31.03.2024 - 07:01 | Son Güncellenme:
Seray Şahinler - Gazeteci, yazar ve çevirmen Maureen Freely, Türk edebiyatının dünyaya açılan kapılarından biri… Orhan Pamuk, Ahmet Hamdi Tanpınar, Sait Faik gibi yazarların eserlerini İngilizceye ‘kazandıran’ Freely’nin son çevirilerinden biri Tezer Özlü’nün “Çocukluğun Soğuk Geceleri” olmuştu. Freely bu metinle Amerika’nın prestijli ödüllerinden “National Book Critics Circle Awards” kapsamında Gregg Barrios Çeviri Ödülü’nün sahibi oldu. Heyecanını Milliyet’le paylaşan Freely ile hem Tezer Özlü’yü hem Türk edebiyatıyla ilişkisini konuştuk…
■ Tezer Özlü’nün romanının çevirisiyle bu ödülü kazanmak size ne hissettirdi?
Elbette kazanmayı umuyordum ama beklemiyordum. Önce güvensizlik hissettim, sonra coşku. Ama en önemlisi, bunu kabul konuşmamda da söyledim, Tezer Özlü’nün kendisine bize bu kitabı verdiği için teşekkür etmek istedim. İlk yayımlandığından bu yana, iki kuşak Türk kadınına cinsiyetçi deli gömleklerinden çıkıp kendi ışıklarıyla yaşamaları ve güzelliği buldukları yerde kucaklamaları için ilham verdi. Bu çevirinin okuyuculara da aynı şekilde, aynı süre boyunca ilham vermesini umduğumu ifade ettim. Okurlara, özellikle de genç kadın okurlara umduğumuzdan çok daha fazla hitap etti.
■ Tezer Özlü, edebiyatıyla ve yazdıklarıyla sizi nasıl etkiledi?
Romancı olduğum için, bir romanı çevirirken onun iç dünyasının derinliklerine dalmaktan kendimi alamıyorum. Tezer’le de öyle yaptım, onunla yer, zaman ve mekân değiştirerek aynı yolculuğa çıktım. Dilin ve anlatımın kemiklerini kırıyor ve sonra onları yeniden yapıyor. Kendi yazarlığımı etkilemesi için çok geç olduğunu düşünüyorum ama “Çocukluğun Soğuk Geceleri” yazar kızımı derinden etkiledi ve ona da kendi ışığıyla yazma cesareti verdi.
■ Klasik ve çağdaş pek çok yazarı okudunuz, çevirdiniz. Türk edebiyatı hakkındaki görüşlerinizi merak ediyorum.
Türk edebiyatının dünyanın en büyük edebiyatları arasında yer aldığını düşünüyorum, biliyorum. Geçtiğimiz yüzyılın büyük bir bölümünde önemi tam olarak anlaşılamadı ve İngilizcede bir edebiyat olarak büyük ölçüde göz ardı edildi. Tek tek yazarlar İngilizceye girmiş ve kendi hataları olmaksızın bağlamından koparılarak okunmuşlardır. Tüm bunların iyi tarafı, birçok 20. YY klasiğinin artık İngilizceye giriyor olması. Böylece okuyucular noktaları birleştirmeye başlıyor.
■ Eserlerini sevdiğiniz Türk yazarlar kimler?
Ahmet Hamdi Tanpınar, Sabahattin Ali, Sait Faik, Suat Derviş, Orhan Pamuk, Sema Kaygusuz, Hasan Ali Toptaş, Sevgi Soysal, Tezer Özlü… Onların kurgusal dünyalarında yaşadım ve her birine âşık oldum. Ve belki de bir başkasına asla âşık olmayacağım, kim bilir?
Sırada Sevgi Soysal var
■ Şu sıralar çevirdiğiniz bir roman var mı?
Harika bir bağımsız yayıncı için Özlü’nün “Yaşamın Ucuna Yolculuk”un çevirisini yeni bitirdim. Önümüzdeki yıl Sevgi Soysal’ın “Yürümek” ve “Yıldırım Bölge Kadınlar Koğuşu” kitabını çevireceğim. İki yıl önce Suat Derviş’in “Çılgın Gibi” eserini çevirmiştim, “Ankara Mahpusu” tercümem ilerleyen aylarda yayımlanacak. Sırada ne var? Uzun bir yüzmeye, düşünmeye ihtiyacım var ve bitmemiş bir romanı bitirmem gerekiyor…