorsak nerede olduğumuzu daha iyi görebiliriz diye düşünüyorum.