13.11.2024 - 07:02 | Son Güncellenme:
Melisa Vardal - Geleneksel gölge oyunlarından, kadim Anadolu ritüellerine, Türk mitolojisinden kuantum mekaniğine uzanan bir yolculuk: “Nazar”… Geçtiğimiz hafta yayınlanan “Nazar” adlı oyun, Kapadokya’nın büyüleyici atmosferinde, kültürel mirasımızı dijital dünyaya taşıyor. Türk mitolojisini bilim kurguyla harmanlayan “Nazar”, interaktif sinema ve iki boyutlu platform oyunlarını bir araya getiren yapısıyla dikkat çekiyor. Oyunda karakterler, Kapadokya’nın peribacalarının ve vadilerinin gizemli dokusunda gölge oyunlarını anımsatan bir estetikle silüet hâlinde karşımıza çıkıyor.
Bilimsel yaklaşım
Oyunun yaratıcısı Dr. Eray Dinç, Hacivat-Karagöz gibi geleneksel gölge oyunlarından esinlenerek oluşturduğu oyunla Anadolu kültürüne selam gönderiyor. Rüya tabirleri, astroloji ve fallar gibi mitolojik geçmişte önemli yere sahip olan unsurlar, oyunda kuantum mekaniği ile bir arada yer alıyor. Bu sayede oyun, hem mistik hem de bilimsel bir deneyim sunarak oyuncuları düşündürüyor ve “Acaba gerçekten de rüyalarımız geleceğe dair ipuçları mı veriyor?”, “Fallar gerçek olabilir mi?”, “Kader mi tesadüf mü?” sorularını sorduruyor. Dinç, bu yaklaşımın Anadolu’daki gelecek ritüellerine farklı ve belki de daha ‘bilimsel’ bakış açısı getirmeyi amaçladığını ifade ediyor.
Oyunun interaktif yapısı, oyunculara sadece izleyici olmaktan öte, hikâyenin akışına etki etme imkânı tanıyor. Geleceği görme yeteneğine sahip Nazar adlı karakterin yönlendirildiği oyun, oyunculara kendi kaderlerini ve parapsikolojik yeteneklerini sorgulama çağrısı yapıyor. Zener kartları adı verilen bir bilimsel yöntemle oyuncular, ana karakter Nazar’ın geleceği görme yeteneklerini kullanarak çeşitli bulmacaları çözmeye ve engelleri aşmaya çalışıyorlar. Dinç, “Oyuncular, bir yandan Nazar’ı yönlendirirken bir yandan da kendi sezgilerini kullanarak kararlar alıyorlar” diyor. Oyuncuların Zener kartlarını tahmin etme başarıları, oyun sonunda dünya çapında bir sıralamada yer almalarını sağlıyor.
Emmy imzalı müzik
Oyunun müzikleri, Emmy ödüllü besteci Inan Zur tarafından bestelenmiş. Zur, “Nazar” için 16 farklı beste yapmış. Oyunun tamamı ise telefonla çekilen gerçek görüntülerden oluşuyor. Dinç ve ekibinin, aralarında Beykent Üniversitesi öğrencilerinin de bulunduğu bir ekiple yaklaşık iki yıllık bir çalışma sonucu ortaya çıkardığı proje, hem yerli hem de yabancı oyuncular tarafından ilgiyle karşılanacak gibi görünüyor.
‘Özümüze dönersek başarırız’
“Nazar”, Türkiye’de oyun sektörü için önemli bir adım olmasının yanı sıra Anadolu kültürünü dijital dünyada etkileyici bir şekilde temsil etmesiyle de önemli bir yapım. “1973’ten 2013’e kadar Eurovision’a baktığımızda hep kendi müziğimizi kullanıp özümüze döndüğümüzde başarılı olduk. Ne zaman özentilik yaptık, sıfır puan aldık” diyen Eray Dinç, oyun fuarlarında da global oyun geliştiricilerinin yerel kültürel öğelere büyük ilgi gösterdiğini ifade ediyor. Dinç, ‘Nazar’ ile bu beklentiye cevap verdiklerini ve Anadolu kültürünü global oyun dünyasına taşıdıklarını belirtiyor.