Kültür SanatKonuş bizimle Pasolini

Konuş bizimle Pasolini

25.09.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:

Efsane yönetmen Pasolini, doğumunun 100. yılında Kapadokya’da anılıyor. Pasolini’nin 1969’da “Medea” filmini çektiği Uçhisar Kalesi ve Göreme Açık Hava Müzesi’nde gerçekleşen sergi, yönetmenin filmle ve Kapadokya’yla kurduğu bağı 53 yıl sonra yeniden canlandırıyor.

Konuş bizimle Pasolini

Seray Şahinler

Haberin Devamı

Nevşehir’den hemen çıkar çıkmaz

uçuk pembe ve koyu sarı renkler, eski şarap küplerinin rengi gibi-

kâh donuk kâh soluk-ve biraz da mütevazı

sarı kahveye çalan (ama aynı zamanda koyu kükürt sarısı)

Artık sanatsal metinler yazmasam da… ama şöyle bir

gerçek var ki Kapadokya’nın bu bölgesine yayılan bu renkler;

şiirsel buğday tarlalarıyla bezenmiş (teraslar, meydanlar vs.)

binlerce büyüleyici vadi (yukarıdakiler de dahil) -Pasolini, “Çay ve elmalar”, Güllüdere Vadisi, 1969

Bu sözler, dünya sinemasının efsane yönetmenlerinden, aynı zamanda yazar ve şair olan Pier Paolo Pasolini’ye ait. İtalyan yönetmen 1969’da yeni filmi “Medea” için yer arayışındayken Kapadokya’yı keşfediyor. Peri Bacaları’nın büyüsüne kapılan yönetmen filmi burada çekmeye karar veriyor. Operanın divalarından Maria Callas’ın başrolde olduğu “Medea”nın çekimleri Nisan 1969’da başlıyor. Oyunculara yerel halktan oluşan 100 kişilik figüran kadrosu eşlik ediyor ve Callas kadar Kapadokya da filmin başrolü oluyor.

Haberin Devamı

Altın Post’un peşine düşen Jason ve adamlarının Anadolu topraklarındaki Kolhis Krallığı’na gelişini ve burada Medea ile yaşananları anlatan film Pasolini’nin en yüksek bütçeli çalışması. Yönetmenin “Dilenci” (1961) ve “Kral Oidipus”a (1967) kadarki bütün filmlerinin toplamı olarak nitelendirdiği “Medea”, 53 yıl sonra yepyeni bir hikâye yazmak için yeniden Kapadokya’da. Pasolini; İtalyan Kültür Merkezi, Kapadokya İtalyan Araştırma ve Restorasyon Ekibi ile Tuscia Üniversitesi’nin iş birliğiyle; doğumunun 100. yılında, filmin çekildiği mekânlarda çok özel bir sergiyle anılıyor. “Konuş Benimle, Dünya! Pasolini ve Maria Callas ile Medea Kapadokya’da”, projenin başında yer alan İtalyan Araştırma Ekibi Başkanı Maria Andaloro’nun deyimiyle hem Pasolini’ye hem Kapadokya’ya adanmış bir sergi. Sergide Andaloro ile birlikte İtalyan Kültür Merkezi Müdürü Salvatore Schirmo’nun imzası var.

Konuş bizimle Pasolini

Prof. Andaloro ile sergiyi gezdik, Pasolini’nin ve Medea’nın izlerini takip ettik.

Yayınlanmamış sahneler 

Prof. Andoloro’nun yaklaşık 10 senedir üzerinde çalıştığı sergi dört bölümden oluşuyor. Euripides’in mitinden Pasolini’nin ezber bozan yorumuyla sinemaya uyarlanan “Medea”ya doğal platoluk yapan Uçhisar Kalesi ve Göreme Vadisi, serginin iki ana mekânı. Filme ait 100 kare, Pasolini’ye ait 100 ayrı tablo gibi… Altın Post sahnesi, Maria Callas’ın Kapadokya’da parladığı ve adeta gözleriyle konuştuğu sahneler, Pasolini’nin kamera başındaki hâlleri, Mario Tursi’nin sette çektiği figüranların heyecanını yansıtan kareler öne çıkanlar arasında. 

