27.10.2021 - 07:00 | Son Güncellenme:
Seray Şahinler - “Resimlerim iyi ise (ki ben onların resim olduğunu biliyorum, başka türlüsünü de düşünemem) ressam olmadığım içindir. Resim yapmak beni mutlu ediyor. Hepsi bu. Yazmak ise mutsuzluktur.” -İlhan Berk.
Türk edebiyatına görünen ötesinde temas ettiğinizde önemli yazar ve şairlerin sanatın pek çok alanında aynı anda çalıştığını görürsünüz. Bazen bir şair ressam olur, bazen bir yazar sahneye çıkar... Bugüne dek Türk edebiyatının önemli şairlerinden hareketle pek çok sergiye imza atan Necmi Sönmez, “Peki şairler neden resim yapar?” sorusunun peşine düştü. Sönmez’in uzun yıllar üzerinde çalıştığı “ressam şairler” nihayet Antalya Kültür Sanat’ta açılan “Şairler Neden Resim Yapar-Yeni Varoluş Biçimleri- Ara Duruşlar Üzerine” sergisinde buluştu. Sergi şiirin imgeyle olan organik bağını, şiirle resim, şairle ressam arasındaki ifade örtüşmelerini ve yazı imgesiyle çizgi-renk imgesinin arasındaki duruşları yansıtması bakımından oldukça önemli.
Geçmişten bugüne
Sergide, şair olarak tanıdığımız fakat resimde de oldukça mahir olduğuna tanık olduğumuz 15 sanatçının eserleri yer alıyor. Küratörlüğünü Dr. Necmi Sönmez, tasarımını Ulaş Uğur’un üstlendiği sergi, 1890’larda, Tevfik Fikret’le başlıyor. İki kata yayılan serginin ilk katı daha nostaljik, Arif Dino, Nâzım Hikmet, Oktay Rifat, İlhan Berk, Metin Eloğlu gibi şairlere ayrılmış. Sergide şairlerin resim konusunda tıpkı edebiyattaki gibi üretken olduğunu görüyoruz. Garip akımının öncülerinden Oktay Rifat’ın şiirdeki yenilikçi yaklaşımını resimde de yakaladığını fark ediyoruz. Rifat, yağlı boya resimlerindeki farklı imge üretimiyle resim yapan şairler kuşağının diğer temsilcilerinden ayrılıyor. Sergide yer alan tablolardaki soyut ve somut kesişim, Garip şiirinin dizelerini çağrıştırıyor adeta. Şair, resimlerinde çok farklı teknikleri deneyerek kendine özgü görsel bir tarz oluşturmuş edebiyatçılardan. Resimle şiir arasındaki kesişmenin tam ortasında duran Metin Eloğlu’nun portreleri, yaşarken kitap yayımlamamış bir şair olduğu kadar sergi açmayan bir ressam olan Arif Dino’nun çizgileri, hapis yıllarında kendi kendine resim yapmayı öğrenen Nâzım Hikmet’in karakalem ve yağlı boya portreleri şair dünyasının “renkleri”ni sunuyor.
Serginin diğer katında ise yaşayan şairlerin tablo ve çizimlerine rastlıyoruz. Lale Müldür, Engin Turgut, Zafer Şenocak, Turgay Kantürk, Anita Sezgener ve Hicran Aslan gibi çağdaş kuşağın işleri orijinal, baskı, projeksiyon gibi farklı tekniklerle izleyiciye sunuluyor. “Şairler Neden Resim Yapar-Yeni Varoluş BiçimleriAra Duruşlar Üzerine”, Türk edebiyat tarihinin kuşaklararası yaklaşımını disiplinlerarası örneklerle birleştiren çok boyutlu bir sergi. Tabloların altına yazılan dizeler, karşı karşıya geldiğiniz şairin imge ve hayal dünyasına bir davet… Sergi, 13 Şubat 2022 tarihine kadar ziyaret edilebilir.
‘Bu konuyu ömür boyu çalışabilirim’
Necmi Sönmez, sergi hakkında şunları söylüyor: “Uzun süreden beri kitaplarını okuduğum şairlerin çizgilerlerle renklerle farklı imgeler yakaladıklarını fark ettim. Yavaş yavaş bunların üstüne gittiğimde çok farklı bir birikim, hatta modernizmin ülkemizdeki oluşumu hakkında önemli bir geleneğin varlığıyla karşılaştım. Bu da beni şairlerin ressamlardan daha cesur olduğu, dünya sanatıyla daha yakın, samimi bir diyalog kurdukları gerçeğine götürdü. Güçlü şiirsel imgeleri üretmiş olan şairlerin resimleri bir araya geldiğinde nasıl bir görsellik çıkacağını düşünmeye başladığımda bu sergi kafamda belirmeye başladı. Ancak bu çalışmalara ulaşmak pek kolay değildi. Örneğin Orhan Veli’nin desenlerinin varlığından haberdardım ama onları nerede bulacaktım? Nâzım Hikmet, İlhan Berk, Cemal Süreya başta olmak üzere bir çok yaratıcının çizdiklerini aradım. Melekler yardım etti. İlk kez bu sergide gün ışığına çıkan birçok resim bulduk. Yaşayan şairlerin katkılarıyla geniş bir panorama oluşturmak mümkün oldu. Her geçen gün fark ediyorum ki bu konu üzerine bir hayat boyu çalışabilirim.”
Orhan Veli sürprizi
Orhan Veli’nin 1950 yılında kâğıt üzerine mürekkepli kalemle yaptığı otoportre serginin sürprizleri arasında. Şairin belki de son günlerinde çizdiği otoportre Fikret Ürgüp’ün eşyaları arasından çıkmış. Şairin ‘yorgun ve kederli’ yüzünün altında “Delikli Şiir” yer alıyor.