Kültür SanatKlişe yok, gerçek var

Klişe yok, gerçek var

04.08.2023 - 07:00 | Son Güncellenme:

Fransız yapımı “Başkalarının Çocukları” anne olabilmenin duygusal yükünü alışılmış kalıpların dışında, etkileyici bir dille ve oyunculukla anlatıyor. Filmde kadınlar kadınların kurdu değil, yurdu olarak gösteriliyor.

Klişe yok, gerçek var

MÜJDE IŞIL  - Üvey anne ya da boşanmış babanın yeni sevgilisi, klişe şekilde resmedilmeye açık bir figür. Klasik Yeşilçam’daki neredeyse cadılığa varan kötücüllüğü bir yana, modern anlatılarda da her an gözden çıkarılabilir yan karakter olarak yer bulur kendine genelde. Fransız yapımı “Les enfants des autres/Başkalarının Çocukları” üvey anne figürünü hem yaralı hem de umutlu bir başkahraman yaparak onun duygusal gelgitlerine, kendi ailesini kurma çabasına odaklanıyor.  

Haberin Devamı

40’larındaki Rachel, bir lisede öğretmendir. Çevresinde sevilen bir karakterdir. Gitar dersi alırken tanıştığı Ali ile mutlu bir ilişkiye başlar. Ali’nin evliliğinden Leyla adlı küçük bir kızı vardır. Rachel bu ilişki sayesinde önce anne olmaya niyetlenir, olmasa bile Leyla’yı kendi kızıymış gibi benimser. Ancak Ali’nin, Leyla’nın annesi Alice ile ilişkisi, Rachel’ın yaşamını doğrudan etkilemektedir.  

Sakin ve duygusal 

Rebecca Zlotowski’nin meslektaşı Jacques Audiard ile ilişkisinden ilham alarak yazdığı ve yönettiği “Başkalarının Çocukları”, duygu sömürüsünden kaçınarak karakterinin duygusal çalkantılarına odaklanıyor. Filmin başında şen kahkahaları ve gülen gözleriyle hayata bağlılığına şahit olduğumuz Rachel’ın kendi içinde dengeli hayatı, Ali ile yeni bir ilişkiye başlamasıyla değişiyor. Ali ile ilişkisinde göçmenlik sorunları ya da kültür farkları ağır basacak derken Zlotowski bizi Rachel’ın kırılgan dünyasına dahil ediyor. Bu ilişkiyle birlikte orta yaşta anne olma hevesi yeniden alevleniyor Rachel’ın. Ali’nin kızını o kadar benimsiyor ki Ali bile ondaki bu sahiplenmenin değerini kavrayamıyor. Filmde kadınlar kadınların kurdu değil, yurdu olarak konumlanıyor. Leyla’nın annesi Alice, Rachel’a dostane davranıp kalbini açıyor. Dolayısıyla filmde saf kötü bir karakter bulmaz imkânsız gibi. Rachel’ın kaderini tayin eden Ali’nin kararı ise suçlamadan ziyade hayatın olağan akışında resmediliyor.  

Haberin Devamı

Seyircisini ve kahramanını üzmemeyi hedefleyen Zlotowski başkarakterini öğretmen yaparak ‘hayatlara dokunmak’ eylemini öne çıkarıyor. Peki ya Rachel öğretmen olmasaydı, bu süreci nasıl atlatırdı veya atlatabilir miydi? Bu kadar pozitif kalmayı başarabilir ya da hayatı akmaya devam edebilir miydi? Belki de asıl hikâye bu noktada başlıyordur.  

Rebecca Zlotowski’nin sinema dili çok hassas, duyarlı ama Virginie Efira’nın oyunculuğu olmasa bu kadar etkileyici olabilir miydi, tartışılır. Efira’nın yakın yüz planlarının baskın olduğu filmde, başından sonuna kadar Rachel karakterinin tüm hislerini algılayabiliyoruz. Bu sene Lumiere Ödülleri’nde En İyi Kadın Oyuncu seçilmesi şaşırtıcı olmamış. Ali rolünde Roschdy Zem de başarılı ama Efira’nın ışığı, oyuncu kadrosunu gölgede bırakıyor neredeyse. Marcello Mastroianni ve Catherine Deneuve’ün kızı Chiara Mastroianni’yi ve jinekolog rolünde deneyimli belgeselci Frederick Wiseman’ı izlemek de filmin güzel sürprizlerinden. 

Haberin Devamı

Pizzacı kaplumbağalar iş başında

1984’den beri hayatımızda olan, mutasyona uğramış dört kaplumbağanın; Leonardo, Michelangelo, Raphael ve Donatello’nun maceraları uzun soluklu çizgi roman serisine, hit çizgi filmlere, kallavi oyuncak serisine, video oyunlarına ve toplamda global gişe hasılatı 1,7 milyon dolarlık altı sinema filmine dönüştü. Pizza tutkuları yüzünden yıllar içinde Türkiye gibi nice ülkede sağlıklı beslenmenin önünü kestikleri yönünde suçlansalar da hayran kitlelerinin gözünde mizahi maceralarının modası eskimiyor. “Teenage Mutant Ninja Turtles: Mutant Mayhem/Ninja Kaplumbağalar: Mutant Kargaşası” kaplumbağaların yedinci filmi ama önceki filmlere göre yeni bir seri başlatma hedefinde. Uzun yıllar insan dünyasından korunan Ninja kardeşler, kahramanca eylemleriyle New Yorkluların kalplerini kazanmak ve normal gençler gibi kabul edilmek için yola çıkarlar. Ama üzerlerine bir mutant ordusu salıverildiğinde tüm planları tersine döner. Animasyonda Jackie Chan, Usta Splinter’ı seslendiriyor.