Kültür SanatŞans eseri ‘suç ve ceza’

Şans eseri ‘suç ve ceza’

26.07.2024 - 07:01 | Son Güncellenme:

Woody Allen, Fransızca çektiği 50. filmi “Coup de chance/Şans Eseri”ni ‘Suç ve ceza hikâyesi’ olarak tanımlıyor

Şans eseri ‘suç ve ceza’

Prömiyerini geçen sene Venedik Film Festivali’nde yapan “Coup de chance/Şans Eseri”, Woody Allen’ın 50. filmi. “Günümüz Paris’inde geçen çağdaş bir romantizm, tutku ve şiddet hikâyesi. Bu bir suç filmi. Ciddi bir suç ve ceza hikâyesi. Tabii ki bir doz romantizm de içeriyor” diyerek özetliyor filmini Allen. Bu açıdan, yönetmenin “Match Point/Maç Sayısı” filmini anımsatıyor hayranlarına. Öte yandan Allen’ın taciz geçmişi gündemdeki yerini koruyor. 1992’de üvey kızı Dylan Farrow’u yedi yaşındayken taciz ettiği iddia edilen ve “Allen v. Farrow” adlı belgesel dizisine konu olan, yakın dönemde manken Babi Christina Engelhardt’ın da benzer suçlama yönelttiği Woody Allen, kendine itibar suikastı yapıldığını söylese ve ceza almasa da özellikle me too hareketinin etkisiyle protestoların göbeğinde. Nitekim Venedik’teki prömiyer öncesi kırmızı halıda yuhalanmıştı.

Haberin Devamı

Filme gelirsek… Fanny ve Jean Paris’in seçkin bir mahallesinde, muhteşem bir dairede yaşayan çok başarılı, ideal evli bir çift. Birbirlerini ilk kez gördüklerinden beri âşıklar. Ancak bir gün Fanny eski lise arkadaşı Alain ile karşılaşır ve her şey değişmeye başlar. İkili tekrar tekrar görüşür ve daha da yakınlaşır.

“Şans Eseri”nin başrollerini Lou de Laâge, Anna Laik ve Xavier Dolan filmlerinden tanıdığımız Niels Schneider paylaşıyor. Allen “Everyone Says I Love You” ve “Café Society”nin bazı bölümlerini Fransa’da çekmişti ama “Midnight in Paris”ten 10 küsur sene sonra ilk kez tamamı Fransa’yı mesken tutan bir filme imza attı. Farklı ülkelerde film çekmeyi seven sinemacı, o ülkelerin lisanına yer verse de “Şans Eseri”ndeki karakterleri tamamen Fransızca konuşuyor.

Haberin Devamı

Şans eseri ‘suç ve ceza’

K-pop aşkına!

BTS ile birlikte Güney Kore’nin dünyaca ünlü K-pop gruplarının başında Blackpink geliyor. BTS’ten üç sene sonra, 2016’da kurulan bu grup tamamen kızlardan oluşuyor. Yani BTS’in hem rakibi hem de antitezi denebilir. Jisoo, Jennie, Rosé ve Lisa’dan oluşan grubun Asyalı sanatçılar olarak Batı’daki tanınırlığı hayli yüksek düzeyde. Festivallerden festivallere koşuyorlar ve turneleri olay oluyor. “Blackpink World Tour (Born Pink) in Cinemas”, grubun 2022-2023 arasında yaklaşık bir seneyi kapsayan Born Pink adlı dünya turnesindeki konserleri getiriyor perdeye ve 110’dan fazla ülkede prömiyer yapıyor. Grup, kuruluşunun sekizinci yıldönümünde başarısını sinemada kutluyor. Turne adını, grubun 2022’de çıkardığı aynı adlı ikinci stüdyo albümünden alıyor. Bu turnenin kayıtlara geçmiş tarihi bir başarısı var: Kadınlardan oluşan bir grup ve Asyalı sanatçılar tarafından en yüksek hasılat yapan konser turnesi olmuş. Hasılatı 148 milyon 300 bin dolar.