12.03.2025 - 07:01 | Son Güncellenme:
Seray Şahiner - Bu topraklardaki mazisi çok eskiye dayanan tekstilin çağdaş sanattaki yerine ve üretimine dikkat çeken Tekstil Bienali, Alanya’da kapılarını açtı. Nihat Özdal’ın küratörlüğünde geçen yıl ilk kez İzmir’de düzenlenen bienal bu kez Gazipaşa Kaymakamlığı’nın desteğiyle Alanya’da sanatseverlerle buluştu. “Dalga Kumaş” temasıyla düzenlenen bienal, kumaşın çağdaş sanattaki yeni yorumunu ve ifade biçimini inceliyor. Tekstil Bienali’nin mekânları Selinus ve Lamos Antik Kentleri, Yalan Dünya Mağarası, Kızıl Kule, Alanya Tersanesi ve Syedra Antik Kenti gibi Gazipaşa ve Alanya’nın tarihi köşeleri. Fakat eserlerin sergilendiği ana mekânlar Yalan Dünya Mağarası, Kızıl Kule ve Alanya Tersanesi diyebiliriz.
Bienalin iki farklı çağrısı tek bir zeminde kesişiyor. Biri küratörün “Dünyada her yıl 93 milyar metreküp su tekstil sektöründe kullanılıyor. Bir kot pantolon üretimi için 10 bin, bir pamuklu tişört için ise 2 bin 500 metreküp su harcanıyor. Küresel su kirliliğinin yüzde 20’si tekstilden kaynaklanıyor ve her yıl yaklaşık 100 milyar yeni tekstil ürünü piyasaya sürülüyor” sözleriyle dikkat çektiği ekolojik ve antroposenik çağrılar. Diğeri ise dünyada ve içinden geçtiğimiz şu günlerde sanatçıların dünya meselelerini tüm hatlarıyla kumaşlara yansıtması.
50 sanatçı katılıyor
Mitolojiden, mitlerden ve gelenekten çok beslenen kumaşlar, izleyiciye dünyanın derdini anlatıyor. 18 farklı ülkeden 50 sanatçı, kadın haklarından iklim krizine, göçten barınma hakkına, aileden toplumsal cinsiyet rollerine kadar neyle mücadele ediliyorsa ilmek ilmek kumaşlara işlemiş.
Aslı Özer, bitkisel pigmentlerle pamuklu tülbent beziyle oluşturduğu “Kıyının Bağı”nda Akdeniz’e kıyısı olan medeniyetlerde kadının toplumsal konumunu ve kumaşla kurduğu bağı ele almış. Cengiz Tekin, ‘‘Untitled” adlı işinde erkek iç çamaşırlarından gelinlik yaparak toplumsal cinsiyet rolleri, evlilik ve giyim normlarına karşı bir eleştiri taşıyor. İsviçreli sanatçı Diana Orving’in “In-between” adlı tekstil heykeli ise yapı ile çöküş, kırılganlık ile dayanıklılık arasında geçiş durumunu öne sürerek kozaları kaldırıp atmayı öneriyor. Kübalı sanatçı Aluan Arguelles, “Koyun Derisi”yle ailelerinin bağışladığı kıyafetlerle yaptıkları patchwork battaniye ile Kübalı göçmenlerin anılarından bir anıt sunuyor. Yani neresinden bakarsanız bakın tüm sorunlarla ayna gibi karşı karşıya bir anlatı sunuyor tekstil üretimleri.
Gezegenin en eski anlatıcısı
Küratör Nihat Özdal: “Su, gezegenimizin en eski anlatıcısı, kumaş ise insanın kendi doğasına ve dışındaki doğaya müdahale edişinin en erken izlerini taşıyor. Tarih boyunca su, tekstil üretiminin hem kaynağı hem de taşıyıcısı oldu. Pamuk tarlalarından ipek böceklerinin kozasına, yıkanan ve boyanan kumaşlardan deniz yollarıyla taşınan tekstil ticaretine kadar su, kumaşın hafızasını da taşıdı. Su olmadan kumaşın ham maddesi büyüyemez, boyanamaz, dokunamaz. Ancak modern tekstil endüstrisi, suyla olan bu kadim bağını yitirdi, onu zehirleyen, kirleten, tüketen bir sisteme dönüştü. Türkiye Tekstil Bienali, bu sene “dalga kumaş” teması ile, suyun kumaş üzerindeki tarihsel anlatısını geri çağırırken, aynı zamanda ekolojik bir çöküşü de görünür kılmayı hedefliyor.”
Güney Koreli şarkıcı Wheesung, Seul'deki evinde ölü bulundu.