30.03.2021 - 14:32 | Son Güncellenme:
‘’Yeni sistemin merkezinde mutlaka yapay zeka yer alacak‘’
Yapay zeka ve ona eklemlenen algoritmalar, robotikler ve sensör teknolojileri gibi kavramların büyük bir ekosistem dönüşümü yaratacağını ve yapay zekanın yeni sistemin merkezine oturacağını vurgulayan Uysal, eğitimin geleceğine dair şunları ekliyor:
“Büyük veri analizleri ve yapay zeka kullanımı ile birlikte eğitimin doğasındaki pek çok zorluk ortadan kalkıyor. Örneğin her öğrenci kişiselleştirilmiş bir eğitim deneyimine kavuşabilecek. Üstelik kişiselleştirilmiş bir eğitim alan öğrencinin, öğrenme süreci kolaylaşacak, motivasyonu yükselecek, dolayısıyla başarı oranları artacaktır. Dünyanın çeşitli üniversitelerinde öğrencilerin sorularına cevap vermesi için sohbet botları kullandıklarını görüyoruz. Bu uygulama hem kurumların işini kolaylaştırıyor, hem de öğrenci memnuniyeti artırıyor. Araştırmalar, soruların %91’den fazlasının doğru cevaplandığını ve bot kullanımına dair öğrenci talebinin de arttığını söylüyor. Bu sonuçlar da gösteriyor ki, dönüşüm başlamalı. Üniversiteler, eğitimin kişileştirildiği, zaman mekan kavramının kırıldığı, her şeyi en baştan kurgulayacak bir takım pratiklerle çalışmak zorunda.’'
“Yapay zeka eğitimdeki tekrara dayanan, rutin görevleri azaltacak”
“Öğrencilerin omuzlarındaki tekrarlayan, rutine dönüşen görevleri yapay zeka devralacak. Böylece hem eğitmenler hem de öğrenciler, yaratıcı, bilişsel ve duygusal zeka becerilerine daha fazla eğilebilecekler. Büyük veri analizleriyle, üniversiteler öğrencilerine kariyer yolculuklarında ihtiyaçları olacak bilgi, beceri ve yetenekler konusunda daha doğru yönlendirmeler yapabilirler. Bu alanın tüm dünyada bir dönüşüme ihtiyacı var, neden tetikleyici yapay zeka olmasın?”
“Yapay zeka sayesinde öğrencilerin kendi araçlarını seçmesi için özgürlükleri olacak. Öğrenciler, kendi kişiselleşmiş öğrenme süreçleri için gerekli olan araç-gereçleri keşfedecek ve kullanabilecek. Bu süreç boyunca, öğrenmeyi öğrenecek ve öğrenmenin keyfine varabilecekler. İlgilerini çekmeyen, tekdüze bir öğrenme sistemi yerine, kendi öğrenme modellerini yaratabilecekler. Bu uluslararası alanda, “blended learning”, “BYOD (Bring Your Own Device)” ve “flipped classrooms” gibi projelerle birlikte kullanılan bir yöntem. Yapay zeka bunları mümkün kılacak.”
‘’Geleceğin eğitimini vermezsek eğer, eğitimin bir geleceği olmayacak’’
Kendisi de eğitim girişimcisi olan Dr. Levent Uysal, kitabında; geleceğe eğitim felsefesi üzerinden bir bakış açısı sunuyor:
‘’Biz istesek de istemesek de değişim geliyor, gelmek zorunda Onun getirdiği fırsatlarla çalışmak gerekiyor. Eğitimi yeniliklerle entegre hale getirmeli ve öğrenme deneyimini geliştirmeliyiz. Öğrenmeyi eğlenceli ve ilgi çekici hale getirmeli, farklılaştırabilmeliyiz, oyunlaştırma yöntemini kullanabilmeli, ölçme ve değerlendirmeyi de ezberden ziyade gerçek öğrenmeyi ölçecek şekilde evirmeliyiz. Geleceğin insanını yaratmak, geleceğin eğitimini verebilmekten geçiyor. Bunun için de yapay zeka en büyük yardımcı olacaktır. Anlıyorum, her yeni teknoloji korkuyu da kendiyle birlikte getirir. Arabaları ilk gördüğümüzde insanlar ailenin yok oluşunu göreceğimizden yakındılar. Telefonlar hayatımıza girdiğinde herkes bundan endişeliydi. Bütün bunlar bir noktaya kadar doğru Fakat bu teknolojilerin yaşam deneyimimizi inanılmaz şekillerde geliştirecek şeyler getirdiği de bir gerçek. Eğitim 5.0, Toplum 5.0’a yani, teknolojik gücü doğru yönetecek akıllı toplum felsefesine ulaşmanın anahtarıdır.’’