Haberin Devamı

Sergide Medea’ya bağlı fakat ondan bağımsız bir hikâye yazıyoruz. Çünkü bu kez Pasolini’nin gözünden Medea’yı ve Kapadokya’yı görüyoruz. Filmin en özel ve etkileyici anlarından seçilen bu görüntüler, yönetmenin Medea mitini Kapadokya’nın ruhuyla nasıl işlediğini ve birleştirdiğini de yansıtıyor. Bazı kareler doğrudan tarihi yapıların önüne yerleştirilmiş. Fotoğraf ve gerçeklik arasındaki bağ, Pasolini’nin filmde kurmaya çalıştığı iki dünyanın da özeti gibi. Medea ve Jason arasındaki dünya, Kapadokya’nın kutsal ve antik dünyası ile Korint şehri tarafından temsil edilen rasyonel ve modern dünya arasındaki çözülemeyen çatışmayı simgeliyor.

Haberin Devamı

Pasolini’nin yazının girişinde yer verdiğim şiiri, İtalyan fotoğrafçı Gaetano Alfano’nun fotoğrafları eşliğinde 53 yıl sonra bir imgeye dönüşüyor. Sergi ekibi, yönetmenin 1969’da kaleme aldığı şiirin yazıldığı yeri tespit etmiş. Dizelerdeki “kızıllık”ların izi sürülerek şiirin Güllüdere Vadisi’nde yazıldığı belirlenmiş. Alfano da yönetmenin dolaştığı yerleri gezerek onun ruhunu fotoğraf kareleriyle selamlıyor. 

Figüranlar ziyarette

Pasolini’nin çekimler sırasında filmden çıkardığı bir saatlik görüntülerin yarım saatlik bölümü Kapadokya’ya ait. Bu sahnelerin yeniden sanatseverlerle buluşturulması planlanıyor.

Kapadokya olmasaydı “Medea” bu denli etkileyici bir film olur muydu tartışılır. Film vizyona girdiği dönemde eleştirmenler Kapadokya’nın filmin oyuncularından biri olduğunu söylüyor. Kapadokya, Medea ve Pasolini arasındaki bağ, Pasolini’nin 100. yaşında, filmin o egzotik hafızasıyla birlikte yeniden canlanıyor diyebiliriz. Zira sergiye gelenler arasına filmde figüranlık yapanlar dahi var. Çekimler sırasında küçük birer çocuk olan Kapadokyalılar çocukları ve torunlarıyla sergiye gelip hatırında kalanları paylaştı. Bölge halkının ilgisi ise görülmeye değer. Sergi 10 Kasım’a kadar ziyaret edilebilir.

Haberin Devamı

Arka sokakların hikâyesi

Alberto Moravia, “Pasolini 20. yüzyıl İtalya’sının en önemli ozanıdır” sözleriyle anlatıyor Pier Paolo Pasolini’yi. 100. yaşında Pasolini’yi bir yazar olarak tanımak isteyenler için güzel bir kitap var önümüzde. Can Yayınları tarafından Türkçede yayımlanan “Kenar Mahalle Çocukları”, Pasolini’nin en ünlü eseri, onun sınırları sürekli zorlayan aykırı zihninden faydalanan bir neorealist başyapıt. Sanatın, kurumların ve toplumun arkasını döndüğü bir sınıfa adanmış sarsıcı bir kült roman. Pasolini bu kez Roma’nın arka sokaklarına “bakıyor” ve yoklukla yetişen, öfkeyle büyüyen Caciotta, Lenzetta, Begalone, Alduccio gibi çocukların öyküsünü anlatıyor.

Konuş bizimle Pasolini

‘Yüzlerden çok etkilenmiş’

Maria Andaloro: “Bu sergiyi Roma’da ya da Milano’da yapabilirdik. Ama burada, Pasolini’nin geçtiği yerlerde yapmak istedik. Bu Pasolini’nin yerine geçmek gibi. Biz Pasolini sergisiyle mevcut hafıza ve anıların üzerine de bir araştırma yapmış oluyoruz. Çünkü buradaki insanların hâlâ filmle bir bağı var. Pasolini genelde doğal figüran kullanır. Ama bu filmde çok fazla tercih etmiş. Pasolini burada gördüğü yüzlerin kuvvetli olduğunu ve gerçek aktörlerden çok daha iyi olduklarını prodüktörüne söylemiş. Bu tercih filminin gerçekliğiyle de örtüşüyor.”

Yazarlar