Kültür SanatMarsis’in ‘Duman’ı yükseliyor

Marsis’in ‘Duman’ı yükseliyor 

06.03.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:

Adını Karadeniz’in yüce bir dağından alan Marsis, uzun bir aradan sonra Hasan Saltık’ın isteğiyle yorumladıkları “Duman” parçası ile aramıza döndü.

Marsis’in ‘Duman’ı yükseliyor

Melisa Vardal - Lisede okurken gittiğim bir çevre eyleminde karşılaşmıştım ilk Marsis ile. Şarkılarımızı söyledik, sesimiz çıktığınca haykırdık beraber Karadeniz’imizin yeşilini korumak için. Gerek duruşlarıyla gerek modernle geleneksel olanı harmanlayan müzikleriyle dikkatleri üzerine çeken grup, Karadeniz’in doğasına ithaf ettiği “Duman”la yeniden aramızda. Karadeniz müziğine katkılarından dolayı teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim ve seslerine kulak verelim.

Haberin Devamı

İki yıl aradan sonra Karadeniz'in doğasına, yeşiline armağan ettiğiniz yeni tekliniz “Duman” sevenleriniz ile buluştu. "Duman"ın söz ve müziğinin yapım aşamasından bahseder misiniz, nereden çıktı "Duman"?

“Duman”, bir sevda türküsü fakat bizim için farklı bir durumu var. 2009’da ilk albümümüzden beri her zaman yanımızda oldu Hasan abimiz (Hasan Saltık)! Tanıştığımızda biz daha çocuktuk. 18-19’lu yaşlar. Son konuşmamızda “Şimdiye kadar tüm albümlerinizde repertuvarı hazır getirdiniz ve şarkılarınızı kendiniz belirlediniz. Ben sizin yapımcınızım ve size bir şarkı seçmek istiyorum, bu şarkıyı benim için söyleyin” dedi. Biz de onu kırmadık ve Karadeniz için de çok anlamlı olan “Duman”ı seslendirdik. Burada, Kalan Müzik- Hasan Saltık’ı sevgi ve saygıyla anıyoruz. Bizler için çok değerliydi, onu özlüyoruz.

Haberin Devamı

Müziğinizde kullandığınız mızıka, kemençe ve gitarın uyumu kulaklarımızı şenlendiriyor. Bahsettiğim uyumu bu kadar başarılı yakalamanızın bir sırrı var mı?

İlk kez bir şarkımızda mızıka kullandık. Mızıka çalarken ruhunu ortaya koydu Tuncay Korkmaz. Mızıka, aslında Karadeniz kültüründe eski zamanlarda kullanılan fakat sonrasında kullanımı azalan hatta unutulan bir enstrüman. “Sokaklarda mızıka çalma çocuk, vurulursun” alıntısıyla iyi ki varmış mızıka diyoruz. Müziğin ortak bir dil olduğuna her zaman inandık, inanıyoruz. Bu yüzden de evrensel olanı gelenekselle birleştirmek istedik. Böylece güzel bir uyum yakaladık.

İlk konserinizi 2007'de Çernobil'in yıldönümünde gerçekleştirmiştiniz. Daha sonra da çevreyi korumak için gerçekleştirilen pek çok etkinlikte şarkılarınızla yer aldınız. Sizi sevenler bu duruşunuzdan da etkileniyor mu?

Yaşamı yok eden enerjilere karşı çıkardığımız ses, hepimiz için çok önemli. Çernobil felaketinden Karadeniz’de etkilenmeyen ve acı çekmeyen aile yoktur; sadece Karadeniz değil dünya için de bir felaketti bu. Bunun yanı sıra biz doğayı olumsuz etkileyen HES’lerin de hep karşısında durduk. Bu dünya hepimizin evi, ona hep birlikte sahip çıkmalıyız. Bu yüzden ufacık bir etki bırakabiliyorsak, bir kişinin bile kulağına kar suyu kaçırabiliyorsak kendimizi amacımıza yaklaşmış hissederiz. Bu bizim sadece sanatçı olarak değil her şeyden önce insan olarak üstlendiğimiz bir görev.

Haberin Devamı

Karadeniz’i bu kadar konuşmuşken Karadeniz’in “Şair ceketli çocuğu”nu da anmadan geçmek olmaz. Kazım Koyuncu sizin ve müziğiniz için ne ifade ediyor?

Kutup yıldızları yol göstermeye devam edecek. Bazen kaybolurlar göremeyiz. Ama onlar hep oradadır. Biliyoruz!