Kültür Sanatkahramanlar ve müzikleri

kahramanlar ve müzikleri

10.06.2004 - 00:00 | Son Güncellenme:

Edebiyatta olduğu gibi müzikte de durum değişmiyor: Kahraman hep erkek. Dolayısıyla bu kahramana can veren de erkek...

kahramanlar ve müzikleri






IRAK'ta kendisini kurşuna dizen Mücahit Tugayları üyelerinin yüzüne bakmak için başına geçirilen çuvalı çıkarmak isteyen Fabrizio Quattrocchi'nin son sözleri şu olmuş: "Şimdi size bir İtalyan'ın nasıl öleceğini göstereceğim". Benim kahramanlarım asla savaşçılar olmadı. Başkasını kurtarmak için yaşamını tehlikeye atanlara sempatiyle baktım elbette ama onlar da değil. Doğumu sırasında annesini yitiren, altı aylıkken babasını kaybeden, teyzesi tarafından büyütülen ve gerçekler kendisine anlatıldıktan kısa süre sonra Konya'da göçük altında yaşamını yitiren çocuk benim kahramanım. Kısacık yaşama böylesine büyük acılar sığdıran insanlar, kahramandır ya da büyük başarılar... Georg Büchner kahramanlarım arasında yer alır. Üç tiyatro oyunu, bir doktora, öğretim üyeliği, arkadaşlarıyla birlikte kurduğu "İnsan Hakları Birliği". Bunların tümünü 24 yılda yaşadı Büchner. Yine de bir kahraman tiplemesi sıralaması yaptığımda, yattıkları kadınların adını bilmeyenler benim listemde en üst sıraya çıkıyor.

Rus bestecinin cinsel tercihi
Propp, Lotman ve Laurites gibi yazarlara gönderme yaparak bir öyküdeki kahraman profilinin nasıl çizildiğini gösterir: "Kahraman erkek olmalı. Mitolojik bir öğe, insanlığın kurucusu, kültürün mimarı ve temeli".
Bu, müzikte de böyle. Kahraman hep erkektir. Dolayısıyla bu kahramana can veren de erkek. Philipp Brett, henüz müzikolojinin 'dolap'tan çıkmadığı dönemlerde bilinen tek eşcinsel bestecinin Çaykovski olduğunu anımsatır. Sözgelimi daha Schubert ile ilgili hiçbir çalışma yapılmamıştır ve bu durumun nedeninin Batı müzikolojisi olduğunu söyler. Çaykovski'nin eşcinselliğinin konuşulmasında bir sorun yoktur çünkü bir Rus bestecinin cinsel tercihi zararsızdır hatta egzotik bile olabilir. Bir çöküştür ve özellikle gençliği bu kadınsı müziği örnek göstererek korumaktan bile söz edilir. Schubert'in eşcinselliğinin söz edilmesi ise tıpkı Wagner anti - semitizmi gibi özellikle Alman kilisesi tarafından hiç hoş karşılanmaz. Amerikalı eşcinsel besteci Ned Rorem bu konuda iki örnek verir: "AIDS'ten ölen sinema oyuncusu Rock Hudson, bize ulusal bir idolün AIDS olabileceğini gösterdi. Wagner de büyük bir sanatçının bir orospu çocuğu olabileceğini. Hollywood sanatçılarının iyi insanlar olduğu görüşü yaygındır. Ne kadar iyi bir insan olmam gerektiğini söyleyen yabancılardan nefret ederim, çünkü değilim. Yani eğer gerçek beni bilseler..."

Don Giovanni...
Don Giovanni bu anlamda müzik dünyası için olabilecek en olumsuz tiplemedir. Kadın avcısı, züppe, yaşamında hiçbir kaygı gütmeden gününü gün eden, seks manyağı ve bunun için gözünü kırpmadan adam öldürebilen biridir Don Giovanni. Benim içinse gerçek bir kahramandır. Yerinde olabilmeyi istediğim adamlardan biridir Don Giovanni. Kılıç taşıyorsunuz, kafanız bozuldu mu adam öldürebiliyorsunuz, kendisine vaatte bulunmadığınız kadınlar peşinizde koşuyor ve hiçbir şey umurunuzda değil. Unutulmaması gereken en önemli unsur ise cesaret. Don Giovanni korkak değil. Kızıyla bir kaçamak yapmak isterken öldürdüğü askerin hayaleti evine gelip özür dilemezse yaşamını alacağı tehdidinde bulunduğunda gülerek "Asla," yanıtını verir. Az önce yaptıklarıyla olabildiğince onursuz bir insan görünümündeki bu terbiyesiz, yaptıklarının sorumluluğunda kahramanca ölüme gider.

