29.10.2021 - 07:00 | Son Güncellenme:
Vizyonda bu hafta 6’sı yerli 10 film sinemaseverlerle buluşuyor. Pandemiden sonra açılan sinemalarda korku ve gizem türü fimlerin ağırlığı devam ediyor. Bu haftanın dikkat çeken yapımı “Boynuzlar” da bu türün iyi örneklerinden. Yönetmenliğini Scott Cooper’ın yaptığı film gizemli ve içine kapanık bir öğrenciyle iletişim kurmaya çalışan genç bir öğretmenin hikâyesini konu ediyor.
Kerri Russell’un canlandığı Julia, babasının ölümünden sonra doğduğu, büyüdüğü yer Oregon’a dönerek ilkokulda işe giriyor. Okulda çocukken maruz kaldığı istismarın belirtilerini gösteren içine kapanık öğrencisi Lucas’la yakınlık kuruyor. Kasabanın şerifi olan kardeşi Paul de kasabanın dışındaki ormanda vahşice parçalanmış cesetler buluyor. Julia ve Paul bir yandan cesetlerin sırrını araştırırken bir yandan da Lucas’ın esrarını ortaya çıkarmaya çalışıyorlar. Ancak Lucas’ın herkesten sakladığı sır, sadece kendisi için değil tüm kasaba için tehlike oluşturuyor. Julia, sırrı ortaya çıkarmaya çalışırken kendisini korkunç durumların içinde buluyor. Nick Antosca’nın “The Quiet Boy” adlı kısa öyküsünden uyarlanan film Scott Cooper’ın hikâyeye eklediği sırlar labirenti ve özellikle ikinci yarıdaki mitolojik unsurlarla dikkat çekici hâle geliyor.
Filmdeki mit ile gerçeklik arasındaki bağlantılar, karakterlerin dönüşümlü olarak yaptıkları seçimler, hissettikleri pişmanlıklar veya ödedikleri kefaretler senaryonun güçlü tarafları olarak öne çıkıyor. Filmi türdaşlarından ayıran karakterlerin güçlü bir şekilde çizilmiş olması. Haftanın Filmleri Bugün vizyona giren “Boynuzlar”, kahramanlarımızın bizi korurken en az bizim kadar savunmasız olabileceği konusundaki rahatsız edici gerçeği dikkat çekici bir incelikle vurguluyor “Boynuzlar”da Jeremy T. Thomas, Keri Russell, Jesse Plemons rol alıyor. “Grev” 111 yıl önce Bursa’da gerçekleşen kadın işçilerin grevini anlatıyor. Özellikle de hayatına çok tanıdık gelen bir tacizin belirtileriyle giren çocuğu koruyup kollayan Julia karakteri.
Russel’ın da bu rolde övgüye değer bir performans sergilediğini belirtelim. Paul de kardeşinin kendini bir aile travmasının içinde tek başına bırakıp gitmesini içine sindiremeyen bir karakter olarak betimliyor. Cooper filmde kahramanlarımızın bizi korurken bile en az bizim kadar savunmasız olabileceği konusundaki rahatsız edici gerçeği dikkat çekici bir incelikle vurguluyor. “Boynuzlar” titiz ve bugünlerde çok fazla rastlanmayacak kadar başarılı bir korku alt türü yapımı.
Gerçek bir grevin hikâyesi
Belgeselci, yazar Metin Yeğin’in “Grev” filmi bu haftanın öne çıkan bir diğer yapımı. Film 1910 yılının Osmanlı İmparatorluğu’nda, Bursa’da ipek işçiliği yapan kadın işçilerin kötü çalışma koşullarına karşı birlikte gösterdikleri gerçek bir direnişi anlatıyor. İngiliz kadın Sarah, kadın hareketi ‘sufrajet’ nedeniyle başı belaya girince ülkeden uzaklaşıp göz boyama bir evlilikle Bursa’ya eşcinsel eşi John’un yanına geliyor. Kendini bu evlilikle gizleyen John aynı zamanda Düyun-u Umumiye’nin yani Batı ülkelerinin borç toplama idaresinin başı olarak görev yapıyor. Sofia ve Zabel ise Rum ve Ermeni iki işçi lideri kadın ve işçilerin sözcüsü olarak karşımıza çıkıyor. Fatma, güzelliği öne çıkan genç Müslüman kadın işçi olarak hikâyede yer alıyor, Adem de Fatma’ya âşık tütün kaçakçısı saf bir Türkmen köylüsü olarak. Celal Bey ise iktidar partisinden yeni Türk sermayesini simgeliyor. Öğretmen Naci güzel laflar sarfetse de çıkarı olduğunda hemen saf değiştiriyor. İşte tüm bu karakterler “Grev”de bir araya geliyor. Pelin Batu, Tansel Öngel, Nihan Aker, Orhan Alkaya, Murat Çidamlı gibi isimlerin rol aldığı filmin oyuncu kadrosunda “La Casa de Papel” dizisinde Lizbon karakterini canlandıran Itziar Ituño Martínez dikkat çekiyor.
İstanbul Muhafızları’nın yeni macerası
Çocuklara müjde! İstanbul Muhafızları’nın yeni macerası “Yüzyılın Muhafızları” gösterime giriyor. Yeni macerada Gürgen ile Azmi zaman makinesi ile yolculuk yaparak 1920 senesine ışınlanıyorlar. Ana amaçları 23 Nisan’da toplanacak olan meclisin toplanmasını engellemek ve tarihin akışını değiştirmek. Çünkü böylece ortada bir İstanbul olmayacak, eğer bir İstanbul olmazsa İstanbul Muhafızları’na da gerek kalmayacak. Fakat işler Gürgen ile Azmi’nin planladıkları gibi gitmiyor. İstanbul Muhafızları da peşlerinden 1920 senesine ışınlanarak Gürgen ile Azmi’ye engel olmaya çalışıyorlar.