14.07.2021 - 17:02 | Son Güncellenme:
Futbol Macaristan’da 19. yüzyılın ortasında oynanmaya başlandı, kurallar dahilinde ilk futbol maçları ise 1897’de gerçekleşti. Oyun çok hızlı bir şekilde yaygınlaşınca Futbol Federasyonu 1901’de kuruldu. Macar futbolu, Avusturya ve Çek futboluyla birlikte “Tuna Bölgesi Futbol Okulu” olarak tanındı ve çok kısa bir sürede Avrupa’nın önde gelen spor okullarından bir tanesi oldu. Birinci Dünya Savaşı sonrasındaki siyasi ve ekonomik krizden dolayı, yetenekli Macar oyuncuların çoğu yurt dışında forma giymeyi tercih etti. Bu oyuncuların birçoğu, daha sonra başarılı ve ünlü antrenörlere dönüştü.
Macar ve Türk halklarının ortak tarihi ise, Orta Asya’nın bozkırlarından 16-17. yüzyıldaki Osmanlı İmparatorluğu’yla savaşlara, Prens Ferenc Rákóczi’nin Tekirdağ’da geçirdiği yıllardan 1848-49 Macar İhtilali ve Özgürlük Savaşı sonrasındaki mültecilerin Osmanlı’ya sığınışına kadar uzanır. 20. yüzyılda ise bu ortak bağ kendisini en çok spor alanında gösterir. Yüzyıl başındaki savaşlardan kaçan Macar futbolcu ve teknik adamların bazıları Türkiye’ye ulaşır ve Türk futbolunun gelişmesine, şimdiki başarılarında büyük ölçüde katkı sağlar. Bu sergiyle birlikte, hem başta Macar teknik direktörlerin ve oyuncuların Türk futboluna kattığı değer hem de iki ülkenin karşı karşıya oynadığı büyük kulüp ve milli maçların geçmişten günümüze uzanan ortak tarihi ele alınıyor.
Türk futbolunda Macarların altın imzası
Türkiye futbolunun kalbi şüphesiz İstanbul’da atıyor, Macaristan’ın önde gelen başarılı teknik direktörleri üç büyüklerin hepsinde de görev aldı, bulundukları dönemde takımlar önemli galibiyetlere imza attı. Fenerbahçe SK’de József Schweng (Svenk), Sándor Nemes (Nemetz) Neufeld, Ignác Molnár, László Székely, Imre Markos, Pál Csernai ve Kálmán Mészöly; Galatarasay SK’de Gyula Limbeck, József Szabó, ayrıca bir dönem Schweng ve Székely; Beşiktaş JK’da İmre Zinger, József Mészáros, András Kuttik kulüplere değer kattı. Fenerbahçe’yi yöneten Molnár ve Beşiktaş’ın menajeri Kuttik de bir zamanlar bir başka İstanbul kulübü olan Vefa Spor’un menajeriydi. Székely ise Fenerbahçe ve Galatasaray’ın yanı sıra Adalet ve Karagümrük’de de kısa birer dönem teknik direktörlük koltuğuna oturdu. İzmirspor’u Mihály Balasits (Balázsi) yönetti, 1935’te Schweng (Svenk) kısa bir dönem Karşıyaka’ya geldi, 1957-58’de István Szóbél ise Kültürspor’u yönetti. 1960’lı yıllarda üç Macar antrenör de İzmir’deydi; András Kuttik Göztepe’de, aynı dönemde István Turbéky ise Altay’da. Onlardan sonra Molnár 1966-67’de Altınordu’yu, 1980’li yıllarda Mészöly Altay’ı yönetti.
Milli Takım’ın dört tane Macar teknik direktörü oldu: 1927-32 arasında Béla Tóth, 1948 ve 1960’ta Ignác Molnár, 1957’de László Székely ve 1985’te Kálmán Mészöly. Bazı Macarlar federasyonda farklı görevler de aldılar. András Kuttik 1960-63 arasında federasyonun İstanbul’daki eğitmeniydi, József Schweng (Svenk) antrenör eğitiminin başında yer aldı, Gábor Obitz 1933-35 arasında federasyonun Ankara’daki antrenörü, István Szóbél ise 1957-58 arasında federasyon antrenörü oldu.
Mucit Macarlardan bir başka keşif: Teqball
2012 yılında futbol hayranı üç Macar girişimci, cinsiyetten bağımsız bir şekilde oynanan Teqball isimli yeni bir spor dalı keşfetti. Özel olarak tasarlanmış kavisli bir masada oynanan futbol temelli bu oyun, kısa bir sürede büyük ilgi gördü ve dünyaya yayıldı. Daha öncede Macar Kültür Merkezi’nde gösterisi yapılan oyun için bu yıl Macaristan’dan özel ekip geliyor.
Fotoğraf: Fenerbahçe Spor Kulübü Arşivi