Sağtürk ve Gencebay
Gazetelerde aynı gün okuduğum iki haber böylesi bir girişi yazdırdı bana. İlki Quattrocchi'nin beni etkileyen sözleriydi. Bir fırın işçisinin, böylesi boktan bir sonla bitecek yaşamına veda ederken söylediği sözlerden etkilenmemek olası değil. İkinci olay ise evrence ünlü baletimiz Tan Sağtürk ile yapılan bir söyleşiydi. Kendi ağzından özetleyelim: "Bu işi para için yapmıyorum öyle olsa yıllar önce Lyon Balesi'nin 45 bin Franklık teklifini kabul edip Fransa Devlet Opera ve Balesi'nden ayrılırdım. Tek isteğim çocuğumun 'Babam yaşamını dans ederek kazanmış' demesi. Paraya değer veren insan sanatçı olamaz".
Üstad bu arada Gencebay ile dans etmesine de değinerek sokaktaki adamın Mozart'ı değil Gencebay'ı tanıdığını, bu yüzden böyle bir şeyi yaptığını söylüyor ama "Bir daha asla," demeyi de unutmuyor. Demek ki diyoruz paraya değer vermeyen ve bunu gözeten bir adamın sanatçı olamayacağını söyleyen bu bale kahramanı, BBG yarışmasını sunarken de, televizyon dizisinde Türk olmaya çalışan abuk sabuk yabancı tiplemesini canlandırmaya çalışırken de, magazin basınında birlikte olduğu mankenle anılırken de bu kimliğini hep korudu. Benim kahramanımın neden Don Giovanni olduğunu sanırım anlamışsınızdır.

Irak Ulusal Senfoni Orkestrası
Bush'un son günlerdeki kahramanlardan biri de Irak Ulusal Senfoni Orkestrası'nın şefi. Ali Cenk Gedik'in Sol'da yazdığına göre, adı geçen orkestra Washington'da bir konser vermiş. Konserin öyküsünü boşverin çünkü Bush'un söyledikleri onursuzluk düzeyinin üst çıtasının henüz saptanmadığı gerçeğini gerek kendi gerekse orkestra açısından gözler önüne koyuyor:
"Irak'ta önemli gelişmeler kaydettik. Daha yapılacak çok şey olduğu açık, ancak Irak Ulusal Senfoni Orkestrası'nın burada olması ve Amerikalıları eğlendirmesi gerçeği de bu ilerlemenin bir işareti".
Amerikalı sosyalist yazar Sidney Finkelstein'ın Alban Berg'in "Wozzeck" operasını betimleme şekline çok gülerim. Sanırım müzik tarihinin en acımasız eleştirilerinden biridir ama dedim ya operayı çok beğenmeme karşın Finkelstein'in öfke dolu sözleri ve böyle bir yapıt neden yazılır ki şaşkınlığını dile getiriş biçimi komiktir:
"Wozzeck bir orospuyla evlenen, onun ihanetine uğrayınca da kadını öldürüp ardından intihar eden bir yarı kaçığın kanlı cinayet öyküsüdür".
Bir opera kahramanının böyle tanımlandığına daha önce tanık olmuş muydunuz? Propp'un kahraman prototipine uymadığı kesin. Wozzeck'e insanlığın kurucusu ve kültürün mimarı gibi bir misyon yüklemek acımasızlık olur. Haksızlık da. Oysa kahramanın paraya değer vermemesi gerekir. Çocuğa bırakılan mirasın temel unsurunda bunun yatması zorunludur. Don Giovanni gibi manyaklık, Wagner gibi o.u çocukluğu yapmayacaksın, Çaykovski gibi eşcinsel, Rorem gibi iyi olmak için çaba göstermeyen biri olmayacaksın. Gerisi kolay. n

KEŞFETYENİ
Murat Boz'a olay Volkan Konak göndermesi! 'Herkes anıyor seni'
Murat Boz'a olay Volkan Konak göndermesi! 'Herkes anıyor seni'

Cadde | 18.04.2025 - 07:11

Volkan Konak'a olan sevgisi bilinen Berkay Şahin'den dikkat çeken bir paylaşım geldi.

Yazarlar