11.02.2020 - 07:00 | Son Güncellenme:
Önceki gece dağıtılan 92. Akademi Ödülleri, Oscar tarihinde büyük bir dönüm noktasıydı. Bong Joon Ho’nun imzasını taşıyan Güney Kore yapımı “Parazit”in En İyi Film dalında Oscar’a uzanmasıyla Akademi tarihinde ilk kez İngilizce olmayan bir filmi bu dalda taçlandırdı. “Parazit”, bu tarihi başarısının yanı sıra En İyi Yönetmen, En İyi Orijinal Senaryo ve En İyi Uluslararası Film dallarında da ödül kazarak gecenin yıldızı oldu. Sam Mendes’in büyük ödüllere uzanacağı tahmin edilen I. Dünya Savaşı filmi “1917” ise teknik dallarla yetindi.
Oscar tarihinin bu kırılma noktasında Donald Trump’ın “Önce Amerika” politikalarının Hollywood’u dünyaya hiç olmadığı kadar açılmaya itmesi bir neden olarak düşünülebilir. 2016’daki “Oscarlar çok beyaz” skandalından sonra üyelerindeki beyaz erkek çoğunluğunu değiştirmeye yönelik yeni üyeler de Akademi’nin sinema dünyasında heyecan yaratan bu kararında etkili gibi gözüküyor. “Parazit”in Hollywood’un kendi kulübünde dağıtılan ödüllerde yarattığı değişim, hem Oscar töreninin yapıldığı Kodak Tiyatrosu’ndaki sinema dünyasında hem de sinema takipçilerinde büyük sevinç yarattı. Joon-ho, ödüllerin ardından yaptığı açıklamada, “Uyanıp bunun bir rüya olduğunu fark edeceğim sanki. Sürreal geliyor” diyerek Oscar takipçilerinin de hislerini yansıttı.
Trump’a gönderme
Törende En İyi Yardımcı Erkek dalında “Bir Zamanlar… Hollywood’da”yla Oscar kazanan Brad Pitt, Trump göndermeli bir konuşma yaptı. Pitt, Cumhuriyetçilerin çoğunlukta olduğu Senato’daki azil yargılanmasına tanıkların dinlenmemesine göndermede bulundu: “Bana bu konuşma için 45 saniyem olduğunu söylediler. Bu süre, Senato’nun John Bolton’a verdiği süreden daha uzun.”
‘Ödülümü 5’e bölüp paylaşırım’
Bong Joon Ho, En İyi Yönetmen Ödülü’nü almak için sahneye çıktığında “En İyi Uluslararası Film Oscar’ını aldığımda işim bitti, rahatlayabilirim diye düşündüm” dedi ve aday olan diğer yönetmenleri takdir eden bir konuşma yaptı: “Gençken kalbime yazdığım bir laf vardı: En kişisel olan en yaratıcı olandır. Bu, ustamız Martin Scorsese’ye aitti. Okuldayken onun filmlerini incelerdim. Aday olmak bile büyük onurdu, kazacağım aklıma gelmedi. ABD’de filmlerim bilinmezken Quentin Tarantino onları listelerine alırdı. Ona teşekkür ederim. Todd (Phillips) ve Sam (Mendes) çok takdir ettiğim yönetmenlersiniz. Akademi izin verse ödülümü testereyle beşe bölüp sizinle paylaşırım.”
Üç yılda iki Oscar
Oscar’ın talihsizleri listesinde uzun süre yer alan usta görüntü yönetmeni Roger Deakins, 13 kez aday olup Oscar alamamış ve şeytanın bacağını 2018’de “Blade Runner 2049”la kırmıştı. Önceki gece ise “1917”yle aynı dalda ikinci Oscar’ını kazanan Deakins, üç yıl içinde iki kez bu ödüle uzandı.
Phoenix’ten hayvan hakları vurgusu
Gecenin en akılda kalan konuşmasından biri Batman’in azılı düşmanı Joker’i canlandırdığı performansla beklendiği gibi En İyi Erkek Oyuncu dalında Oscar’a uzanan Joaquin Phoenix’e aitti. Phoenix konuşmasında hayvan haklarına vurgu yaptı: “Toplumsal cinsiyet eşitliği, ırkçılık, kuir hakları veya hayvan haklarından söz ederken aslında adaletsizlik mücadelesinden bahsediyoruz. Bir ırkın başka bir ırka, bir cinsiyetin diğerine üstünlüğüne ve cezasız kalan kontrolüne karşı bir mücadeleden bahsediyoruz. Doğadan koptuğumuzu düşünüyorum. Kendimizi dünyanın merkezi sanıyoruz. Doğayı, kaynak için sömürüyoruz. Bir ineği yapay olarak döllemeye ve yavrusunu çalmaya, ineğin yavrusu için olan sütünü alıp kahvemize koymaya hakkımız olduğunu düşünüyoruz.” Phoenix konuşmasını genç yaşta hayatını kaybeden River Phoenix’in yazdığı dizelerle bitirdi: “Yardıma sevgiyle koşun, ardından barış gelecek.”
Garland’ın mirası
Renée Zellweger, Judy Garland’ı canlandırdığı “Judy”deki performansıyla “Cold Mountain”dan (2004) sonra ikinci kez En İyi Kadın Oyuncu dalında Oscar kazandı. Bu beklenen ödülden sonra Zellweger konuşmasında Garland’ın Oscar kazanma onurunu yaşayamadığını hatırlattı ve “Bu ödülü onun mirasının devamı olarak görüyorum” dedi.
Eşitsizliğe zarif isyan!
Akademi, adaylar açıklandığında kadın sinemacıların başarılarını adaylıklarda görmezden gelmesiyle eleştirildi. Bu eleştirileri kırmızı halıya oyuncu Natalie Portman taşıdı. Portman törene aralarında Greta Gerwig (“Little Women”), Lorene Scafaria (“Hustlers”) and Lulu Wang’in (“The Farewell”) de olduğu kadın sinemacıların isimlerinin işlendiği bir ceketle katıldı.