Kültür Sanat‘Türkçeyi artık korumamız gerek’

‘Türkçeyi artık korumamız gerek’

04.09.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:

Bugüne dek çocuklar için pek çok kitap serisi hazırlayan edebiyatın emektar isimlerinden Hasan Yiğit, Türkçenin yeterince korunamadığına ve saldırılara açık hâle geldiğine dikkat çekiyor. Yiğit, “Dilimizi bugün çok ciddi anlamda savunmamız gerek” diyor.

‘Türkçeyi artık korumamız gerek’

Seray Şahinler - Hasan Yiğit, kendini çocuklara adamış bir eğitimci ve yazar. Bugüne dek yayımlanmış onlarca kitabı var. “Halk Ozanları”, “Mustafa Kemal Gençliği”, “Uygarlıklar Beşiği”, “Okuma Dizisi” gibi serileriyle kadim gelenekleri, kültürümüzü, yaşadığımız coğrafyayı çocuklara aktaran Yiğit, 40 yılı aşkın yazarlık serüvenine yeni kitaplarla devam ediyor. Aynı zamanda Türkçenin korunması için bir öğretmen olarak 1970’lerden beri titiz çalışmalar yürütüyor. Şu sıralar yetişkinler için yazdığı yeni romanı “İz”in hazırlıklarını sürdüren Yiğit ile hem Türkçenin mevcut durumunu hem bir yazar olarak çocuk edebiyatına katkılarını konuştuk…

Haberin Devamı

Eserlerinizde kültürümüzden esinlenen karakterleri ve bu toprakların öyküsünü anlatıyorsunuz. Nedir bu hikâyelerin sizdeki yeri?

Ben Denizli’nin Çivril ilçesinin bir köyünde doğdum. Köyümüz Büyük Menderes Nehri’nin ana kaynağının çıktığı yere yakındı. O gölle ilgili mitolojide önemli öyküler vardır. Altın Orfe Müzik Yarışması’nda tutun da Lanetli Göl’e kadar mitolojide geçer. Denizli Hierapolis kutsal sularının kentidir. Çok önemli üretim bir yeri. Tarihi yerleşim yerleri olarak Laodikya, Kolezya vardır. Öğrenciliğimde antik tiyatroları görmeye çalışırdım. Tüm bunlardan çok etkilendim

Bir sorumluluk ve misyon üstleniyorsunuz bu anlamda…

Ben her şeyden önce edebiyatçıyım. Edebiyat kokusu ve dokusu olmayan bir kitap yazmam. Bir tarihçi değilim. Edebiyatı çocuklara yelpaze açmak için yaparım. Sadece tarihle ilgili değildir kitaplarım, güncele de dayanır. Şunu söylemek istiyorum; çocuklara ince resimli kitaplar veriliyor, 3. sınıftan sonra okuma alışkanlığı kazandırılmış çocukların bu alışkanlığı düşmeye başlıyor. Çocuk 4. sınıftan itibaren çok yazılı ve kalın kitaplara geçmeye başlıyor. Bir psikolojik eşik oluşuyor. Çocuklara kalın ve çok resimli kitaplar verilmeli gibi bir bilimsel saptama yapıldı. Bir de baktık ki Türkiye’de “Her Geceye Bir Masal” gibi kitaplar çıktı. Çocuk edebiyat alanında uzmanlığımız zaten son 10 yılda gelişmeye başladı. Birçok kitap çocuklar için değildir, örneğin Ömer Seyfettin çocuklar için değil, yetişkinler için yazmıştır.

Haberin Devamı

Çocuk edebiyatının bugününü nasıl görüyorsunuz? Önerileriniz neler olur Türkiye’de çocuk edebiyatı üzerine çalışanlara?

Bir kere çocuk kitapları keyifle okumalı, dilden ve anlatımdan zevk almalı. Kitaplar çocuğun hayal dünyasını gıdıklamalı, en önemlisi bir hayal kurmasını sağlamalı. Çocuk edebiyatının temeli budur. Bizde çok geç gelişti çocuk edebiyatı. Şu an emekleme aşamasında diyebilirim. Çocuklar için yazanlar var ama uzmanı olarak yazanlar yok. Ben bu konuda çalışıyorum. İşimi uzmanlığa dökmeye çalışıyorum.

Türkçenin bugün günlük hayatta ve edebiyatta kullanımını nasıl görüyorsunuz?

Haberin Devamı

Çok kötü görüyorum. Türkçe korunamıyor ve her türlü saldırıya açık bir hâle geldi. Yapısı gereği gelişmeye en açık dildir Türkçe. Eklerle sözcük türetebilirsiniz. Mustafa Kemal boş zamanlarında sözcük türetmek için çaba harcayanlardandı. Zaviye sözcüğünün yerine açı sözcüğünü dilimize kazandırdı. Almanya’da dilin korunması için yasal düzenleme vardır. Bizde bu yok, her türlü saldırıya açığız. Türkçeyi bugün çok ciddi anlamda savunmamız gerekiyor. Ben bu konuda elimden geleni yapmaya çalışıyorum.

Yeni kitabınız “İz”de bu sefer nelere temas ediyorsunuz?

Şu sıralar “İz” üzerine çalışıyorum. Benim en kalıcı kitaplarımdan biri olacak. “İz”de 6-7 Eylül olayları var; Beyoğlu’nun tarihi, 12 Eylül dönemi var. Sinop Cezaevi’nde yaşadıklarım var.