15.01.2021 - 07:00 | Son Güncellenme:
Deniz Güney İstanbul
İş Sanat’ın 21. sezonunda İş Kuleleri Salonu’nda bir konser verdiniz. İzleyicisiz bir konser vermek nasıl bir tecrübeydi?
Uğur Önür: Geçmişten günümüze halk müziği ustaları türküleri göğe haykırarak havalandırmışlar. Bu havayı sinesine teneffüs etmeyen Anadolu’yu anlayamaz. Türküler insanın içinden çıkan canlı ruh parçalarıdır, tesiri yüksek ezgiler ve sözlerdir. Bu yüzden diğer insanlarla aynı ortamda buluşması bu tesirin etki etmesinde önemli bir unsurdur. Biz konserlerde ya da muhabbetlerde bu durumu hep yaşadık. Ruhların buluşmasına, o enerjiye tanık olduk. Seyircisiz konser bunlardan mahrum geçer ama yeni bir tecrübedir. Sanki evde kendi kendimize çalıyoruz gibi... Fakat türkülerimizi burada aynı sahnede birbirinden değerli canlar ile icra etmenin hazzı bile insana yetiyor. Ayrıca bu projenin binlerce dost yürek ile buluşacağını biliyoruz.
Kabak kemane ile nasıl tanıştınız? Müzik yolculuğunuz nasıl başladı?
Uğur Ö.: Müzik yolculuğumuz esasında doğduğumuz andan itibaren başlıyor. İsteseniz de istemeseniz de taşıdığınız genler, bulunduğunuz aile ve çevre size bu yönü çiziyor. Amcalar, dedeler hep müzisyen, eski deyimle çalgıcı... Çalgıcılık geçmişte toplum tarafından saygı gören bir meslek çünkü herkesin yapabileceği bir durum değil. Yörede de yaygın çalgılardan biri yörük çalgısı olan kabak kemane idi. Rahmetli amcam Halit Önür sayesinde bu çalgıya sevdalandım. 9-10 yaşlarınydaydım, ustamın dibinde başladım. Halen ruhum onun yanında, ilk başladığım gibi meraklı ve heyecanlıyım.
Etkilendiğiniz, severek çaldığınız bir eser var mı?
Uğur Ö.: İnanın her türkünün öyküsü var. Ateş olmayan yerden duman tütmez misali hiçbir türkü boşa yakılmamış. Ama zaman içerisinde bazı türkülerin asıl hikâyesi, neyi anlattığı unutulmuş. Fakat dönem dönem anlatılan diğer hikâyeler üzerinden kendine yer bulmuş. Türküyü okumadan önce varsa bir öyküsü okurum, yok ise türkünün yöresindeki ustalara ulaşmaya çalışır sorarım. Türküyü okurken yaşandığı yeri hayal etmenin türküyü okumak kadar değer taşıdığını düşünerek, yerine gidip havasını teneffüs etmeye, orada zaman geçirmeye çalışırım. Sözlerini bir de yöredeki halktan dinlerim çünkü elimize gelen sözler yanlış aktarılmış olabilir ki örneği çok... Bunun üzerinde seslendirmeye çalışırım. Türkülerde yöre ayırmam, ağzıma, gönlüme ne yakışıyorsa çalar söylerim. Teke yöresinin doğduğum bölge olması sebebiyle yeri ve önemi ayrıdır. Yöre insanı tabiriyle “Bizim Orlaan Havaları” beni ayrı etkiler.
‘Otantik ve yöresel repertuvar’
İş Sanat’a özel hazırlanan “Bu Muhabbet Bitmez” konserinin repertuvarını nasıl oluşturdunuz?
İsmail Çakır: Konserlerde repertuvarımı seçerken ilk önce ağzıma, sazıma yakışan türkülere ve sahnede bize eşlik edecek enstrüman çeşitliliğine göre karar veriyorum. Bu konserde de otantik ve yöresel repertuvara yer vermeye çalıştım. Sahnede ritim sazlarda; Şakir Ozan Uygan ve Yaşar Erdoğan; nefesli sazlarda Hasan Kavallı bizlere eşlik etti.
Grup Yol ile “Dem”, Allı Turnam”, “Aşk”, “İncedir de Benim Yarim”, “Nehrin Öyküsü” ve “Aşkına Düşeli” albümlerine imza attınız. Yeni bir albüm hazırlığı var mı?
İsmail Ç.: Şu ana kadar pek çok albüm ve single çalışması yaptım. Bunların sadece iki tanesi albüm olarak basıldı, diğerleri ise dijital platformlarda yer aldı. Günümüzde maalesef artık albüm basımı yok denecek kadar az. Ürettiğimiz müziği çoğunlukla dijital platformlarda sergileyebiliyoruz. Bundan sonra da albüm çalışmalarına hız kesmeden devam edeceğim.
‘Aynı enerjiyle çalışıyoruz’
Geçen haziran ayında siz de “Heybe” adını taşıyan bir solo albüm yayınladınız. Bir müzisyen olarak pandemi dönemini nasıl geçirdiniz?
Umut Sülünoğlu: Pandemi dönemi sağlık açısından hepimizi kötü etkiledi ancak eve kapandığımız dönemde daha fazla üretim fırsatı buldum. “Heybe” isimli albümüm de bu dönemin ürünüdür. Geri dönüşleri de gayet iyi ve olumlu. Bu güzel geri dönüşle yine bir albüm yaptım bu dönemde, ismi “Hemyan” oldu.
Uğur Önür ve İsmail Çakır ile birlikte ortak çalışmalar yürütüyorsunuz. Bir araya gelme hikâyenizi sizden dinleyebilir miyiz?
Umut S.: Bir araya gelmemiz ortak müzik zevkimizdir. Dinlemekten keyif aldığımız ve beslendiğimiz kaynakların benzerliğidir. Bir araya geldiğimizde de aynı enerjiyle üretme şansımız olduğu için çalışmalarımıza devam ediyoruz. Temennim uzun yıllar devam etmesidir. Dinleyicinin görüşleri de bizi olumlu olarak besliyor.