16.10.2017 - 11:49 | Son Güncellenme:
Avrupalı ve “dünya vatandaşı” kimliğine büyük değer veren yazar, yapıtlarında savaşın yıkıma uğrattığı “eski dünya”nın değerlerinin kayboluşunu büyük ölçüde dert edinmişti.
Zweig’ın yazım aşamasında “Firari” olarak tasarladığı, sonrasında ise Mecburiyet adını verdiği ve 1920 yılında basılan bu eserin ana karakteri ressam Ferdinand da savaş sırasında askere alınmamak için İsviçre’ye kaçar. Bir gün askerliğe elverişliliğinin tespiti için konsolosluğa davet edildiğinde, karısının şiddet karşıtı duruşuna ihanet etmemesi yolundaki telkinlerine rağmen kendini gitmek zorunda hisseder. Görev duygusu, savaş karşıtı düşünceleri ve karısına duyduğu sevgi arasında sıkışıp kalmıştır. Ferdinand, her ne kadar “insanlığın ötesinde bir vatanı” olmasa da, “yirmi milyon insanı boğan o zinciri” kıramayacağını düşünür.