04.08.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:
Melisa Vardal - Japonya’dan çıkıp dünyaya yayılan manga ve animeler artık hiçbirimize yabancı değil. Okumasak bile aşinalığımızın olduğu Japon çizgi romanlarının kökleri ise sandığımızdan eskiye dayanıyor. Mangaların izine 12. hatta bazı kaynaklara göre 8. yüzyıl parşömenlerinde bile rastlamak mümkün. Modern mangaya giden yolda döşenen taşların ilki ise ülkenin önemli sanatçılarından Katsushika Hokusai tarafından atılıyor. Sanatçının 1814’ten itibaren üretmeye başladığı ve günlük hayattan sahneleri gösterdiği “Hokusai Manga”, gişe rekorları kırıyor ve böylece manga çağını açıyor. Hokusai’den sonra ilk kez manga terimini 1902 yılında bir gazetede yayımlanan mizahi çizgi romanın “mangaka”sı Rakuten Kitazawa kullanıyor. Daha sonra hızla gelişen, özellikle 40’lı yıllarda savaşın etkisiyle politize olan mangalar; Batı işgali ve Hiroşima’yla Nagazaki’ye atılan bombaların yarattığı buhranın ardından halkın kaçış noktası hâline geliyor. Düşmana karşı propaganda üreten mangalardan bize tanıdık gelebileceklerden biri de “Astro Boy”. Saf genç bir çocuk ve hiper güçlü bir robot olan Astro, savaş sonrası ülkenin yeniden inşa sürecini betimliyor. Ayrıca Astro Boy’un dışında ülkemizde 90’larda çocuk olanlar “Tsubasa”, “Pokemon” ilerleyen zamanlarda da “Beyblade”i yüzünde gülümsemeyle hatırlayacaklardır. Mangaların ekranlara dönüşmüş hâllerini pek seven 90’lar kuşağı gelecek nesle de el vermiş olacak ki şimdinin nesli mangalara yüksek bir ilgi gösteriyor. Bloglardan hatta YouTube’dan bile görebileceğimiz bu ilgiyi işin uzmanlarıyla konuştuk.
Lâmia Pekzeren (Gerekli Şeyler Yayıncılık):
‘Pandemi ilgiyi artırdı’
Artan ilginin en önemli etkeninin pandemi koşulları olduğunu düşünüyoruz. Bu süreçte her birimizin harcama ve evde vakit geçirme alışkanlıkları değişti. Ebeveynler, evde vakit geçirmek durumunda kalan çocuklarını internetle oyalamak yerine kendi gençliklerindeki “Teksas”, “Tommiks”leri anarak çocuklarına hem farklı bir kültürle tanışma imkânı sunmayı hem de ilgi çekici konularla okuma alışkanlığı kazandırmayı tercih ettiler. Yetişkinlerse manganın yalnızca çocukların değil, her yaştan insanın dünyasına hitap eden bir tür olduğunu keşfettiler. Fakat bunun Türkiye’ye özgü bir durum olmadığını, söz konusu artışın global bir artış olduğunu düşünüyoruz. Türkiye’de genç nüfusun çoğunluğu oluşturmasının yanı sıra her yaştan insanın popüler kültürü yakından takip etmesi de sebep olarak gösterilebilir.
Emre Aygün (İthaki Yayınları): ‘Uygun fiyatla satılıyor’
Çok uzun süredir “Pokemon”, “Yu-Gi-Oh!” ve “Dragon Ball” gibi serilerle popüler kültürün vazgeçilmez bir parçası olan mangaların ana akıma tam anlamıyla girişi dijital platformların yaptığı anime atılımı ve bu animelerin çok daha büyük bir kitleye ulaşmasıyla gerçekleşti. Mangalar hem diğer eserlere göre daha kolay okunabilir olmaları hem de Amerikan ya da Avrupa çizgi romanlarına göre çok daha uygun fiyatla satılmaları nedeniyle, günümüzün kitap almayı oldukça zorlaştıran ekonomik koşullarında, genç okur kitlesi için iyi biri alternatif oldu. 1999 yılında “Gon” ile belki de Türkiye’deki ilk mangalardan birini yayımlayan İthaki Yayınları olarak da bir nevi yıllar önce verdiğimiz bir sözü gerçekleştirmek adına manga ve Japon edebiyatı yayıncılığı için kolları sıvadık. Manga yayıncılığının önümüzdeki yıllarda çok daha gelişeceğini, okur kitlesinin de aynı şekilde büyüyeceğini düşünüyoruz. Oldukça sadık bir okur kitlesi olan mangaların epey parlak bir geleceği var.
Aynur Küçükyalçın (Japon Sanat Merkezi):
‘Dönemin ruhunu kavrıyor’
Mangaları yeni neslin okumayı sevdiği yeni nesil kitaplar olarak yorumluyorum. Geçmişte teknoloji bu kadar ilerlemeden önce sadece okuyarak kitabın dünyasını kafamızda canlandırıyorduk. Günümüzde insan yaşamının günlük ritmi hızlandı, zamanımız azaldı, daha kısa sürede daha çok şey yapmak gerekmeye başladı. Mektup ya da tebrik kartı yerine e-posta atıyoruz ya da mesaj yazıyoruz. Alışveriş için vaktimiz olmadığında online sipariş verip elimize ulaşmasını sağlıyoruz. Okuma alışkanlıklarımız da değişiyor. Mangalar da dönemin ruhuna uygun olarak, az kelime okuyarak konuyu kavrayıp, çizimleri ile de kafasında oluşturacağı dünyayı tam da yeni neslin istediği hâliyle hızlıca sunuyor. Tabii burada manganın bu kadar çok sevilmesini sağlayan iki önemli nokta daha var. Birincisi her kesimden insana hitap edecek türde macera, komedi, bilim kurgu, tarihi, korku, romantizm, spor, iş ve ticaret gibi, çok farklı konuları, farklı çizim stilleri ile sunuyor. İkincisi de şimdiye kadar görmeye alıştığımız hikâye kurgusundan daha farklı bir biçimde hikâye anlatım teknikleri kullanıyor. Aynı film endüstrisi gibi inanılmaz çeşitlilikte hikâyelerin yer aldığı genç nesillerin kendilerini daha yakın buldukları bir yayın hâline geldi mangalar.