26.08.2021 - 07:00 | Son Güncellenme:
KÜLTÜR SANAT SERVİSİ
Türk müzik tarihinin öncü isimlerinden İlhan Usmanbaş 100 yaşında! Hayatını müziğe adayan, bestelerindeki yenilikçi tavırla Türk müziğine boyut kazandıran Usmanbaş, 100. yaşında çok özel bir etkinlikle anılıyor.
Hayatı sözcüklere sığmayan Usmanbaş için 49. İstanbul Müzik Festivali anlamlı bir konsere ev sahipliği yapıyor. Bugün saat 18.00’de ARTER’de düzenlenecek konserde sanatçının yorumu incelik isteyen eserlerini, her biri Türkiye’nin en iyi orkestralarıyla çalışan, Diskant Çağdaş Müzik Topluluğu seslendirecek. İlhan Usmanbaş’ın 1960 tarihli “Sekizil” adlı yapıtı ve solo çalgı müziklerinden seçmeler öğrencileri Ahmet Altınel, Özkan Manav ve Mehmet Nemutlu tarafından icra edilecek. Sanatçıların bu konser için besteledikleri eserlerin dünya prömiyerleri de bu akşam yapılacak.
Sınırların ötesinde
İlhan Usmanbaş, 1921 yılında İstanbul’da dünyaya geldi. Galatasaray Lisesi’nde Sezai Asal’dan viyolonsel dersleri almaya başlayan Usmanbaş liseyi bitirdikten sonra İstanbul Belediye Konservatuarı’nda viyolonsel çalışmalarını sürdürdü. Cemal Reşit Rey’den dersler aldı ve 1942’de Ankara Konservatuarı’na girerek Hasan Ferit Alnar’la çalıştı. 1946’da henüz öğrenciyken Mozart’tan esinlendiği ilk orkestra yapıtı “Küçük Gece Müziği”ni yazdı. 1948’de kompozisyon bölümünün ileri devresini Saygun’un öğrencisi olarak bitirdi ve aynı yerde armoni, form bilgisi, müzik tarihi ve kompozisyon dersleri verdi. Ulvi Cemal Erkin ile piyano üzerine çalıştı.
İlhan Usmanbaş’ın müzik üzerine çalışmaları yeni cumhuriyetin ülküsüyle bütünleşti. Bestelerinde ve akademik projelerindeki yenilikçi ve özgün yaklaşımı Türk müziğinde yeni sayfa açtı. Aynı zamanda uluslararası alanda da adından söz ettiren Usmanbaş 1952’de UNESCO bursuyla Amerika’ya gitti. ABD’de Fromm Müzik ve Koussevitzky, Polonya’da Wieniawski, Paris’te Besteciler Tribünü, İsviçre’de Bale Müziği ödülü gibi çeşitli derece ve payelere sahip olan Usmanbaş’ın sınır dışındaki ünü ve bestelerindeki yenilikçi kimlik, Türk müziğine çağdaş özelliklerin kapısını açtı. 1971’de Devlet Sanatçısı oldu, 1993’te Sevda Cenap And Vakfı’nın Altın madalyasını aldı, 2000’de Boğaziçi Üniversitesi’nin onursal doktorasına değer görüldü.