27.09.2023 - 07:01 | Son Güncellenme:
MELİSA VARDAL
MELİSA VARDAL- Senfoni müziğinin güçlü gövdesi sevilen müzisyenlerle aynı sahneyi paylaştıkça sanatın gölgesi büyümeye devam ediyor. Son dönemde giderek artan senfonik müzik konserleri müzikseverler tarafından belli ki çok sevildi. Pek çok eleştirmene göre konserlerde yaylı, üflemeli, vurmalı çalgıların yol arkadaşlığı güçlü kompozisyonlar yaratmayı sağlıyor. Fakat eleştirmenler bu başarının arkasında disiplinli bir çalışma yatmazsa bir sahne faciasının yaşanabileceğini belirtiyor. İyi uyumun yakalandığı konserler ise unutulmazlar arasına giriyor.
Şebnem Ferah’ın İstanbul Symphonic Project ile sahne aldığı 2007 konseri unutulmazlar arasında yer alıyor. mor ve ötesi’nin iki yıl önce Avrasya Filarmoni Orkestrası ve Magma Filarmoni Korosu eşliğindeki konseri sanatseverlerin ilgisini çekmişti. Kabaca bir liste yapmak gerekirse Cem Adrian Olten Filarmoni Orkestrası’yla, Hayko Cepkin An Epic Symphony’le, MFÖ Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’yla, Sertab Erener İzmir Big Band’le, Moğollar Musa Göçmen Senfoni Orkestrası’yla, Bulutsuzluk Özlemi Symphonista Oda Orkestrası’yla, Cahit Berkay Anadolu Senfoni Orkestrası’yla Redd İstanbul Symphonic Project’le sahne almıştı. Ayrıca Zülfü Livaneli ve Sezen Aksu’nun farklı zamanlarda dünyaca ünlü İngiliz Kraliyet Filarmoni Orkestrası ile aynı sahneyi paylaştığı söylemeden geçmeyelim. Yakın zamanda Madrigal ve Dolu Kadehi Ters Tut gibi gruplar da senfonik konserler verdi. Rock müzik ile sentezlenen orkestra müziğini müzik eleştirmeni Özgür Yılgür ve orkestra şefi Murat Cem Orhan’a sorduk. Bakalım onlar bu sentezi nasıl buluyorlar?
Genel olarak türlerin birbirine karışması, müzik dinleyicisini de müzisyenin kendisini de heyecanlandıran bir durum. Dolayısıyla ben senfonik rock konserlerini, müzikle bağ kurmuş insanlar açısından özel bir deneyim olarak görüyorum. Hele bir de konserin yapılacağı mekânın seçimi isabetliyse, dinleyicinin oradan mutsuz ayrılması epey düşük bir ihtimal. Bir yandan da riskli bir deneme alanı gibi geliyor bana açıkçası. Yaptığınız şarkının hissettirdikleri senfonik düzenlemeye uyacak mı uymayacak mı, teknik açıdan orkestraya uygun düzenlemeler yapılabilir mi yapılamaz mı gibi soru işaretleri de oluyordur mutlaka. Burada grupların esas dikkat etmesi gereken senfonik konserleri “yapmış olmak için yapmak”tan kaçınmak olmalı. Zira senfoni orkestrası eşliğinde bir rock konseri ya çok iyi oluyor ya da başarısız sonuçlanıyor. Böyle bir deneyimi kötü hatırlamak istemezsiniz… Düzenlemelere incelikle yaklaşmak, konsere iyi bir provayla gelmek lazım. Ama genel olarak ülkemizdeki grupların da bu konuda daha cesur davranması ve bu tür konserlerin sayısının artması güzel bir şey.
Popüler müziğin yeniden yapılan aranjmanlarında senfonik orkestra düzeninin kullanılması çok uzun yıllardır kullanılan bir yöntem. Farklı müzik türleri ile senfonik tını birleşiminin efsaneleşmiş örnekleri var: Scorpions ve Berlin Filarmoni, Metallica ve San Francisco Senfoni, Sting, Live In Berlin vs... Bizde de üzerine düşünülmüş ve orkestrasyon bilen aranjörlerin elinden çıkmış örnekleri var ama üzülerek söylüyorum ki sayısı çok az. Orkestrasyon, armoni ve kontrpuan bilgisi ve tabii ki hâkimiyeti gerektiriyor bu uyarlamalar. Senfonik müzik ve rock müzik arasında güçlü bir bağ olduğu kanısındayım. İsyan, baş kaldırı, politik eleştiri, hümanizma ve aşk hep ortak paydaları. Ayrıca teknik olarak da rock müzik, klasik müzikten oldukça fazla beslenmiştir. Eminim ki Beethoven’ın yaşadığı dönemde elektro gitar olsaydı “9. Senfoni” içinde yeri olurdu.