25.05.2023 - 07:00 | Son Güncellenme:
Evrim Altuğ
Evrim Altuğ- Sokak fotoğrafçılığının yükselen ‘trend’leri’ni gözler önüne seren küresel çaplı bir manzara, merkezi New York’ta bulunan dünyaca saygın kültür sanat yayınevi Thames & Hudson imzalı özel bir kitapla gündeme taşındı. Stephen McLaren ve Matt Stuart editörlüğünde basılan ve 16 Mayıs’ta piyasaya çıkan 320 sayfalık büyük boy albüm, “Sokağı Geri Almak: Sokak Fotoğrafçılığının Şu Anı” (Reclaim The Street / Street Photography’s Moment) başlığını taşıyor.
Editörler konuya getirdikleri katmanlı gözlem ve yorumlamayla ele aldıkları başlığın günümüzde kendi içinde sürekli evrilen biçimini, yeni imzalardan en kıdemlisine değişkenlik gösteren 100’ün üzerinde günümüz fotoğrafçısının ortaya koydukları küresel manzara ile gösteriyor. Mc Laren ve Stuart, projelerinde fotoğrafçıların portfolyosuna titizlikle yaklaşarak her deklanşörün, bugün biri diğerinden farklı olan sokaklar, mekânlar ve insanlar üzerindeki özgün tavrını belgeliyor.
Bilhassa Batı’nın ötesinde akışını artıran onlarca ‘gerçeküstü’ görüntünün altını çizen, günümüzde herkesin önce ‘Flickr’ uygulaması, sonradan ‘Instagram’ ile alışkanlık hâline getirdiği kişisel sokak albümlerinin de kulağını övgüyle çınlatan “Sokağı Geri Almak” albümü bu yönüyle Hint fotoğrafçı Swarat Ghosh, ‘Poupay’ lakaplı Taylandlı objektif Jutharat Pinyodoonyachet ve Brezilyalı Gustavo Minas’ın karelerini de içeriyor. ‘Koleksiyonlar’, ’Sıcak Nokta’lar ve kitabı oluşturan tüm sanatçıların biyografileriyle arşivsel değer kazanan kitap, 500’ün üzerinde illüstrasyonu da kapsarken editörler sunuşlarında sokak fotoğrafçılığının caz müziğiyle karakteristik benzerliğinin altını çiziyor.
“Günümüzde en iyi sokak fotoğrafçıları, acayip mesken veya kentlerde kendilerini kaybetmenin ve bunun getirdiği zevklerin ardından gidenler oluyor. Bugünün kurgulanmış, hep pozlanıp durulan, sürekli cilalı dünyası karşısında onlar, ‘öteki’ yaşamların hayata tüm katkılarına ilk elden şahitlik ediyor, bunu da kayda geçiriyor” diyen editörler kitapta tanıtılan sanatçıların fotoğrafçılık anlayışlarını özetleyen geniş demeçlere yer veriyor. Renkli ve siyah beyaz kadrajların resmigeçit yaptığı çalışma bu yönüyle Avustralya, Hindistan, Tayland, Amerika Birleşik Devletleri ve Birleşik Krallık gibi ’sıcak noktalar’a yoğunlaşıyor.
Brian Karlsson’dan Nikita Teryoshin’e, Shin Noguchi’den Pau Buscato’ya, Elizabeth Bick’ten Sam Ferris’e, Irina Sokolova’dan Manal Abu-Shaheen’e genişleyen küresel bir çerçeveyi kayda geçiren “Sokağı Geri Almak” albümünün ‘Koleksiyonlar’ başlıklı içeriklerinde Graciela Magnoni, Stephen Lesille, David Rathenberg ve Joshua K.Jackson gibi objektif ile kalemlerin ayrıntılı eleştirileri okunabiliyor.
Bu kapsamda örneğin, kitapta görüş ve eserlerine yer verilen Japonya’nın Kamakura bölgesinde yaşayan ve çalışan fotoğrafçı Shin Noguchi şu açıklamada bulunuyor: “Ele aldığım konular bana hayatın anlam ve değerini gösteriyor. Bir resim çekmek hem insanların varoluşunun, ‘karma’sının, doğasının hem de aynı anda kendi varoluşumun teyidi. Neysem onu olduğu gibi kabullenmemi sağlayan bir fırsat.”
Yine bunun gibi, New York SoHo bölgesi, Güney Afrika’nın gizemli ziyneti Johannesburg veya San Francisco Golden Gate köprüsü gibi özel noktalara büyüteçle yaklaşan, kitapta eserlerine yer verilen ‘Poupay’ lakaplı Taylandlı objektif Jutharat Pinyodoonyachet şu ifadeyi kullanıyor: “Mükemmel kompozisyonu yakalamak konusunda son derece ciddiyim. Her zaman en mükemmel olanı tek kadrajda elde etmeye çalışıyorum.”
Cömert ve demokratik
Berlin’de yaşayan ve çalışan Nikita Teryoshin’in fotoğrafçılık anlayışını “Sokak, belgesel ve gündelik korkunun bir demeti” olarak tarif ettiği kitapta Bangkok kadrajlarına yer verilen sanatçı Rammy Narula sanat pratiğini “Sokağı Geri Almak” adına şöyle özetliyor: “İnsanları gözlemlemeyi seviyorum… Ellerini tutma biçimlerini, birbirlerine karşı aldıkları duruşlarını, belli bir mesafeden neredeyse içlerini döker ve sorgular gibi birbirlerine derinden bakışlarını. Kimi tavırlarıyla bizleri sorularla baş başa bırakan bu insanların kimileri ise merhamet içinde durur gibiler. Yani hakikaten birbirlerine karşı birer pencereye dönüşüyorlar.”
Öte yandan Stan De Zoysa ve Pierre Belhassen gibi sanatçıların da kadrajlarının da bulunduğu arşivsel eserde siyah beyaz fotoğraf ve görüşlerine yer verilen Alison McCauley’nin fotoğrafçılık tabiri şu sözlerle kayıt altına alınıyor: “Fotoğrafçılık çok cömert, demokratik bir sanat biçimi. Herkes bir kamera alıp, içini film veya hafıza kartı ile doldurarak inançlarını dışavurmak, kişiliğini tarif etmek veya dünyayı keşfetmek adına kullanabilir.”
Türkiye sürprizi
Meraklıların hem zihni hem gözünü beklenmedik bir dünya seyahatine çıkardığı kitabın ‘Sıcak Nokta’ olarak tercih ettiği bir diğer coğrafya ise Türkiye. Kitapta finali Türkiye’ye ayıran editörler; Haluk Safi, Emre Çakmak, Nazile Bolat, Engin Güneysu, Fatih Pınar, Aslı Gönen, Ayla Güvenç İzmir, F. Dilek Uyar, Alphan Yılmazaden, İlker Gürer, İlker Karaman ve Sami Uçan gibi kadrajların yaklaşık 10 yıla dağılan İstanbul, Ankara, Eskişehir, Denizli ile Doğu Anadolu çıkışlı insan manzaralarına yer veriyor.